CHP Grup Başkanvekili Kemal
Kılıçdaroğlu, İstanbul Büyükşehir Belediyesi
tarafından satın alınan Phileas marka metrobüslerin, süratle
Hollandalı firmaya iade edilmesi ve bu konuda yapılan tüm sözleşmelerin
kamuoyuna açıklanması gerektiğini söyledi. İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB)
tarafından satın alınan Phileas marka metrobüslerle ilgili TBMM'de basın
toplantısı düzenleyen Kılıçdaroğlu, metrobüslerin alımına ilişkin iddialarda
bulundu.
İstanbul'un trafik sorununu çözmek için tercihli yol yapıldığını, bu yollarda
kullanılmak üzere Hollanda'dan Phileas marka otobüslerin satın alındığını
anımsatan Kılıçdaroğlu, ancak İstanbul Büyükşehir Belediyesince “teknoloji
harikası” olarak tanıtılan bu otobüslerin, İstanbul halkına hizmet etmediğini
ileri sürdü. Kılıçdaroğlu, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş'ın,
eleştiriler üzerine firma yetkililerince açıklama yapılacağını söylediğini
belirterek, otobüsleri satın alanın da şartnameyi hazırlayanın da İBB olduğunu,
ancak belediyenin kamuoyunun yanıt beklediği sorulara yanıt vermek için firma
yetkililerinden medet umduğunu ifade etti. Kılıçdaroğlu, “Niçin? Çünkü İstanbul
Büyükşehir Belediyesi suçluluğunun farkında olduğu için olabildiğince kamuoyunun
önüne çıkmamaya özen gösteriyor” dedi.
Firma yetkililerinin, “İstanbul trafiğindeki insan yoğunluğunun, bu araçların
kaldırabileceği bir yoğunluk olmadığını” açıkladıklarını bildiren Kılıçdaroğlu,
“teknoloji harikası” olarak tanıtılan araçların önemli bir kısmının İETT
garajlarında onarım ve bakım için beklediğini” gündeme getirdi ve “Bu nasıl bir
teknoloji harikası?” diye sordu.
Kılıçdaroğlu, Kadir Topbaş'ın 23 Nisan 2009 tarihinde “Metrobüs araçlarının
tamamı gelecek aybaşında devreye girebilecek. Hiçbir problem olmayacak...”
şeklinde açıklama yaptığını dile getirerek, “Yani bu araçların tümü 1 Mayıs
2009'da seferde olacaktı. Bugün 21 Mayıs, değişen hiçbir şey yok. O zaman biz,
bu araçlara İstanbullular olarak niçin 60 milyon Avro ödedik?” dedi.
“Niçin bu araçlar çalışmıyor?”
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığının yaptığı resmi açıklamada “Araçlar
direk üreticiden alınmıştır. Üretimin her aşamasında 2 makine mühendisi ve 6
adet usta işçi tarafından firma denetlenmiş ve şartnameye aykırı herhangi bir
şekilde imalata izin verilmemiştir. Menşe ülkeden gemiye yüklenmeden her türlü
testler yapılmış ve öyle gemiye yüklenmiştir” denildiğini anlatan Kılıçdaroğlu,
“bu açıklamanın doğruları yansıtmadığını” ileri sürdü. Firma yetkililerinin,
bakım ve onarım çalışmalarının devam ettiğini dün açıkladıklarına işaret eden
Kılıçdaroğlu, “Madem daha Hollanda'dayken üretim aşamasından gemiye yükleninceye
kadar bu araçların testi yapıldıysa, Türkiye'de yapılanlar nedir? Niçin bu
araçlar çalışmıyor? Çünkü gerçek ortadadır ve araçlar İETT'nin garajında tamir
ve onarım beklemektedir” ifadesini kullandı.
“Adrese teslim ihaleyi, İBB itiraf etmiştir”
Metrobüslerin alımına ilişkin İBB'nin internet sitesinde “Uluslararası
piyasalarda ve yurt içinde yapılan araştırmalarda hatta en uygun aracın
Phileaslar olacağı konusu tespit edilmiştir” şeklinde açıklama yer aldığını
belirten Kılıçdaroğlu, daha şartname hazırlanmadan satın alınacak otobüslerin
marka ve firmasının belirlendiğini iddia etti. Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
“İşin garip tarafı aynı açıklamada İBB diyor ki 'İhale teknik şartnamesinde
hiçbir şekilde araç tarifi, ismi, modeli veya herhangi bir markayı çağrıştıracak
ifadelere yer verilmemiştir. Şartnamede tamamen teknik spesifikasyonları
belirtilmiştir.' Hem hiçbir aracın tarifini yapmadık diyeceksiniz, hem de
aynı açıklamada en uygun aracın Phileaslar olacağını söyleyeceksiniz. Açıkça
söylemek gerekirse şartname Phileaslar'a göre hazırlanmış, yani adrese teslim
ihale yapılmıştır. Bu adrese teslim ihaleyi de İBB açıkça resmi internet
sitesinde itiraf etmiştir.”
“Hangi güç, raporun gereğini engelledi?”
