Çamlı Sahili’nin Kiralanması Büyük Tepki



Muğla Turizm ve Çevre Gönüllüleri Başkanı Filiz Ersan, ihalenin yürütmesinin durdurulması için dava açmaya hazırlandıklarını belirtirken, Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB) Marmaris Yürütme Kurulu Başkanı İsmail Özbozdağ da kendileri için önemli olanın doğa ve çevrenin korunması olduğunu vurgulayıp, açılacak davaya müdahil olacaklarını söyledi.

Çamlı Mahallesi, Bucakalan Mevkisi’ndeki, Kleopatra Adası’na yolcu taşıyan teknelerin bulunduğu 10 hektarlık alan, ’B tipi mesire yeri’ yapılması koşuluyla, geçen 21 Temmuz’da ihale yoluyla Kayamar Turizm Yatırımları adına Abdürrahim Kaya’ya 179 bin TL karşılığında 29 yıllığına kiralandı. Alan, şirkete 14 Ağustos’ta tutanakla teslim edildi. Şirket tarafından kiralanan arazideki tur teknelerinin yanaştığı iskelenin arka kısmında kalan sahildeki sığ alana kaya parçaları yığılarak 25 metre uzunluğunda dalgakıran yapıldı. Kayaların üzeri denizden alınan kum ile kapatıldı. Arazide yığılı taşlardan dalgakıranın daha da uzatılmak istendiği sanılırken, çevreciler duruma tepki gösterdi. Konunun ulusal basında haber olmasının ardından tepkiler daha da arttı.

Bu yapılanın bölgeye ihanet olduğunu ileri süren Muğla Turizm ve Çevre Gönüllüleri Başkanı Filiz Ersan, bu yapılanı önlemek için çalışma başlattıklarını söyledi. Kiralanan alan içinde Muğla’nın en fazla turist çeken örenyeri olan Kleopatra Adası’na kalkan teknelerin iskelesinin de bulunduğuna hatırlatan Ersan, "Sahilde yaz aylarında otopark, kış aylarında da çekek yeri olarak kullanılan alan var. Plaj ve azmak var. Bunların hepsi halkın kullanımına açık alanlar ve dolayısıyla halkın elinden alınamaz" dedi.

İki Bakanlığı karşı karşıya getirecek iddiası

Kültür ve Turizm Bakanlığınca işletilen Kleopatra Adası’na yılda 11 bin turistin geldiğine dikkati çeken Ersan, "Orman ve Su İşleri Bakanlığı bu en önemli bölgeyi kiraya verdi. Yani dünyanın hiçbir ülkesinde eşine rastlanmayacak bir şekilde ören yerine ulaşımın sağlandığı iskele özel mülkiyet içinde kaldı. Hali hazırdaki iskelenin zaten yıkım kararı var. Oraya yasalara uygun olarak yenisinin yapılması gerekiyor. Bu iskeleyi kim yapacak? İki bakanlık mı, yeri kiralayan mı? Motorcular, balıkçılar, sahilde yüzen bölge halkı ne olacak? Deniz kiraya verilerek gasp edilmiş durumda. Sanki bölge düşman işgali altındaymış gibi apar topar ihale açılıyor. Bu bir skandal. Ankara’dan müsteşarlarla ve yetkili üst makamlarla konuştum. Onlar da bunun dünyada bir ilk olduğunu söylüyor. Peki bunun vebalini kim ödeyecek? Bu durum Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Orman ve Su İşleri Bakanlığı karşı karşıya getirecektir. Burası Özel Koruma Bölgesi. Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu var. Muhtarlığımız, belediyemiz hatta Muğla Büyükşehir Belediyesi var. Maşallah büyükşehir belediyesi zaten her tarafa elini uzatıyor" diye konuştu.

"Bölge koruma altında olduğu için hiçbirşey yapılamaz"

Geçmiş yıllarda Hisarönü Mahallesi’nde yat limanı yapmak isteyen bir dondurma firmasına engel oldukları gibi Çamlı Mahallesi’nde de aynısını yapacaklarını vurgulayan Ersan, şöyle devam etti: "Amaç para kazanmak olduğuna göre hem iskeleden hem otoparktan ve hem de kışın yapacakları çekek yerinden para alacaklar. Mahallelinin teknesini çekeceği başka yer yok. Adaya giriş de ücretli. Böyle turizm mi olur? Ey Ankara artık kendine gel. İpin ucunu kaçırdın. ’Bir şirket kazanacak’ diye bu güzel bölgeyi, bu turizm alanını asla kurban edemeyiz. Herkes kendisini toparlasın. Şapkasını önüne koysun. Bölgede habibat, flora, fauna koruma altında. Çoğalmalar oluyor. Bu nedenle hiçbir şey yapılamaz. Ama buna rağmen ağaçlar yerle bir ediliyor." Ersan, ihalenin iptali için dava açmaya hazırlandıklarını da kaydetti.

Bir tepki de TÜRSAB'dan

Çamlı Mahallesi’ndeki arazinin kiralanmasına TÜRSAB Marmaris Yürütme Kurulu Başkanı İsmail Özbozdağ da tepki gösterdi. "Bizim için olmazsa olmaz tek bir gerçek var o da doğa ve çevremiz" diyen Özbozdağ, "Orası belki de turizmin geleceğinin en önemli anahtarlarından bir tanesi. Bu yörede özellikle Çamlı ve civarı dünyanın önemli cennetlerinden bir köşesi, gözümüz gibi bakmamız lazım. Buranın özel mülkiyet olması olacak iş değil. Kleopatra Adası’nın işletme görevini TÜRSAB olarak biz üstlendik. Adaya yılda 10 binden fazla yolcu taşıyoruz. Dolayısıyla bu durum bizi ve seyahat acentelerini çok ilgilendiriyor. Oranın kiraya verileceği kulağımıza geliyordu ama bu kadar çabuk gelişmeyi beklemiyordum doğrusu. Buranın korunmasıyla ilgili TÜRSAB’ın Bölgesel Yürütme Kurulu Başkanı olarak her türlü desteği vermeye hazırım. Yeter ki doğamız bozulmasın, doğal çevremizi gelecek kuşaklarımız için koruyalım. Yapılan iş gerçekten şaka gibi. Biz, oraya eskiden çadır bile kuramıyorduk. Vatandaş binalarına bir çivi bile çakamıyordu. Konunu üzerine gideceğiz. Çevrecilerin yapacağı eylem ve ihalenin yürütmesinin durdurulması için başlatılacak hukuk mücadelesine destek vereceğiz" dedi.