Chicago, Calatrava'nın Tasarladığı Yeni Gökdelen Projesi "Fordham Spire"ı Konuşuyor





İspanyol Mimar Santiago Calatrava tarafından tasarlanan ve geçtiğimiz günlerde kamuoyuna sunulan, Chicago göl kenarı bölgesinin çehresini değiştirmeye aday “Fordham Spire” (Fordham Burgusu) adlı gökdelen, yeni tartışmalar başlattı.

Chicago Tribune gazetesinin mimari eleştirmeni Blair Kamin, projeyle ilgili görüş ve eleştirilerini bir Chicago’lunun gözünden aktardığı 27 Temmuz tarihli yazısında, Chicago’luların gökdelenin ihtişamıyla kendinden geçmek yerine gökdelenin şehir silüeti için ne derece doğru bir seçim olduğu üzerine düşünmeleri gerektiğini belirtiyor.

Chicago’nun zaten Amerika Birleşik Devletleri’nin mimari haritasında önemli bir yeri olduğunu belirten yazar, şehrin yeni bir ikona ihtiyaç duyup duymadığını sorgulamak gerektiğini savunuyor. Kamin, Calatrava’nın ikon binalar üretmek konusundaki yeteneğinin bilinmesine rağmen göl kenarındaki bu yer için yaptığı öneriyi özellikle güvenlik ve mimari açısından tartışmaya açıyor.

Calatrava’nın deyimiyle bu gökdelen “kural yıkan” bir tasarım. Chicago’nun ızgara sistemiyle yerleşmiş gökdelenlerinin kartezyen düzenini, doğada bulunan formlara dayanan Barok bir dinamizmle bozan bu öneri, bir ağaç gövdesinin burulmasına ya da bir matkap ucuna benzetilebilir. Kamin’e göre ilk bakışta bina, Donald Trump’ın tıknaz otel-konut gökdeleni yanında oldukça ince görünüyor. Hatta New York’ta yapılacak olan yeni Dünya Ticaret Merkezi gökdeleniyle kıyaslandığında, bir Calatrava markası olan dinamizmiyle oldukça cezbedici. Ancak projeyle ilgili öne çıkan önemli bir sorun terör için hedef olup olmayacağı.

Projenin yatırımcısı Christopher Carley ve Calatrava, gökdelenin konut ve otel işlevlerine sahip olması ve herhangi bir şeyi sembolize etmemesi nedeniyle terörizmin hedefi olmayacağını savunuyor. Ancak Kamin, yüksek binaların, doğası gereği sembolik olduğunu iddia ediyor. Ayrıca Chicago Polis Müdürlüğü’nün ve şehrin Acil Durum Yönetim ve Haberleşme Merkezi’nin henüz projeden haberdar olmadıklarını açıklaması durumu karmaşıklaştırıyor.

Kamin’in mimari değerlendirmesinde ise, Chicago silüetinin şehrin geri planındaki John Hancock Merkezi’nden göl kenarındaki Aon Center gibi binalara doğru alçalmasından dolayı Chicago’luların rahatsız olduğunu ifade ederken belki de bunu değiştirmenin bir yolu olarak Calatrava’nın ince ve hafif gökdeleninin doğru seçim olabileceğini ancak zamanla gökdelenin çevresindeki herşeyi domine edebileceği için yanlış karar da olabileceğini düşünüyor.

Kamin’e göre, bir gökdelende tartışılması gereken bir başka önemli nokta da göğe nasıl yükseldiği kadar zemine nasıl oturduğu. Calatrava’nın gökdelenini, üstüne oturduğu 4 katlı kademeli podyum nedeniyle “içinden insan çıkan bir pastaya” benzeten Kamin, bunun tıpkı Dubai gökdelenlerine yakışan şekilde kaide üzerine oturmuş bir heykeli çağrıştırdığını düşünüyor.

Blair Kamin, tüm bu tartışmalar içinde önemli olanın Chicago’yu mimari haritada vurgulama gereğinden öte, şehir için gerekli olan “iyi mimariyi akıllı bir sivil tartışma sonucu üretmek” olduğunu belirtiyor.



Derleyen: Sena Özfiliz