Türkiye Çelik Üreticileri Derneği (TÇÜD) Genel Sekreteri Veysel Yayan, özellikle ABD tarafının aldığı kararı sorunlu bulduklarını söyledi.
Verilen kararların gerekçeleri arasında Erdemir firmasının "kamu kurumu olduğu" ve Borusan'ın bu kurumdan ürün aldığı gibi unsurlar yer aldığını anlatan Yayan, "Erdemir, tamamen piyasa mekanizması içerisinde çalışmaktadır. Ayrıca demir-çelik sektörüne yönelik devlet yardımı 1996'da Türkiye ile AB arasında imzalanan serbest ticaret anlaşması hükümleri gereğince 2001'den beri gerçekleşmemektedir. Dolayısıyla ABD tarafının, kararını dayandırdığı gerekçeler mesnetsizdir" dedi.
Önümüzdeki dönemde inşaat demiri ile ilgili de benzer bir kararın alınma olasılığının söz konusu olduğunu ve buna ilişkin de soruşturmaların sürdürüldüğünü dile getiren Yayan, "Bütün bu soruşturmalar düşünüldüğünde sektörün ABD ile ticari ilişkileri kaybet-kaybet zemininde gerçekleşmektedir" ifadesini kullandı.
Irak'ta yaşanan güvenlik sorununun da sektörü sıkıntıya soktuğuna işaret eden Yayan, gerek Irak gerekse ABD kaynaklı gelişmelerin sektörün ihracatını olumsuz etkileyeceğini belirtti.
Artan ithalata çözüm talebi
Sorunları aşmak adına alınabilecek önlemler hakkında da görüşlerini paylaşan Yayan, şöyle konuştu:
"Türkiye geçen yıl sadece yassı ürünlerde 7,2 milyon ton yani 5,5 milyar dolara yakın ithalat gerçekleştirdi. Türkiye, dünyada çelik ithalatı en hızlı artan ülkelerden. Ayrıca ithal edilen çelik ürünleri ile ilgili ciddi kalite sorunu var. Bununla ilgili kesinlikle etkili tedbirler alınması gerekiyor. Ayrıca gümrük kontrolü altında işleme rejimi nedeniyle de çelik ürünleri ülkeye kontrolsüz bir şekilde giriyor. Bununla ilgili de önlemler alınması sektör açısından hayati önem taşıyor. Türkiye'nin kapasitesi atıl durumdayken, firmalar yüzde 50 kapasiteyle çalışırken ithalatın bu kadar artması sektöre ciddi zarar veriyor."
"ABD kötü örnek oluyor"
Çelik İhracatçıları Birliği (ÇİB) Başkanı Namık Ekinci de ABD'ye olan ihracattaki artışın inşaat çeliği ürünlerinde yaşandığını belirterek, bunun da bu ülkedeki talebin iç piyasadan karşılanamamasından kaynaklandığını dile getirdi.
ABD pazarına ihracatın engellenmesinin ise Irak'ta yaşanan siyasal olaylardan farklı bir durum olduğunu anlatan Ekinci, şunları kaydetti:
"Buradaki mesele, ABD'li yerli üreticilerin yüksek kar marjlarını hak etmedikleri seviyelere çıkarabilmek için son dönemlerde her türlü yolu deneyerek ve Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) kurallarını bu emellerine alet ederek korunma duvarlarını yükseltme çabası içine girmeleridir. Bu amaçla söz konusu üreticiler, ABD'li otoritelere ilgili soruşturmaların açılması ve önlemlerin alınması amacıyla baskı uygulayarak boyun eğdirmeye çalışmaktadırlar. ABD otoritelerinin de bu baskılar doğrultusunda bazı kararlar verdiği görülmüş olup, bu durum ABD'nin adil ve serbest ticaret anlayışıyla hiç bir şekilde bağdaşmamaktadır. ABD bu tutumu ile diğer ülkelere de kötü örnek olmaktadır."
"Irak'ta depolar açmak avantaj sağlayacak"
Irak'ta yaşanan gelişmelerin sektöre etkisine de değinen Ekinci, ülkede yaşanan olumsuzlukların sona ermesi ile kayıplarının telafi edileceğine inandığını dile getirdi.
Ekonomi Bakanlığının sanayicileri desteklemek yönünde yaptığı çalışmalara ilave olarak Birlik olarak da bazı önlemler üzerinde çalıştıklarını ifade eden Ekinci, "Uygun olabilecek yerlerde ve zamanda depolar açmak ve özellikle alternatif Irak karayolunun kullanılabilmesinin önündeki engellerin kaldırılması avantaj sağlayacaktır. Bakanlığımızın da bu yönde girişimleri sürüyor" dedi.