Cehennem Mahallesi




Bebeğin adı Zeynep. Henüz beş aylıktı. Geçen hafta, Kağıthane'deki Sadabat evleri karşısındaki viyadüğün altındaki bir çadırda hayata gözlerini yumdu. Annesi Sultan Eser, Zeynep'e sekiz aylık hamileyken Kağıthane Yahya Kemal Mahallesindeki evleri diğer Roman ailelerinin evleri ile birlikte Mayıs'ta Kağıthane Belediyesi tarafından "spor kompleksi ve yeşil alan" yapılacağı gerekçesiyle yıkıldı. Sultan Eser ve eşi Kağıthane'de bir köprü altına diğer Roman aileleriyle birlikte çadır kurdu. Yaklaşık beş aydır orada yaşıyorlar.

Sultan Eser anlatıyor: "Mayıs ayında Kağıthane Yahya Kemal Mahallesindeki evimiz yıkıldıktan sonra eşyalarımızı alarak bu köprü altına çadır kurduk. Evimizin tapu tahsis belgesi vardı, bize 2 bin YTL para verdiler ve evimiz yıktılar. Gidecek hiçbir yerimiz ve paramız olmadığı için burada çadırda yaşamaya başladık. Geceleri çok soğuk. Eşim hurdacılık yapıyor. Çok yoksuluz. Dün bebeğim çok hastalandı, nefes almakta güçlük çekiyordu, sürekli öksürüyordu. Buradaki sağlık ocağına götürdüm. Doktor ilaçlar verdi. Kucağıma alıp çadırdan dışarı çıktım bağırmaya başladım 'yardım edin' diye. Bu tepenin üstünde az kalsın düşüyordum, ama etrafta kimse yoktu bana yardım edecek. Sonra kolları düştü nefes almıyordu. Bunlar başımıza evsizlikten ve yoksulluktan geldi. Şimdi her gün belediye geliyor ve buradan da çadırımızı kaldırmamızı istiyor".

Gecekondu dönüşüm, kentsel yenileme, kentsel dönüşüm projeleri altında bugüne kadar birçok mahalle "spor kompleksi, toplu konut, yeşil alan" gerekçeleriyle yıkıldı. Geçtiğimiz hafta Şehir Plancıları Odası (ŞPO) "Kentsel Dönüşüm Alanları Hakkındaki Kanun Tasarısı"na "hayır" diyerek, TBMM'ye sunulmak üzere herkese açık bir imza kampanyası başlattı. ŞPO tarafından, "Kent planlama paradigmasına, birikimine ve meslek pratiğine açık bir saldırı" olarak nitelenen ve kentsel gelişimi rant odaklı projelere terk ettiği ifade edilen tasarıya karşı yaptıkları yazılı açıklamada şu cümlelere yer verildi:

"Planlamanın bilimsel esaslarını ve kamu yararını gözardı eden, kentleri planlama süreçleri içerisinde değil parçacı rant odaklı 'dönüşüm projeleri' etrafında geliştirecek ve mekânsal eşitsizlikleri derinleştirecek yasaya tümüyle karşı çıkıyoruz ve yasanın kentlerimizin/ yurttaşlarımızın ihtiyaç duyduğu kentsel dönüşümü değil, rant amaçlı tasfiyeyi hedeflediğini duyuruyoruz" denildi.

Kadıköy'de de
Kentsel Dönüşüm Projesi'nden Küçükbakkalköy'de yaşayan Romanlar da payını aldı. İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin desteğindeki Kadıköy Belediyesi'ne bağlı zabıta ekipleri, 19 Temmuz 2006 tarihinde Küçükbakkalköy Tevfik Fikret Caddesi Merdivenköy Yolundaki İstanbul Valiliği İl Özel İdaresi Eğitim Kültür Spor ve Sosyal Tesisleri karşısındaki Roman Mahallesine gelerek yaklaşık 156 evi yıktı.

Belediye ekipleri evleri yıkmayacaklarını, "çevre düzenlemesi" yapacaklarını söyleyerek sabahın ilk ışıklarında Romanları yataklarından kaldırarak yol kenarında topladılar. Daha sonra dozerlerle girerek hiçbir eşyalarını almalarına izin vermeden tüm evleri yıktılar. Direnenler gözaltına alındı. Hatta mahalle sakinlerinde Yüksel Dum'a tapulu evinin yıkımına karşı çıktığı için polise mukavemet etmekten dava bile açıldı. Polis biber gazı kullandı.

Gidecek hiçbir yerleri olmayan Romanlar, evlerinin enkazından topladıkları tahta parçalarıyla kendilerine baraka yaptılar ve o tarihten bu yana elektriksiz, susuz, banyosuz ve tuvaletsiz, binbir zorlukla yaşamaya devam ediyorlar.

