Çayönü Kazıları, Uygarlık Tarihine Işık Tutuyor



Tarımın ilk yapıldığı yerler arasında bulunan Çayönü höyüğünde 1964 yılında başlatılan, 1991 yılında güvenlik nedeniyle ara verilen ve 4 yıl önce yeniden başlatılan arkeolojik kazılar, Prof. Dr. Aslı Erim Özdoğan'ın başkanlığındaki ekip tarafından sürdürülüyor.

Kazı sahasında incelemede bulunan Vali Münir Karaloğlu, AK Parti Diyarbakır Milletvekilleri Oya Eronat, Mehmet Mehdi Eker ve Ebubekir Bal, Özdoğan'dan çalışmalar ve elde edilen buluntular hakkında bilgi aldı.

İncelemelerin ardından basın mensuplarına açıklamada bulunan Karaloğlu, Çayönü höyüğünün insanoğlunun yeryüzünde ilklerinin yaşandığı bir bölge olduğunu söyledi.

Reklam Goruntulenme Bolumu

İnsanoğlunun göçebe hayattan yerleşik hayata, kültürel tarıma Çayönü'nde geçtiğini ve burasının madencilik tarihinde önemli bir yerde olduğunu aktaran Karaloğlu, "İlk defa bakır madeninin sıcak ve soğuk olarak işlendiği, dericiliğin belki ilk defa yapıldığı bölgedir Çayönü. Özellikle insanlığın yerleşik hayata geçmesi bakımından çok önemli bir yer." ifadelerini kullandı.

İnşaat teknolojisinin de tarihsel temellerinin bulunduğu bir bölgede olduklarını aktaran Karaloğlu, şöyle devam etti:

"Hocamız bu sene yeni bir müjde verdi. Dedi ki, 'Sandık tipi bir mezar açtık.' Ve Çayönü'nü 3 bin yıl daha bugüne yaklaştırdık. Bizler de heyecanlandık, geldik, gördük. İçerisinde pişmiş, farklı formlarda çok ince, zarif, estetik kapların bulunduğu gördük. Kapların içerisinde ne olduğunu henüz bilmiyoruz. Açıldığında onları da öğreneceğiz. Bizim bütün amacımız, Diyarbakır'ı tarihiyle kültürüyle medeniyet değerleriyle hak ettiği şekilde tekrar insanlığın gündemine taşımak."

Eker de uzun yıllar Diyarbakır'ın terörden dolayı zarar gördüğünü aktardı.

Terör nedeniyle kazı çalışmalarının bir süre durdurulduğunu anımsatan Eker, "İnsanların büyük kısmının besin kaynağı olan buğdayın anavatanı burası. Bu tesadüf değildir. Son 5-6 bin yıllık süreçte medeniyetlerin yerleşim yeri. Dicle Nehri bütün Mezopotamya milletlerinin beslendiği kaynaktır. Terör bize çok zarar verdi ve Diyarbakır'ın mücevherleri bilinmez hale geldi. Çünkü bu şehrin tek gündem maddesi terör oldu. Kazı çalışmaları da bu süreçlerde durdurulmuş ve bu da çok acı bir şey. Bu aslında insanlığın hafızasına vurulmuş bir darbe." diye konuştu.