Kadir Topbaş'ın, Phileas marka otobüslerin İstanbul için en uygun araçlar
olduğunu söylediğini savunan Kılıçdaroğlu, İETT Genel Müdürlüğünün, İTÜ Öğretim
Üyesi Prof. Dr. Haluk Gerçek'e 2007 yılında hazırlattığı fizibilite raporunda,
“Metrobüs projesi için değerlendirilen iki otobüs seçeneğinden Capacity
otobüsünün finansal değerlendirme göstergeleri, Phileas otobüsüne göre önemli
ölçüde daha iyidir” denildiğini söyledi. Haluk Gerçek'in, Phileas marka
araçların uygun olmadığını açıkça saptamasına karşın, Kadir Topbaş'ın, 60 milyon
Avro ödeyerek otobüsleri satın aldığını belirten Kılıçdaroğlu, “Bu rapor açıkça
ortada iken niçin raporun gereği yapılmamıştır? Hangi güç bu raporun gereğinin
yerine getirilmesini engellemiştir?” diye sordu.
“Ayıplı mal niçin iade edilmiyor?”
Kılıçdaroğlu, Phileas marka otobüslerin satın alınmasıyla ilgili skandalların
sadece bunlarla sınırlı olmadığını ileri sürerek, şunları kaydetti:
“İBB'den yapılan resmi açıklamada '...sözleşmede (...) ayıplı, kusurlu mal
vermenin müeyyideleri belirlenmiştir. Araçlardaki kusurun durumuna, önemine veya
düzeltilip düzeltilemeyeceğine göre müeyyideler getirilmiştir' denmektedir.
Peki, bugüne kadar depolarda bekletilen bu araçların bekletilme nedeni nedir? Bu
konuda niçin İstanbullulara sağlıklı bilgi verilmiyor? İstanbul Makine
Mühendisleri Odasına istenen bilgiler niçin verilmemektedir? Ayıplı bir mal
niçin iade edilmiyor? 'Son teknoloji ürünü' diye metrobüs alacaksınız, bu
teknoloji harikası otobüsler yolda kalacak, çekici ile depolara taşınacak, yani
çalışmayan metrobüslerin bedelini İstanbullu ödeyecek. Niçin? İstanbulluya
dünyanın en pahalı hurdasının sahibi olduğu anlatılmayacak mı? Unutulmamalıdır
ki Türkiye Avrupa'nın en büyük otobüs üretim merkezidir. Türkiye dünyanın pek
çok ülkesine otobüs ihraç eden bir ülkedir. Kendi ülkesinde üretilen ve ihraç
edilen otobüsler varken, İBB, niçin ve hangi akılcı gerekçe ile yurt dışından
dünyanın en pahalı otobüslerini alır? İBB, Hollanda'nın ekonomik krizini çözmeye
memur edilmiş bir Belediye değildir. Milyonlarca gencin iş bulamadığı Türkiye'de
kendi ürettiği körüklü otobüsleri almak yerine Hollanda'dan Türkiye koşullarına
uymayan otobüsleri alarak milyonlarca Avro ödeyen bir belediyeden hesap
sormayacak mıyız? Burada yapılacak ilk şey, bu ayıplı malların süratle
Hollanda'daki firmaya iade edilmesi ve bu konuda yapılan tüm sözleşmelerin
kamuoyuna açıklanmasıdır.”
Bir gazetecinin, “metrobüslerin, doğrudan İBB tarafından mı, yoksa başka
şirketler aracılığıyla mı alındığını” sorması üzerine Kılıçdaroğlu, İBB'nin
yaptığı resmi açıklamada, “doğrudan ilgili firmadan alındığının” belirtildiğini
söyledi. Kılıçdaroğlu, “O zaman, doğrudan ilgi firma Türkiye'ye ürün satıyorsa,
Türkiye'de temsilci bulundurmasının anlamı ne? Türkiye'deki temsilciden şuana
kadar hiçbir açıklama gelmedi. Niçin, Türkiye'deki temsilci devreye
girmemiştir?” diye konuştu.
“İstanbul'da böyle bir yol var mı?”
Kılıçdaroğlu, metrobüs alımına ilişkin ihalenin ne zaman yapıldığı, hangi
firmaların katıldığı ve verdikleri tekliflere yönelik soruyu yanıtlarken de bu
konuda hazırlanan teknik şartnameye uyan tek firmanın, Hollanda'daki firma
olduğunu belirtti. Kılıçdaroğlu, “Başka hiçbir üreticinin bu ihaleye girme şansı
yok. Çünkü şartnameye uygun değil” dedi.
Metrobüslere “teknoloji harikası” denildiğini anımsatan Kılıçdaroğlu,
“Şoförler olmadan da bu otobüslerin yolda gideceği söyleniyor. İstanbul'da böyle
bir yol var mı? İstanbul'da böyle bir yol varsa, niçin şoförler bu araçları
kullanıyorlar. İstanbul'da böyle bir yol yoksa, bu kadar pahalı bir aracı,
işsizliğin bu kadar yoğun yaşandığı bir ülkede niçin alınmasına karar verilir?”
sorularını yöneltti.
“Türkiye'deki temsilcilik ile Ak Parti arasında siyasi bağlantı var mı?”
şeklindeki soru üzerine Kılıçdaroğlu, “O konuda Türkiye'deki temsilcinin devrede
olmadığı söylendiği için bir şey söyleyemiyorum” diye konuştu.