OECD ve Uluslararası Demir-Çelik Enstitüsü’nün (IISI) birlikte düzenlediği, 12-13 Ocak tarihlerinde Paris’te yapılan “2005 ve 2006’da Çelik Endüstrisi’nin Durumu” konferansında, geçtiğimiz yıl, dünya çelik sektöründe yaşanan canlılığın 2005 ve 2006 yılları boyunca da devam edeceği öngörülüyor.
Ekonomilerinin % 95 gibi büyük bir bölümü ham çelik ürünlerine dayalı olan ülkelerin de temsil edildiği konferansta, çelik endüstrisindeki gelişmelerin yakından izlenebilmesi için ülkeler arası diyaloğun sürdürülmesi ve geliştirilmesi ihtiyacı vurgulanırken, güçlü bir çelik sektörünün, finansal performansa olumlu etkileri ve çelik üretimindeki yeni kapasite arayışları gibi konular da ele alındı.
Konferansta, sektörde yaşanan olumlu gelişmelerin, halen büyük ölçüde bölünmüş bir yapıda olan sektörde, istikrarın sağlanmasına önemli katkıları olduğu belirtilirken, hükümetler tarafından sektöre sağlanan destekler konusunda ve sektörde disiplini güçlendirecek uluslararası bir anlaşma konusunda bir sonuca varılamadı.
Konferansta, çelik sektörünün 2004 yılı rakamları ortaya koyulurken, sektörün bir önceki yıla göre hemen hemen her alanda iyi bir yıl geçirdiği kaydedildi.
Konferansta ortaya konan rakamlara göre, dünya genelinde çelik tüketiminde rekor artış kaydedilirken, dünya ham çelik üretimi de bir önceki yıla göre 84 milyon tonluk bir artış kaydedildi. Dünya çelik ticaret hacminde de hatırı sayılır bir büyümenin yaşandığı 2004 yılında, dünya çelik ticaret akışında da büyük değişiklikler olduğu tespit edildi.
OECD ve IISI’nin birlikte düzenlediği, çelik sektörünün geçtiğimiz yılın panaroması niteliğindeki konferansında ayrıca, çelik üretim ve tüketim rakamları ile Amerika, Çin ve Bağımsız Devletler Topluluğu gibi ülkelerle OECD genelindeki çelik rakamları da kayıtlara geçti.
DÜNYA ÇELİK TÜKETİMİ
Küresel boyutta çelik pazarının ele alındığı ve önemli çelik bölgelerindeki gelişmelerin tartışıldığı konferansta, tespit edilen önemli noktalar arasında; 2004 yılında küresel çelik tüketiminin, 2003’e göre % 8.8 oranında artış gösterdiği ve bitmiş ürünlerde 935 milyon tona ulaştığı kaydediliyor.
Talepteki bu yoğun artışın, geçtiğimiz yıl bu sektörde istisnai bir canlılığın yaşanmasına neden olduğu belirtilirken, çelik tüketimindeki bu artışa paralel olarak, OECD ülkelerindeki çelik talebinin de, bir önceki yıla göre % 7.5 oranında (22 milyon ton) arttığı tespit ediliyor.
Çelik tüketiminde görünen en belirgin artışın, bir önceki yıla göre çelik tüketimi % 15 düzeyinde artış gösteren Kuzey Amerika’da yaşandığı görülürken, diğer OECD ülkelerindeki çelik tüketimi artışının % 3.4 olduğu görülüyor.
Konferansta kayıtlara geçen çelik tüketimi istatistiklerine göre, 5 ülkeden oluşan BDT bölgesinde geçen yıla göre % 13.5 oranında bir artış gerçekleştiği görülüyor.
2003 yılına göre 25 milyon ton fazla çelik tüketilen Çin’de ise 2003 yılına göre % 11’lik bir artış kaydedildi.
DÜNYA HAM ÇELİK ÜRETİMİ 1 MİLYAR TON SINIRINI GEÇTİ
Dünya genelinde 2004 yılında belirgin bir büyüme görülen diğer bir kalem de; Ham çelik üretimi oldu. 2003 yılına göre 84 milyon ton artan, dünya ham çelik üretimi ise tarihte ilk kez 1 milyar ton sınırını geçerek bir rekor kırmış oldu.
Çin’e bakıldığında da ham çelik üretiminin bir önceki yıla göre % 22.5 artarak 270 milyon tona ulaştığı belirtiliyor.
