CHP’den Hasankeyf Çağrısı: Siyasiler Bu Sesi Duymalı



Türkiye’nin Güneydoğusunda bulunan antik kent, Batman iline bağlı bir ilçe merkezi konumunda. Son yıllarda eserlerin taşınması ve tarih mirasa yönelik çeşitli fiziki zararlarla gündeme gelen Hasankeyf için süre giderek daralırken CHP’den önemli bir çağrı geldi.

Birgün'de yer alan habere göre 1978 yılında birinci derece SİT alanı ilan edilen Hasankeyf’in olağanüstü öneme sahip arkeolojik bir bölgenin de merkezi konumunda olduğunun söyleyen CHP Genel Başkan Yardımcısı Denizli Milletvekili Gülizar Biçer Karaca; “Medeniyetimiz ve insanlık tarihi açısından daha pek çok keşfedilmeyi bekleyen tarihi alanı barındıran böylesi bir doğal ve kültürel mirasın yok edilmesine karşı yurttaşlardan yükselen sese siyasiler kulaklarını tıkamamalı” dedi.

"12 bin yıllık geçmişiyle medeniyetin beşiği"
“İçinde bulunduğu Dicle Vadisi doğu ve batı uygarlıklarının doğum yeri olan Hasankeyf’in yok olmasına seyirci kalınmamalıdır” diyen Biçer Karaca sözlerine şöyle devam etti:

Reklam Goruntulenme Bolumu

“Hasankeyf ve Dicle Vadisi, UNESCO’nun on Dünya Mirası kriterinin dokuzunu birden sağlayan dünyadaki tek yer konumunda. Yaklaşık 12 bin yıllık tarihiyle adeta bir açık hava müzesi konumundaki Hasankeyf, Türkiye’de Ortaçağa ait bütünlüğünü koruyabilen tek kent olma özelliği taşıyor. Ayrıca döneminin en önemli İslam başkentlerinden biri olan Hasankeyf’in yok olması çok önemli bir insanlık tarihi mirasının da yok edilmesi demek.”

"Hasankeyf için geç olmadan adım atılmalı"
“2000’li yılların başından bu yana gerek yerel, gerek ulusal düzeyde sivil toplum kuruluşlarının, sanatçıların ve bilim insanlarının yok edilmemesi için kampanyalar yürüttüğü Hasankeyf, Türkiye’nin doğa ve kültür mirasını koruma noktasında yaşadığı sorunların da bir göstergesi haline gelmiştir. Coğrafyamızda yaşayan herkesin köklerinin dayandığı bu antik kent yirmiden fazla uygarlığın izlerini taşıyan evrensel bir mirastır. Bugüne değin korunduğu halinden çok daha iyi şartlarda bu mirası torunlarımıza bırakmak da bizlerin boynunun borcudur. Tüm siyasilerin de bu bilinçle hareket etmesi ve daha da geç olmadan Hasankeyf’in yok olmaması için gereken adımları atması gerekmektedir. Tarihi, kültürel ve doğal mirası korumak için yürütülen mücadelelere karşı siyasilerin duyarsız kalması kabul edilemez. ”