Türk Yapısal Çelik Derneği’nin 2000 yılından bu yana her yıl düzenlediği ve sektörü buluşturan gelenekselleşmiş Yapısal Çelik Günlerinin 14’üncüsü 18 Aralık’ta gerçekleştirildi.
Açılış konuşmasını yapan Türk Yapısal Çelik Derneği (TUCSA) Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Nesrin Yardımcı, Yapısal Çelik Derneği’nin gerçekleştirdiği etkinliklerle ilgili bilgi verdi. Ülkemizde çelik yapıların yaygınlaştığını belirten Yardımcı; “Biz bunda kendimizin de payı olduğunu umuyoruz. 2000 yılında çelik konstrüksiyon işleme kapasitesi 1.5 milyon tonken 2013’te 4 milyon ton, işlenen yapısal çelik 600 bin tonken 1.5 milyon ton civarında ve ihracatımız 300 milyon dolardan 1 milyar dolara çıkmış durumda. Tüm güçlüklere rağmen yine de çelik sektörünün geliştiğini görüyoruz” dedi.
CE ve G işareti zorunlu
TUCSA Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı H. Yener Gür’Eş, "CE İşareti ve Teknik Onay-Yönetmelikler, Uygulamalar ve Beklentiler" başlıklı bir sunum yaptı. Gür’Eş konuşmasında; AB ile yapı malzemeleri mevzuata uyum çalışmalarının başlangıcı, CE işareti nedir, hangi ürünler CE işareti alır, Uyumlaştırılmış (Harmonize) Teknik Şartname, CE ve G işareti zorunlu mu, yürürlükteki mevzuat, hangi ürünler G işareti alır, standarda dayanmayan veya sapma gösteren ürünler ne olur, neden yenilikçi ürün ve ARGE konularına değindi. CE işaretinin tanımını yapan Gür’Eş, “CE işareti uygulaması 1.1.2007’den, G işareti uygulaması ise 1.1.2008’den beri zorunludur” dedi. Yenilikçi ürün üretmenin gerekliliğinden bahseden Gür’Eş yenilikçi ürün sürecinin ülkemizde yeterince bilinmediğine dikkat çekti ve şunları aktardı: “Katma değeri yüksek yenilikçi ürün ve güvenli sürdürülebilir çağdaş yapı ülkemiz için çok önemli. Bu nedenlerle ARGE çalışmalarına önem verilmeli yenilikçi ürünlerimiz Ulusal Teknik Onay veya AB Değerlendirme Belgesi almalıdır.”
Beton yangına dayanıklı değildir
Efectis ERA Yönetim Kurulu Başkanı İlker İbik, "Çelik Yapılarda Yangın Dayanım Testleri ve Belgelendirme" başlıklı bir konuşma yaptı. İbik, Türkiye’de çelik yapıların gelişmesinin önündeki en büyük engel olarak görülen yangın konusuna değindi, yangın güvenliği ve yangına dayanım testlerinden bahsetti. Çelik yapı elemanlarının ülkemizdeki uygulamalarında veya uygulanmamasında en önemli problemlerden biri şu: İnşaat sektörü ve mühendislerimiz, mimarlarımız betonu yangına dayanıklı olarak görüyor çeliği ise yangına dayanıksız olarak tahayyül ediyorlar. Ama bu sahiden bir hayal; beton yangına dayanıklı değildir, çelik yangına dayanıksız değildir. Her ikisi de sadece ve sadece doğru bir şekilde, doğru yerde kullanıldığında, kullanım amacına uygun kullanıldığında ve gerektiğinde yalıtıldığında yangına dayanıklıdır.
Kişi başına çelik tüketimimiz 435 kilogram
Son konuşmacı Türkiye Çelik Üreticileri Derneği Genel Sekreteri Dr. Veysel Yayan, "Çelik Üretiminde Sürdürülebilirlik ve Çevre Duyarlılığı" başlıklı bir sunum yaptı. Yayan, “Çelik yapılar çevreye duyarlı diyorsunuz ama yapısal çelik malzemesi üretim aşamasında çevreye duyarlı mıdır?” sorusuna cevap getirmeye çalıştı. Yayan şunları söyledi: "2000 yılında %31 olan entegre tesislerimizin çelik sektöründeki payı 2013’te %23 seviyesine gerilemiş bulunuyor. Özellikle 2005’ten bu yana son 65 yılda gerçekleştirilen kapasite kadar yeni bir kapasite oluşturmuş bulunuyoruz son 6-7 yıl içinde. Kişi başına çelik tüketimimiz 435 kilogram seviyesine çıkmış durumda. Bu 435 kilogram bazı ülkelerin gerisinde ama önümüzdeki yıllarda 600 kilogramı geçip Japonya’yı da geride bırakacağımızı düşünüyoruz". Çeliğin nasıl üretildiğinden bahseden Yayan, “Eskiden çeliği geleneksel yöntemlerle, çevre duyarlılığı az bir şekilde ürettiğimizi itiraf etmek zorundayım. Çevre duyarlılığını sağlamak için sektör özellikle enerji verimliliğine yoğunlaşmış durumda. Dünya çelik sektöründe son 30 yıl içerisinde %50 oranında bir enerji verimliliği sağlandı. Türkiye’de de %20-22 arasında bir enerji verimliliği sadece son 10 yılda sağlanmış bulunuyor" dedi.