Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın Çeşme
Yarımadası için hazırladığı plan ve tahsislerin
Danıştay'dan geri dönmesinin ardından, bu alan dörde bölünerek,
yeni bir süreç başlatıldı. Bakanlığın istemi doğrultusunda Bakanlar Kurulu
yarımadayı dörde böldü ve her birini ayrı ayrı turizm bölgesi ilan etti.
Kamusal çıkar
Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından yarımada için hazırlanan turizm merkezi
ve turizm teşvik yasaları Mimarlar Odası İzmir Şubesi, Şehir Plancıları Odası
İzmir Şubesi, EGEÇEP, Doğa Derneği, Sualtı Araştırmaları Derneği, Peyzaj
Mimarları Odası tarafından yargıya taşınmıştı. 2005’te açılan davaya 2006
yılında karar veren Danıştay, söz konusu tahsislerin kamusal çıkarlara aykırı
olduğuna dikkat çekmişti. Yüksek mahkeme, çevre düzeni planının, planlama ve
şehircilik ilkelerini karşılamadığı, planlamanın yarımadayı salt sektörel
temelde ele aldığı, turizm ve gelişimin kültürün korunmasının önüne geçtiğini
bildirmişti. Mahkeme, bu gerekçelerle turizmin kendi kaynağını tüketmesine izin
verilemeyeceğine hükmetmişti.
Bunun üzerine bakanlık, Çeşme Yarımadası'nı dört parçaya ayırdı. Bakanlar
Kurulu'nun, 17 Aralık 2009 tarihinde aldığı karar, 6 Şubat 2010 tarihinde Resmi
Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Buna göre Çeşme Yarımadası, şu dört
bölgeye ayrıldı:
“Yumru Koyu Turizm Merkezi: Alaçatı Körfezi (Yumru Koyu)
doğu kıyılarının tamamını kapsıyor. Bu bölgede daha önce dava yolu ile ilan
edilen 1. Derece doğal sit alanları var”.
“Şifne Turizm Bölgesi: Alaçatı Körfezi ağzından Şifne
Körfezi'ne kadar uzanan yarım adanın kuzey kıyıları içine alan bölge. Bu alan
önceki Paşalimanı Turizm Bölgesi’ni de içine alıyor. Burada da doğal sit
alanları bulunuyor”.
“Güvercinlik Turizm Merkezi: Yarımadanın güney kıyılarını
kapsıyor. Yarımadanın burnundan başlayıp, Yumru Koyu'nun batı girişine kadar
uzanıyor. Bu alan geniş orman bölgesi. Ayrıca doğal SİT alanı”.
“Çakabey Turizm Merkezi”.
Danıştay'da açılan davanın taraflarından avukat Ömer Erlat,
girişimi değerlendirirken “Danıştay'ın, iptal gerekçelerini aşmak için böyle bir
yol izliyorlar. Ancak önceki planda eleştirdiğimiz tüm noktalar, yeni çıkarılan
kararda aynen mevut” diyor. Erlat, Danıştay'ın ilk iptal kararında, çevre düzeni
planında birinci derece doğal SİT alanlarının dahi kullanıma açıldığına dikkat
çektiğini belirterek, “Yeni düzenlemede, tahsis edilecek alanlar daraltımış
görünüyor. Önceki planda eleştirdiğimiz tüm noktalar, yeniden karşımıza çıktı.
Orman, doğal SİT alanları ve kıyı şeritlerinin tahsisi, yeni çıkarılan kararda
aynen korunmuş durumda. Yargı yoluyla elde edilen kazınımların yok edilmesine
izin vermeyeceğiz ve konuyla ilgili yeni bir yargı süreci başlatacağız. Bu kez
Danıştay'a, Turizm Teşvik Yasası'nın, Anayasa'ya aykırı olduğu gerekçesiyle,
Anayasa Mahkemesi'ne başvurması çağrısında da bulunacağız” diyor.
Ruslar beklemede
Öte yandan yarımada genelinde çok sayıda yatırımcının, Danıştay’ın 2006
yılında verdiği kararı zedeleyecek nitelikte turizm tesisleri kurmak için yeni
çevre düzeni planı beklediği belirtiliyor. Bu gelişmeler yaşanırken, Rus işadamı
Mihail Prohorov'un, Çeşme Altınkum'da 184 bin metrekare arazi
üzerine inşa etmek istediği oteli de, bakanlıktan onay bekliyor. Prohorov'un
inşaat projesi, Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu tarafından
onaylandı. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından 1/1000'lik planlamaları
gelmediği için Çeşme Belediyesi, anılan otel için inşaat izni veremiyor.
Çeşme Belediye Başkanı Faik Tütüncüoğlu, yarımadanın dört
parçaya ayrılmasının yerleşimlerinin gelişimi adına olumlu olduğunu belirtiyor.
Tütüncüoğlu, Çeşme'nin çevre düzeni planı bulunduğunu söyleyerek, Rus işadamı
Pohorov'un, yatırımıyla ilgili bakanlıktan 1/1000'lik planın gelmemesinin, çevre
düzeni planı boşluğundan kaynaklanmadığını söylüyor.