İnciraltı İçin Isınma Turları



Sermayenin 'büyük' grupları, iddialara göre, İnciraltı'nda 'hatırı sayılır' derecede arazi topladı. 'İstim arkadan gelir' düşüncesiyle pek çok alanda 'bağ damı' adıyla 'kaçak villalaşma' yaşandı. Son olarak Danıştay'ın,yapımına olanak sağlayan belediye kararını iptal ettiği, eski başkan Burhan Özfatura'nın kente 'armağanı' Özdilek Alışveriş Merkezi'ni 'emsal' olarak gösteren 'imar avcılarının' önünde şimdi yeni bir şans doğdu. İzmir'in EXPO 2015 adaylığını 'bahane' eden çevreler, bölgenin turizm yatırımları için imara açılması gerektiği görüşünü dile getiriyor. 'Kentin akciğerlerini' korumaya çalışan çevrelerin görüşü ise değişmiyor: 'Başka İnciraltı yok!'

"Yıllardır bilim ve hukuk tanımaz anlayışlar nedeniyle ülkemizin ve kentimizin yeşil-tarım alanları talan edilmiştir. Bugün aynı anlayış, yine karşımıza çıkmaktadır... Başta yerel yöneticiler olmak üzere tüm kamuoyunu doğasıyla, kültürüyle, çağdaş, planlı sağlıklı bir İzmir için İnciraltı'nda bilim ve hukuk kurallarına uymaya çağırıyoruz."

Çağrı yeni değil, 1999 yılından. Ama TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu'nun yıllar önce yaptığı yukarıdaki açıklamanın içeriği bugün de geçerli... Çünkü, gözler yine İzmir'in elde kalan neredeyse tek yeşil alanı İnciraltı'na çevrilmiş durumda. İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin, İnciraltı'nda yaklaşık 100 hektarı kapsayan alanda tek başına planlama yetkisi bulunmuyor. Bilindiği gibi bölge 1992 yılında "turizm alanı" ilan edilmişti. Buna göre, bölgedeki imar yetkilerini Kültür ve Turizm Bakanlığı elinde bulunduruyor. Ancak, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu bir yandan bölgenin geleceğine ilişkin tartışmaların yapılmasını isterken, bazı plan hazırlıklarını da yürütüyor.

Belediye, İnciraltı'nın kıyı bandında çeşitli düzenlemeler yaparken, asıl "büyük lokmanın" bulunduğu geri plandaki alanın durumu belirsizliğini koruyor. Kocaoğlu'nun "Gelecekte nasıl olsun?" diye tartışılmasını istediği yer de burası. "Tarımsal niteliği korunacak alan" olarak da belirlenen bölgede, yönetmelikten kaynaklanan yüzde 5 yapılaşma izni, bir tür "kaçak villalaşma" amaçlı kullanılmakta. Öte yandan, buradaki tarım alanlarında "tarım" yapılmasının bazı odaklar tarafından bilinçli olarak engellendiği öne sürülüyor. Bu iddiaları destekleyen başka savlara göre ise, bölgedeki araziler büyük sermaye grupları tarafından toplandı ve imar izni için sabırsızlanıyorlar.

EXPO paravanı
Yıllardır beklenen ve baskı grupları oluşturulan imar izni için ufukta görünen yeni olanak ise, İzmir'in EXPO 2015 adaylığı. EXPO'nun İzmir için büyük bir fırsat olduğu, kentin gelişimine büyük katkı sağlayacağı, kentin hemen hemen tüm kesimleri tarafından kabul ediliyor. İzmir'e kazandırılması halinde dünya ülkelerini, turistleriyle birlikte İzmir'e getirecek olan fuar kapsamında öngörülen yatırımlar sırasında İnciraltı'nın da "aradan çıkarılmasından" endişe ediliyor. Bölgenin turizm alanı niteliğinden de yararlanılarak, imar arzularının gerçeğe dönüştürülme olasılığı, kentin geleceğini düşünen korumacı çevrelerin en büyük kaygısı.

İnciraltı'na bakışı baştan bu yana "korumacı anlayışta" olan meslek kuruluşları da endişeyi hisseden kurumların başında geliyor. Ziraat Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Kamil Okyay Sındır, Balçova Belediye Başkanı Mehmet Ali Çalkaya 'nın kısa süre önce öne sürdüğü "İnciraltı turizm amaçlı imara açılarak değerlendirilebilir" biçiminde özetlenebilecek görüşünün ardından şunları dile getirmişti:

"Ekonomik kaygıların, ekolojik kaygılara baskın çıkması sonucu, geri dönülemeyecek biçimde tüketilen ülkemizin ve yerküremizin en zengin varlığı olan toprak kaynaklarımız, ülkemizin geleceği için ciddi bir tehdit altına girmektedir. İnciraltı bölgemiz de bu tehdidin günümüzde en yoğun yaşandığı bölge konumundadır. Oysa ki, yapılması gerekenler arasında, kararlı bir tavırla bölgenin tarımsal niteliğinin korunması, sulama ve drenaj çalışmalarının yapılması, bölge üreticilerinin desteklenmesi ve teşviki, arazi spekülasyonlarının önüne geçilmesi gelmelidir. Esasen sorun, arazinin tarımsal niteliği ile ilgili değildir. Sorunun özünde, İzmir'in nefes aldığı ve kent mikroklimasının sağlandığı, kent peyzajını güçlendiren bu çok önemli alanda, 'rant amaçlı yüksek yoğunlukta yapılaşma arzusu' yatmaktadır."

Konunun önde gelen tarafları arasında yer alan sivil toplum kuruluşlarının "İzmir'in akciğerlerine" bakışı da özetle "İnciraltı korunsun, imara açılmasın" diyor. Şehir Plancıları Odası İzmir Şube Başkanı Tolga Çilingir'in meslek odasının da anlayışını yansıtan görüşü şöyle:

"Körfez çevresini sahil kenarından kuşaklayan yol ile kıyı arasında kalan nadide alanlardan biri olan İnciraltı, korunmuş yeşil dokusuyla İzmir'in kent içinde, elde kalmış yegane alanıdır. Şimdilerde bazı arazi sahipleri, büyük sermayenin el değiştirme istemlerine karşı durabilmenin hesaplarını yapıyor. Bu alanda kimi holdinglerin ve uluslararası sermayenin projeler geliştirmekte olduğunu göz önüne alarak, yöredeki yerel beklentilerin sesine de kulak vermek gerekmektedir."

'İmbatı bozmayın'
Mimarlar Odası adına İzmir Şube Başkanı Tamer Başbuğ da şunları dile getiriyor: "Bilindiği gibi kentsel açık ve yeşil alanlar , yalnızca kentlinin doğrudan faydalandığı alanlar olmayıp, kent yakınında bulunan işlevsel yeşil alanları da kapsamaktadır. İnciraltı-Bahçelerarası bölgesi de kentin nefes almasına, sağlıklı yaşam koşullarının oluşmasına ve kentin fiziksel çevresinin dengesine olanak sağlayan bir alandır. İzmir'in ünlü imbatının kente yansıdığı, kentin hava aldığı ve bitki dokusu ile kentin mikrokliması açısından yaşamsal önem taşıyan bir alandır. İnciraltı, bugünkü işlevi, bitki dokusu, açık alan özellikleri ile korunmalı, geliştirilmeli, bu niteliğini değiştirecek, bozacak uygulamalar yapılmamalıdır."

İmar arzularının daha da tırmanması, farklı açılardan dayatmaların gündeme gelmesi dışında İnciraltı'nda değişen bir şey yok... Ama unutulan şu: Başka İnciraltı yok!..