Çevreci Kaygılı



Anayasa değişikliğinin ardından dikkatler, devam eden çevre ve özelleştirme konulu davalara yöneldi. Bazı hukukçular “yerindelik denetimi”yle ilgili yapılan değişikliğin süren davaları etkilemeyeceğini savunurken karşı çıkanlar ise bu alanlarda tam bir yıkım yaşanacağını öne sürüyor.

Referandumun ardından anayasanın 125. maddesine, “İdari yargı yetkisi, idari eylem ve işlemlerin hukuka uygunluğunun denetimiyle sınırlıdır. İdari mahkemeler yerindelik denetimi yapamazlar, yürütme görevinin kanunlarda gösterilen şekil ve esaslara uygun olarak yerine getirilmesini kısıtlayacak, idari eylem ve işlem niteliğinde veya idarenin taktir yetkisini kaldıracak biçimde yargı kararı veremezler” olgusu eklendi.

Yeni duruma göre, anayasa maddesine uygun yasaların çıkarılması bekleniyor. AKP hükümetinin Danıştay’dan dönen özelleştirmeler ve çevre felaketine neden olabilecek yatırımların önünü açmak için böylesi bir düzenlemeye gittiğini dile getiren hukukçular, “Bu süreçten sonra herhangi bir çevre davasını ya da özelleştirme karşıtı davayı kazanmak çok güç” yorumunu yapıyor.

Allianoi’nin kumla kaplanması ve öylece suya gömülmesi yönünde alınan karar yeniden yargıya taşındı. Çevreciler bu davanın anayasa hükmü olan yerindelik denetimi gerekçe gösterilerek, aleyhlerine sonuçlanmasından endişe duyuyorlar. Kaldı ki yargı kararı bile beklenmeden Alliaoni’de gömme çalışmaları yürütülüyor.

Israr sürüyor

Bir başka endişe de Seferihisar’da yaşanıyor. “Sakin şehir” unvanıyla taçlanan Seferihisar kıyılarına konuşlandırılmak istenen balık çiftlikleri, yöre halkı tarafından tepki çekerken, idarenin, söz konusu işletmeleri kurma ısrarı da sürüyor.

İzmir’in içme suyu ihtiyacının önemli bölümünü karşılaması planlanan Çamlı Barajı’nın yer aldığı Efemçukuru’ndaki gelişmeler de yerindelik denetimi olgusunun anayasa hükmü olmasıyla farklı boyuta uzanacak.

Turgutlu’ya, İngilizler tarafından konuşlandırılan nikel madeninde de durum farklı değil. İlçede yaklaşık 2 milyon ağacın kesilmesine neden olacak maden işletmesine karşı açılan davalar sürüyor.

İzmir Barosu avukatlarından Noyan Özkan, gelişmeleri, AKP hükümetini kendisine uygun bir yargı sistemi yaratma adımı olarak değerlendiriyor.