Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü’nün (FAO) gıda güvenliği zirvesinin
ikinci gününde, ayrı bir forumda buluşan sivil toplum kuruluşları, çokuluslu
gıda şirketlerini azgelişmiş ülkelerde küçük çiftçilere ait kaliteli toprakları
ele geçirmeye çalışmakla suçladı. FAO’nun Roma’daki genel merkezi önünde
geleneksel kıyafetleriyle gösteri yapan Afrikalı ve Latin Amerikalı çiftçi
temsilcileri, çokuluslu şirketlerin örgütle ve bazı hükümetlerle işbirliği
yaparak tarım arazilerini satın almasını kınadı.
Zirveye paralel düzenlenen “Halka Derhal Beslenme Egemenliği” adlı forumda
konuşan sivil toplum kuruluşları temsilcilerinden Henry Saraigh, dünyada açlıkla
karşı karşıya kalanların yüzde 80’inin kırsal kesimde yaşadığını belirterek “Ama
FAO’nun politikası Asya’da, Afrika’da ve Latin Amerika’da küçük üreticilerin
topraklarını eline geçiren çokuluslu şirketlere destek veriyor” dedi. 70 ülkeden
400 kadar delegenin katıldığı forumda STK’ler, Suudi Arabistan ve Güney Kore
gibi bazı hükümetlerin, uluslararası ticarete başvurmaksızın halkını beslemek
için bu yeni stratejiye başvurduklarını ve küçük çiftçilere topraklarını
satmaları yönünde baskı yaptıklarını ileri sürdü. STK’ler, 100 milyar dolardan
fazla paranın masada olduğunu ve Etiyopya ile Endonezya’da şimdiden 40 milyon
hektardan fazla tarım arazisinin büyük şirketlerin eline geçtiğini vurguluyor.
Libya lideri Muammer Kaddafi de gıda ithal eden ülkelerin Afrika’da toprak
alımlarına son vermesini istemiş, “yeni feodalizm” adını verdiği sürecin Latin
Amerika’ya yayılabileceği uyarısı yapmıştı.
‘Gıda silah değildir’
Öte yandan zirvede bir konuşma yapan Zimbabve Devlet Başkanı Robert Mugabe,
ülkesini hedef alan yaptırımların insanlık dışı ve yasadışı olduğuna dikkat
çekerek sonlandırılması çağrısında bulundu. Afrikalı lider, Aquila’da düzenlenen
G8 zirvesi sırasında gelişmekte olan ülkelerde tarım sektörüne destek vermek
için ayrılması öngörülen 20 milyar dolarlık bütçenin siyasi bir silah olarak
kullanılmaması gerektiğini söyledi. Mugabe ayrıca küçük üreticiler, özellikle de
kadın ve genç nüfusun yararına yatırımlar yapılmasını istedi.
Mugabe’nin ardından Türkiye’yi temsilen bir konuşma yapan Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan ise gıda güvenliğine ilişkin sorunları çözmek için tarım
sektörüne yatırım yapılması gerektiğini, özellikle de küçük üreticilere öncelik
verilerek onların üretime katkıda bulunmalarının sağlanması gerektiğini söyledi.
Konuşmasında, “Yoksul ülkelerdeki içler acısı manzarayı izlediğimiz gibi zengin
ülkelerdeki sınırsız tüketimi de biliyor ve görüyoruz” diyen Erdoğan, iletişim
çağında yaşandığını anımsatarak şöyle devam etti: “Bu manzaranın sürdürülebilir
olmadığı açıktır. Dünyada oluşan bu dengesizliğin ve bu eşitsizliğin bir an önce
giderilmesi, en azından bunun için çaba harcanması, yoksulların olduğu kadar,
refah içinde olanların da gelecekleri açısından hayati derecede önemlidir.”
Erdoğan, FAO zirvesi çerçevesinde ikili temaslarda da bulundu. BM Genel
Sekreteri Ban Ki-mun ve İtalya Başbakanı Berlusconi ile görüşen Erdoğan,
Azerbaycan Tarım Bakanı İsmet Abbasov ve Katar Emiri Şeyh Hamid bin Halife El
Tani ile de bir araya geldi.
Erdoğan Kıbrıs desteği istedi
Erdoğan düzenlediği basın toplantısında, Ban Ki-mun ile Kıbrıs konusunu ele
aldıklarını belirterek “Kıbrıs Özel Danışmanı Alexander Downer’ın daha yoğun bir
çalışma içinde süreci devam ettirmelerinde fayda olduğunu hatta kendilerinin
gerekirse New York’ta çalışmaları devam ettirmelerini, hatta ve hatta sayın
Annan’ın döneminde olduğu gibi garantör ülkelerle beraber tarafları da bir araya
getirmek suretiyle bir çalışmanın da yapılabileceğini ifade ettim” dedi.
Erdoğan, Berluconi ile yaptıkları görüşme konusunda, “İki ülke ilişkilerini
değerlendirme fırsatımız oldu. Bunun yanında AB süreciyle ilgili İtalya’nın
bugüne kadar olan tutumunun artarak devamı noktasında kendilerinden ricam oldu.
Kıbrıs konusunda bu sürece desteklerini istedim” diye konuştu.