Yine o tarihten sonra birtakım müteahhitler ve avukatlar mahalleye gelerek Romanların evlerini 2 bin ve 13 bin YTL arası satın almaya başladı. Genellikle çiçek satan ve hurdacılık yapan Romanların gidecek hiçbir yerleri ya da kirada oturmalarını sağlayacak imkânları yok. İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve Kadıköy Belediyesi bugüne kadar Romanlara uygun koşullarda yaşayabilecekleri bir yer göstermedi.

Sağlık açısından ölüm-kalım arasında yaşamak için direnen Romanların barakaları geçen hafta belediye ekipleri tarafından yeniden yıkıldı. Kemal Bertan İlköğretim Okulu'ndan döndüğünde barakasının yıkıldığını gören ve etrafa donuk gözlerle bakan çocuk şimdi sokakta. Yine de okula gitmeye devam ediyor.

AB 2006 İlerleme Raporu, "Roman kökenliler, uygun barınma, eğitim, sağlık ve istihdama erişimde ayrımcılıkla karşılaşıyorlar. Zorunlu tahliyeler oluyor. Tarihi bölgelerdeki kentsel dönüşüm projeleri, bu bölgelerde yaşayan Roman kökenli nüfusun yerlerinden edilmesine sebep olmuştur" sözlerine yer vermişti.

Bu rapor üzerine Radikal gazetesi köşe yazarı Hasan Celal Güzel (12 Kasım 2006), AB İlerleme Raporu'nu 'Gündemden çizgiler ve AB Raporu'nda Türk Romanları' başlıklı yazısıyla 'Bu AB'li münasebetsizler' diyerek eleştirmiş ve şöyle demişti: "Güler misiniz, ağlar mısınız? Dünyada Çingenelerin yaşadığı yerlerde, haklarında hiç ayırım yapılmayan tek ülke önce Osmanlı, sonra Türkiye Cumhuriyeti olmuştur. Bugün, bütün AB ülkelerinde ve aday ülkelerde Çingeneler yaşamaktadır. Bu ülkelerin hiç birinde Çingeneler, Türk toplumunda olduğu gibi benimsenmiş değildir". Güzel, "Burada önemli olan, Roman vatandaşlarımızın kendilerini nasıl gördükleridir" diye devam ediyordu.

Halbuki Hasan Celal Güzel'den tam bir hafta önce Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin Türk yargıcı Rıza Türmen, Radikal İki'de, AİHM ve Avrupa Romanları hakkında son derece uyarıcı bir yazı yazmıştı.

Yine Kentsel Yenileme Projesi kapsamında, İstanbul Büyükşehir Belediyesi, Fatih Belediyesi ve TOKİ, 13 Temmuz 2006'da imzaladığı protokolle halk dilinde Sulukule olarak bilinen Hatice Sultan ve Neslişah Mahallerini yenileme kapsamına aldı. Proje kapsamında "çöküntü alanı" olarak ilan edilen Sulukule'de 1,000 yıldır yaşayan Romanların tapulu evleri yıkılacak. Romanlar, yerlerine yapılacak "Osmanlı konakları"nda oturmaları için borçlandırılacak.

Projenin karar ve uygulama aşamasında Sulukule sakinlerine fikirleri hiç sorulmadı. Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir Sulukule'deki gelişmelerle ilgili kendisini ziyaret eden Ulaşılabilir Yaşam Derneği ve Avrupa Roman Hakları Merkezi (ERRC) temsilcilerine, "Dünyanın en sosyal projesini gerçekleştiriyoruz" dedi.

ERRC temsilcisi Claude Cahn ise Fatih Belediyesi'nin, tahliyelerden etkilenecek Roman topluluklarıyla sağlıklı bir iletişim kurmadığını, bu kişilerin görüşlerini öğrenecek mekanizmalar geliştirmediğini belirtti.

Fatih Belediye Başkanı bu ziyaretten sonra yazılı ve görsel basına yaptığı her açıklamada Budapeşte'deki Avrupa Roman Hakları Merkezi'nin kendisini ziyaret ettiğini ve projeyi destekledeklerini belirtti. ERRC ise, Belediye Başkanı'na bu açıklamalarına ilişkin duydukları kaygıyı belirten bir mektup gönderdi ve mektupta, "5 Eylül 2006 tarihinde, Fatih Belediye Başkanı'nı ziyaret eden ERRC heyeti, zorunlu tahliye uygulamasının, çok sayıda Roman vatandaşın evsiz ve çeşitli sosyal ve ekonomik haklardan ciddi biçimde mahrum kalmasına yol açabileceğine, ayrımcılığı derinleştireceğine dikkat çekmiştir" sözlerine yer verdi.

Roman mahalleleri yıkılıyor, Romanlar dağılıyor, Roman kültürü yok oluyor, kahkahaları ve göbek danslarıyla Romanların yaşamını anlatan ve izleyicileri ekrana kitleyen 'Cennet Mahallesi'nin son bölümünde, beş aylık Zeynep bebek, soğuktan titreyerek uyuduğu köprü altında, bir çadırda yaşamını yitirdi! Haberiniz var mı?

Hacer Yıldırım Foggo