Üsküdar ilçe sınırları içinde 183 adet cami bulunuyor, yani kilometre kareye 5 cami ve bir camiye 2 bin 907 kişi düşüyor. Çamlıca Tepesi'nin yakınında da pek çok caminin bulunduğu hava fotoğraflarından izlenebiliyor.
Aynı karayolu, köprü gibi yatırımların yerleşmeyi çağırması gibi, böylesi büyük ve gösterişli olacağı söylenen bir caminin de çevresinde yapılaşmaya yol açabileceği düşüncesi uyanıyor.
Projeye tepkiler
Bölgenin 1. derece doğal sit alanı olması ve yakın çevrede yaşayan nüfus için yeteri kadar cami olması nedeniyle projeye tepkiler bulunuyor.
Şehir plancısı Doç. Dr. Pelin Pınar Özden'in tepenin bulunduğu alan ile ilgili olarak dikkat çektiği diğer bir konu ise, geçen yıl İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin buraya yapılacak yeni TV kulesi için bir fikir projesi yarışması açmış olması idi. Yarışma şartnamesinde mümkün olduğuna az yapılaşma istendiğini vurgulanmıştı. Dolayısıyla, böylesi bir cami projesinin bu yarışma kapsamında olmadığını, geçtiğimiz yıl belediye tarafından yatırım yapılan bir yarışmanın da açıklanan yeni proje ile rafa kalktığını öğrenmiş oluyoruz.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nca Kanun Hükmünde Kararname ile alanda plan tadilatı yapılmış. Buna rağmen 2960 sayılı Boğaziçi Kanunu ve 2863 sayılı Koruma Kanunu' na göre korunması gereken Çamlıca Tepesi’nin yapılaşmaya açılması söz konusu olamayacağı belirtiliyor.
Proje için 5 mimarın yarıştığı haberlerinden önce, projenin mimarı olarak lanse edilen Mimar Hacı Mehmet Güner’le yapılan bir röportajda dikkati çeken en önemli noktalar; alanın sit alanı olmasının projeyi etkilemeyeceği, üst ölçek plan sorunlarının zaten Bakanlık tarafından çözülmüş olduğu, kurul kararları hakkında mimarının herhangi bir bilgisi olmadığı, Bakanlığın “projeye başla” komutu ile çalışmalara başladıkları için tüm bu teknik sorunların zaten çözülmüş olduğunu söylemiş olmasıydı. Yani ortada yine bir plan tadilatı ile oldu-bittiye getirilen büyük bir proje söz konusu.
İstanbul’un dört bir yanında yeni cami projeleri
Öte yandan, son günlerde İstanbul’a cami yapımı ile ilgili pek çok proje ve plan tadilatı gündemde. Taksim bunlar içinde en bilineni. Taksim’e cami için ise, gayrimüslimlerin yaşam mekânı olan Beyoğlu bölgesinde Müslüman nüfusun artışına oranla yeterli cami yapılmamış olması gerekçe gösteriliyor. Taksim’in meydan simgesinden öte, cami ile hem simgesel hem de işlevsel bir nitelik kazanması öncelikli olarak görülüyor. Bir yandan da Taksim Yayalaştırma Projesi sürüyor…
Cami sayısında önemli derede artışıyla dikkat çeken bir ilçe de Zeytinburnu. İlçede zaten yetersiz olan 7 farklı park alanı, plan tadilatları ile camiye çevrilmek isteniyor. Oysa mevcut camilerin planlama kriterleri ve erişilebilirlik açısından yeterli olduğu bilimsel olarak hesaplanmış durumda. Yoğun bir yapılaşmanın söz konusu olduğu ilçe, aynı zamanda depremsellik bakımından İstanbul’un en riskli ilçelerinden birisi. Dolayısıyla başta deprem olmak üzere doğal afetler sonrası ilk toplanma ve barınma ihtiyaçlarını karşılayacak olan yeşil alanların korunması gerekliliği aslında zaruri. Buna rağmen plan değişikliği yapılmak istenen bölgede hali hazırda 6 adet cami varken, fonksiyonu değiştirilecek yeşil alanlarla bu sayı 13’e çıkarılmak isteniyor.
3. Köprü, Kanalİstanbul, iki Şehir gibi büyük projelerin yanına, Çamlıca Tepesi’ne dev cami ilamıyla duyurulan son proje ile beraber, İstanbul, hükümet tarafından simgesel bir güç gösterisi ile tescil edilmek isteniyor. Ankara kaynaklı açıklanan ve bu şehrin anayasası olarak kabul gören 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı’na aykırı kararları içeren tüm bu projelerin başka bir açıklaması, dolayısıyla şehrin ve yaşayanların ihtiyacı gibi bir bahanesi olamaz.