DÜNYA GENELİNDE DIŞ TİCARET HACMİ BÜYÜRKEN TİCARET YOLLARINDA DEĞİŞİKLİKLER OLDU
Dünya genelinde çelik ticareti rakamlarına bakıldığında da, dünya çelik, ticaret hacminin 2004 yılında, % 4.4 artarak, rekor bir seviye olan 263 milyon tona ulaştığı görülüyor. Dünya çelik tüketiminin % 28 gibi bir bölümünden gelen bu büyük artışla birlikte, dünya ticaret akışında da (ticaret yollarında) büyük değişikliklerin olduğu belirtiliyor.
OECD’nin net çelik ihracatında % 60 gibi oldukça yüksek bir oranda düşüş yaşandığı tespit edilirken, diğer önemli bir değişiklik de Çin’in çelik ithalatındaki kaydedilen keskin düşüş oldu. Çin çelik ithalatında % 24 oranında bir düşüş yaşanırken, Çin’in çelik ihracatının aynı süre zarfında iki katına çıkararak 17 milyon tonu geçtiği görülüyor.
2004 yılında, çelik ürünlerinin fiyatlarında da bu değişimlere paralel olarak hızlı ve keskin bir artış kaydedilirken, bu gelişme de, sektörün hammadde ve taşımacılık gibi kalemlerde kaydedilen maliyet artışına rağmen, eski kârlılığına ulaşması için bir fırsat yaratıyor.
2005’TE DÜNYA ÇELİK TALEBİNDE % 5 BÜYÜME BEKLENİYOR
2005 yılına genel bakışta; Dünya çelik talebinin iyi durumunu sürdürmesi ve Çin’in çelik talebinde gerçekleşmesi beklenen % 10.7 büyümeyle birlikte % 5 gibi bir oranda büyüyeceği bekleniyor.
Konferansın ardından yayınlanan sonuç raporuna göre, OECD bölgesinde, OECD’ye üye ülkelerin çelik tüketimiyle ilgili farklı sonuçlar kaydedilirken, bölge geneli için % 2’lik bir büyüme olduğu belirtiliyor.
Ayrıca sonuç raporunda, Sovyetler Birliği’nin yıkılmasının ardından bağımsızlığını ilan eden devletlerin oluşturduğu Bağımsız Devletler Topluluğu’nun ve OECD açık pazarının üyesi olmayan birçok ülkenin de çelik tüketimlerinde kaydedilen büyümenin sürmesi bekleniyor.
Ham çelik üretiminin 2005 ve 2006 yıllarında da büyümesi beklenirken, Çin’in, dünya çelik üretiminin % 30’luk bölümüne denk gelen 340 milyon tonluk bir üretim artışı kaydetmesi bekleniyor. Dünya Çelik ticaretinde ise, özellikle Çin’de, Hindistan’da ve diğer bazı Asya ülkelerinde gerçekleşen önemli kapasite arttırımlarına paralel olarak 2005 yılından itibaren bir düşüş bekleniyor.
Raporda, 2004 yılında, çelik kullanım oranı ortalama kapasitesinde % 88’lik bir artışın kaydedildiği bildirilirken, 2004’te 1184 milyon ton olan küresel ham çelik işleme yıllık kapasitesinin, 2006 yılında 1305 milyon tonun üzerinde bir yıllık kapasiteye ulaşması tahmin ediliyor.
OLASI BİR KRİZİN ENGELLENMESİ POTANSİYEL PAZARLARDAKİ BÜYÜMENİN SÜRMESİNE BAĞLI
Dünya çelik pazarına genel bakışta, kısa vadede pazarla ilgili ortaya çıkan olumlu tabloya rağmen, konferansta çelik pazarına yönelik olası 3 risk alanı da kayıtlara geçti.
Bu kaygıların başında; belirgin bir şekilde çelikteki yeni kapasite genişlemesi gösterilirken, ham çelik pazarındaki koşullar ve dünya çelik ticaret akışındaki büyük kayma ve değişikliklerin pazarı etkileyen diğer önemli faktörler olacağı belirtiliyor.
Konferansta kayıtlara geçen diğer bir konu da, çelik üretim kapasitelerindeki artışın pazarın belirgin bir şekilde artan ihtiyaçlarını karşılayıp karşılamayacağı sorusu olurken, önümüzdeki birkaç yıl içinde çelik sektöründe yeni bir krizin olabileceği de dile getirildi.
Ancak, Çin, Hindistan, Latin Amerika ve Bağımsız Devletler Topluluğu pazarlarının vaat ettiği büyüme potansiyelinin sürmesi halinde ve beklenen büyümelerin gerçekleşmesi durumunda da ekonomik şokların önüne geçilebileceği ve olası bir krizin engellenebileceğinin de altı çizildi.