Büyükada Rum Yetimhanesi, Avrupa’nın Tehlike Altındaki 7 Kültürel Miras Programı Raporu Yayınlandı



Avrupa’nın kültürel mirasının korunmasında öncü kurum olan Europa Nostra ve Avrupa Yatırım Bankası, bugün İstanbul’un ve Adalar’ın önemli bir parçası olan Büyükada Rum Yetimhanesi kompleksinin kurtarılması ve korunması için eylem planını içeren teknik ve mali raporu yayınladı.

Büyükada Rum Yetimhanesi kompleksi, Europa Nostra Turkiye/Bizim Avrupa Derneği tarafından bu programa aday gösterilmesi üzerine, 2018 yılında Avrupa’nın Tehlike Altındaki 7 Kültürel Miras alanı arasına seçilmişti.  

Reklam Goruntulenme Bolumu

Rapor, 29-31 Mayıs 2019 tarihlerinde gerçekleştirilen, uzmanlardan oluşan bir heyetin, üç günlük Türkiye ziyareti sonuçları ve tarihi yapılarda  deneyimli statik mühendisi Clive Dawson'ın Nisan 2019’da yapıyı yerinde inceleyerek ürettiği yapısal rapor esas alınarak hazırlandı. Avrupa Yatırım Bankası Enstitüsü, Europa Nostra, ve Europa Nostra Türkiye’den  kültürel miras ve finans alanından uzmanlardan oluşan heyet Yetimhaneyi yerinde ziyaret etti, ve yerel paydaşlarla ve yetkililerle görüşmeler yaptı. Ziyaret kapsamında Fener Rum Patrikhanesi, Ekümenik Patrik Hazretleri Bartholomeos, Adalar İlçesi Belediyesi Başkan yardımcıları ve Meclis Üyeleri, TC Kültür ve Turizm Bakanlığı, Kültür Varlıklarını Koruma Kurulları Daire Başkanlığı, İstanbul 5. Numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu üyeleri ve Türkiye’nin AB Büyükelçisi Sayın Christian Berger ile görüşülmüştür.

Kompleks, Yetimhane ana yapısı ve ortaokul yapısıyla 15.000 metrekareden fazla alana sahiptir ve Avrupa’nın en büyük dünyanın ise ikinci en büyük ahşap yapısı olarak kabul edilmektedir. Yetimhane, İstanbul’un önemli mimarı Alexander Vallaury tarafından, 19. yüzyılın sonunda, lüks bir otel ve kumarhane olarak kullanılmak üzere inşa edilmiştir. 1903’te, yapının bu şekilde kullanılmasının mümkün olmaması üzerine yetimhane olarak kullanılması şartıyla Fener Rum Ortodoks Patrikhanesi’ne bağışlanmıştır. 1964’te kapanana kadar bu işlevini sürdürmüştür. O zamandan beri ihmal edilmiş olan ve geçirdiği yangın, 1999 depremi ve olumsuz hava koşulları gibi etkilerle zarar gören yapı giderek yıpranmıştır. Yapı bugün ağır hasarlı durumdadır ve bütünüyle çökme tehlikesi ile karşı karşıyadır.  



Raporda vurgulandığı gibi, “Yetimhanenin, hem ada (Büyükada/ Prinkipo) peysajı içinde hem de denizden bakışta etkileyici bir görsellik sunmaktadır. Eşsiz sanatsal ve estetik değerinin yanı sıra yapı, yapıldığı dönemin teknik becerilerine ve mimari tasarımına önemli bir örnek teşkil eder. Yetimhanenin, adanın mitolojisi içinde önemli yeri vardır ve ada sakinlerinin ortak hafızasında, özellikle İstanbullu Rumların zihinlerinde özel bir yere sahiptir.“  

Raporda dikkat çekilen diğer bir konu da şöyledir; “Binalar, 1964'ten beri kullanılmamıştır, şu anda bir bakıcı/bekçi dışında alanda kimse yaşamamaktadır. Özellikle kış aylarında kötü hava koşulları (şiddetli yağışlar ve sert kuzey rüzgarları), Türkiye’nin 1999’da yaşadığı deprem ve bakımın yetersizliği binaları büyük ölçüde tahrip etmiş, bu da büyük ölçüde bozulma ve ciddi bir çökme riski ile sonuçlanmıştır. (...) Bu projenin temel amacı, alanın geri kazanılması ve binaların güvenli bir hale getirilmesidir. Daha sonra, birkaç farklı kalıcı ve geçici kullanım biçimlerinin birleştirilmesi imkanı da sunan kompleks canlandırılacaktır. Esas amaç, tamamen orijinal durumuna geri getirmek değildir, yeni ve cazip kullanımlara adapte ederken, ayrıca son yıllarda geçirdiği bozulmaların izlerini mümkün olduğu ölçüde yok etmeden görünür kılmaktır.”

Ayrıntılı bilgi için tıklayın