Çanakkale’de Tarih ve ‘Kimlikli Gelecek’

Geleneksel mimarlığımızın yurt düzeyindeki örneklerini “kültür mirası”mız olarak yaşatma bilinci kolay oluşmadı. Apartmanlaşmanın dayanılmaz rantına karşı “eski ev”lerimizi savunmak; uygarlık birikimlerimizi paraya kurban etmeden geleceğe taşımak, emeğin ve yaratıcılığın değerini bilen “aydın”ların özverili çabalarını gerektiriyordu...

Özellikle ülkemizde kültür varlıklarını “arsa” olarak gören egemen imar politikalarına karşı, bu mirasın “kimlikli gelecek güvencesi” olduğunu anlatabilmek için de aynı kadrolar yıllardır “kesintisiz” direniyorlar… Tıpkı Tarihi Türk Evleri Derneği’nin (TÜRKEV) kurucusu ve “onursal başkanı”, geleneksel sivil mimarimizin “koruyucu meleği” ve her yönüyle bir “cumhuriyet kadını” olan Perihan Balcı; ve tıpkı bu “efsanevi” derneğin başkanlığını Perihan Hanım’dan devralarak aynı kararlılık ve duyarlılıkla koruma bayrağını geleceğe taşıyan mimar Prof. Dr. Cengiz Eruzun gibi...

‘Savurganlık’ sergisi

1976 yılında kurulan ve 79’da Bakanlar Kurulu kararıyla “Kamu Yararına Dernek” sayılarak “Europa Nostra”ya da üye olan TÜRKEV, her yıl ülkemizin farklı kentlerinde düzenlediği “Tarihi Türk Evleri Haftası” etkinliklerinin 28’incisini 10-16 Mayıs’ta Çanakkale’de gerçekleştiriyor.

İstanbul’un Cankurtaran semtindeki derneğe ait “Hammamizade İsmail Dede Efendi Evi”nde yarın yapılacak “başlangıç panelleri”nden önce Perihan Balcı’nın “Tarihi Miras Savurganlığı”nı belgelediği fotoğraf sergisi açılacak. İstanbul oturumlarının ardından, Çanakkale’de sürecek etkinliklerin genel başlığı ise “Çanakkale’de Tarih ve Kimlikli Gelecek...”

Geçen yılın Türkevleri Haftası “2010 Avrupa Kültür Başkenti” temasıyla yapılmış ve bu unvanın İstanbul için yetersiz kaldığı, aslında “Dünya Kültür Başkenti” olmanın hedeflenmesi gerektiği konuşulmuştu.

İstanbul’la birlikte Essen (Almanya) ve Peç’in de (Macaristan) 2010 Avrupa Kültür Başkenti seçilmelerinin değerlendirilmesinde ise şu sonuca varılmıştı:

“Batı dünyası mitolojisinin tanımladığı ve Tanrı Zeus’un yaşadığı İda Dağı; Homeros’un İlyada Destanı’nın kenti Troia; Osmanlı mirası olan Avrupa kıtasındaki Kilitbahir ve Asya kıtasındaki Çimenlik kaleleri; Ege ile Marmara’yı bağlayan Çanakkale Boğazı gibi değerlere sahip; yakın tarihimizde Batı ülkelerinin güçlerini birleştirdikleri halde aşamadıkları ünlü kahramanlık destanımıza sahne olmuş Çanakkale de bir an önce ‘Avrupa Kültür Başkenti’ olmalıdır...”

İşte bu anımsatmadan esinlenerek bu yıl Türk Evleri Haftası için Çanakkale’yi belirlediklerini söyleyen Eruzun diyor ki; “Kimlikli kentler elbette ki sadece bu tür unvanlar ile değil, geleceğe kültürel süreklilik içinde taşınabildiğinde gerçek gelişme sağlanabilir. Çanakkale, bugüne dek başardığı katılımcı kentsel koruma çabalarını, yine katılımcı bilinçle hazırlayacağı kentsel tasarım projelerini uygulamaya geçirmesiyle, tarihini koruyarak kimlikli geleceğine ulaşmayı sağlayacaktır...”

‘Katılımcı’ buluşma

Hafta boyunca, Çanakkale Belediyesi, 18 Mart Üniversitesi, Mimarlar Odası, 2010 Yerel İnisiyatifi ve çok sayıda bilim insanı, yerel yöneticiler, uzmanlar ve duyarlı yurttaşlar bir araya gelerek, ileriye yönelik hedefler ve uygulamaya dönük yöntemler belirleyecekler... Troia, Behramkale, Assos, Yeşilyurt, Adatepe, Bozcaada ve Gelibolu ile Eceabat’taki Tarihi Milli Park alanlarında inceleme gezileri yapılacak.

TÜRKEV’le birlikte olmak isteyenler, yarın İstanbul’daki “açılış” töreni ve başlangıç oturumlarına katılarak hafta içinde sürecek Çanakkale etkinlikleri programını ve ulaşım-konaklama bilgilerini edinebilirler... ( 0212 516 4314 – www.turk-ev.org.tr)