Avrupa'nın en büyük, dünyanın ikinci büyük ahşap yapısı olan Büyükada Rum Yetimhanesi, İstanbul'un en önemli hafıza simgelerinden biri. Bir gün içinde apar topar boşaltılan tarihi yapı kimsesizliğe terk edileli tam 55 yıl oldu. Yetim çocuklara yuva olan tarihi yapı 1964 yılından beri bomboş kaderine terk edilmiş halde duruyordu.
Ziyaretçiler bir yandan sosyal medyadan 'kurtarın' çağrısında bulunurken, ulusal ve uluslararası platformda da yetimhanenin bir an evvel restorasyonunun yapılması gerektiği söyleniyordu. Tarihi yapı için yapılan çağrılar nihayet yanıt buldu.
Independent Türkçe’den Melike Çapan’ın haberine göre; İstanbul Rum Patrikliği, Türkiye'den iadesini istediği yetimhanenin tapusunu 2010 yılında AİHM kararı sonucunda geri almıştı. 48 yıl sonra yeniden mülkiyet hakkını kazanan patrikhane, 55 yıldır kapısını açamadığı tarihi yapının restorasyonu için ilk adımı attı.
Proje sorumlusu Laki Vingas, projede gecikmenin olduğunu söyledi. Vingas, projenin gecikmesinde, yapının ahşap ve büyük olmasının yanı sıra finans boyutunun da etkili olduğunu ifade etti.
"Projenin gecikmesinde karar mercileri dahil hepimizin sorumluluğu var" diyen Vingas, kamuoyunun hassasiyeti ve sivil toplum kuruluşlarının bu projenin başlamasında etkili olduğunu dile getirirken Europa Nostra Türkiye'nin de projenin başlamasında katkıları olduğunu söyledi.
Laki Vingas, yapının mimarisi kadar tarihinin de zor olduğunu kanaatinde. Yapının bu tarihsel sürecinde ise mimari misyonuna hiç dikkat edilmediğine vurgu yapan Vingas, "Bugünden sonra daha dikkatli bir şekilde bu işin altından kalkacağımızı düşünüyorum." dedi.
Anıtlar Kurulu ile yaşadıkları hukuki sorunu çözdüklerini ifade eden Vingas, projede İstanbul ve Atina'dan akademisyenler, ahşap uzmanları ve statik uzmanlarının yer aldığını ekledi.
Gönüllülük esasıyla projeye birçok uzman ismin destek verdiğinden bahseden Vingas, proje için bir komite oluşturduklarını ifade etti.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin (İBB) yan kuruluşu BİMTAŞ ile dijital belgeleme işlerini üstlendiğini söyleyen Vingas, "Bina çok kötü durumda. Bir an önce belgelenmesi gerekiyordu. İki türlü belgeleme yapılıyor. Biri dijital belgeleme diğeri ise çizim rölevesi. BİMTAŞ, dijital belgeleme işini gönüllü olarak yapıyor. Çizim rölevesini de profesyonel olarak BİMTAŞ'a verdik. Eminim ki 6 ay sonra bu dosya dört dörtlük bir şekilde Anıtlar Kurulu'nun önünde olacak." diye konuştu.
Ana hedefler
3 ana hedeflerinin olduğunu belirten Vingas, "Birincisi acil önlemler. Binanın girişi, balo salonu gibi binanın çok değerli yerlerini hemen korumaya almak istiyoruz. İkinci hedefimiz belgelenme sürecini tamamlamak. Üçüncü hedefimiz de yönetim modelini oluşturmak. 2021'in sonuna kadar bütün projeler tasdik edilirse 2022'de binanın restorasyon süreci belli olur." dedi.
Binanın yalnızca restorasyonla kurtulmasının mümkün olmadığını ekleyern Vingas, bir kısmının rekonstrüksiyon yapılabileceğini belirtti.
Binanın restorasyon sürecinin gecikmesinin bir sebebi de gerekli bütçenin bulunamamasıydı. Laki Vingas, bu bütçenin hala bulunamadığını altını çizdi.
Finans için fonksiyonun belirli olması gerektiğini de söyleyen Vingas, "20 bin metrekarelik alan içinde büyük bir proje. Günümüzün ekonomik konjektöründe kolay olmayacak. Ancak bu bina için elimizden gelen her şeyi yapacağız." ifadesini kullandı.
"Amacımız bir an evvel röleveyi bitirmek"
İstanbul Rum Patrikhanesi Teknik Ofis Sorumlusu Dr. Mimar Apostolos Poridis, yetimhanede şu anda dijital teknoloji ile belgeleme ve ölçüm çalışmalarının yapıldığını söyledi.
Yapılan dijital belgeleme ve ölçümlerin yapının güncel mimari rölevesinin çizilmesi için veri oluşturması bakımından, çok önemli bir adım olduğunu belirten Poridis, şu bilgileri paylaştı: “Amacımız binanın güncel mimari rölevesinin yapılmasıdır. Tabi ki nihai amaç restorasyondur ama bu uzun zamanlı bir hedeftir. Buna karşın binanın yıpranmışlık düzeyi çok yüksek olup, uzun zaman ayakta kalma ihtimali düşüktür. Bir restorasyona gidene kadar binayı ayakta tutabilmek için acil olarak birtakım askıya alma ve destekleme önlemleri alınmalıdır. Bunlar için gerekli bilimsel ve teknik çalışmaların yapılması gerekiyor. Program dahilinde destekleme önlemleri için gerekli etüt çalışmalarını tamamlamayı hedefliyoruz.”
Haberin tamamına linkten ulaşılabilir.