Bütçenin Yüzde 62’sini Yatırımlara Ayıran İstanbul’un Ekonomik Sıkıntısı Yok!
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Kadir Topbaş, 2011
sonunda açılacak olan Kdaıköy-Kartal Metro Hattı’na düzenlenen
inceleme gezisinin ardından gazetecilerin yerel gündemle ilgili sorularını
cevaplandırdı. Guardian Gazetesi’nde yer alan, “İstanbul'un da
aralarında bulunduğu bazı Avrupa şehirlerinin kredi durumunun kırılgan olduğu”
yönündeki haberi değerlendiren Başkan Kadir Topbaş, haberin gerçeği
yansıtmadığını söyledi.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin 2011 yılı konsolide bütçesinin 7 milyar
liranın üzerindeki bölümünü, ana bütçenin de yüzde 62’sini yatırıma
ayırdıklarına dikkat çeken Başkan Topbaş, “Sıkıntıya düşen bir belediye yatırım
yapmaz, yatırımlarını geri çeker. İstanbul Büyükşehir Belediyesinin
yatırımlarını yüzde 62'lere kadar çıkarması, bir sıkıntı olmadığının
göstergesidir” dedi.
İstanbul 150 metropol arasında bir numaralı yükselen değer
oldu
Türk-Fransız Ticaret Derneği’nin düzenlediği toplantıda
Fransa'nın Türkiye Büyükelçisi Bernard Emie'nin İstanbul'un çok
ciddi gelişmeler gösterdiğini söylediğini ve ekonomideki başarısı sebebiyle
dünyanın dikkatini çektiğini söylediğini vurgulayan Kadir Topbaş, “Sayın
Büyükelçi, çok kredibilitemizin çok yüksek olması nedeniyle Fransız Kalkınma
Ajansının 120 milyon euroluk krediyi hazine garantisi olmaksızın verdiğini de
hatırlattı. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne güvendiklerini, ekonomide geldiği
başarıyı da taktir ettiklerini, İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile Fransız
yatırımcı iş adamlarının birlikte çalışmaktan memnun olduklarını da ifade etti.
Bu ifadeler şunu gösteriyor: İstanbul'daki gelişmeler, somut olarak ortada ve
herkes bunu takip ediyor. İstanbul ile ilgili kanaatler, resmi çevreler ve iş
adamlarınca da tescil ediliyor” diye konuştu.
Bazı irili ufaklı düşünce kuruluşları veya birtakım ekonomist çevrelerin
kendilerince değerlendirme yapabileceğini dile getiren Topbaş, kendilerinin
dikkate aldığı kuruluşların dünyanın genel olarak kabul ettiği, kriterlerinde
isabet kaydeden kuruluşlar olduğunun altını çizdi. Brookings
Metropolitan Policy Program ile London School of Economics and
Political Science'ın ortak hazırladığı, Deutsche Bank Alfred
Herrhausen Society tarafından desteklenen 'Metropolitan Kentler
Araştırması'nda İstanbul’un 1993–2010 yılları arasında ulaştığı yüzde
5.5'lik gelir ve yüzde 7.3'lük istihdam artışı ile 150 kent arasında birinci
sırada yer aldığını vurgulayan Topbaş, “Bu ciddi çalışma sonucunda İstanbul'un
birinci sırada yer alması zaten yeterlidir. Bazıları farklı açılardan,
kendilerince farklı değerlendirmeler yapmış olabilir. Bizim geldiğimiz nokta,
ticari ilişki içinde olduğumuz firmalarca da ülkelerce de biliniyor” şeklinde
konuştu.
İstanbul’un kredi notu Türkiye ile aynı
İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin kredisinin şu anda Türkiye Cumhuriyeti
kredisiyle eşdeğerde olduğunu ifade eden Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir
Topbaş, şunları kaydetti; “İstanbul Büyükşehir Belediyesi her daim dış
borçlanmalarda, Hazine kefaleti garantisi olmaksızın borçlanabilecek bir güçte.
Bunu herkes kabul ediyor. Tüm yatırımcılar, iş adamları çok değişik tekliflerle
bize gelmekte. Çok ciddi anlamda yatırım talebi var, bizimle birlikte iş yapmak
isteyenler var. Biz de kendi bütçemizi ona göre düzenliyoruz.”
İstanbul Büyükşehir Belediyesinin bütçesini yüzde 98’e varan oranlarla
gerçekleştirdiğini ifade eden Başkan Kadir Topbaş, “Bir resmi kurumun, bir kamu
kuruluşunun bu oranları yakalaması, ne kadar gerçekçi ve doğru bir bütçe
yaptığının işaretidir. Kredilendirmeler ve değerlendirmeler yapılırken bunlara
bakılarak yapılıyor. Biz ek bütçeler yapmıyoruz” dedi.
“Çok büyük yatırımlar yaptığınız için iç ve dış krediler gayet doğaldır.
Borçları iyi dengeleyip, kendinizi çok iyi hazırladığınız zaman normaldir” diyen
Kadir Topbaş, sözlerini şöyle sürdürdü; “Çünkü kendi öz kaynaklarınızla kısa
sürede bazı adımlar atamayacaksanız, bunun yerine borçlanmayı uzun vadelere
yaymak suretiyle çok acil yatırımları gerçekleştirebilirsiniz. 2028 yılına varan
uzun vadeli borçlanmalarla bunu gerçekleştiriyor. Onu da iyi şartlarda aldığı
kredilerle gerçekleştiriyor. İstanbul Büyükşehir Belediyesinin metrolarla ilgili
almış olduğu kredi miktarı 1 milyar 570 milyon avro. Bu çok ciddi, iyi bir değer
ve tamamen Belediyenin hazine garantisi olmaksızın aldığı bir kredi. Bunun 120
milyon avrosu Fransız Kalkınma Ajansından, 700 milyon avrosu Avrupa Yatırım
Bankasından. Avrupa Yatırım Bankası ilk kez kendi birliği dışında bir yere bu
kadar parayı veriyor. 751 milyon avroyu da Fortis Bank konsorsiyumundan aldık.
Bunlar da gösteriyor ki bu kadar ciddi rakamlar, Hazine garantisi olmaksızın
güven duyulmayan bir yere verilmez. Bunlar bizim çok iyi bir yatırım ve para
politikası izlediğimizin işaretleridir.”
Sadece İSPARK’ın değeri 7 milyar TL
Farklı ifadelerin ortaya çıkabileceğini, ancak İstanbul Büyükşehir
Belediyesi’nin performansının iyi olduğuna inandıklarını ifade eden Başkan
Topbaş, şunları söyledi; “Bunun yansımasıdır ki katma değerdeki artış,
gayrimenkullerde küresel ekonomik krize rağmen düşüşün olmayışı, en iyi yatırım
alanı olarak konuşulması, İstanbul'daki doğru adımlardan ve gelişmelerden
kaynaklanıyor. İstanbul'da altyapı bulunmasa, geleceği endişe verici olsa kimse
bu şehre yatırım yapmaz. Ulaşım sorunları çözülmüyor gibi görünse, çözülmeyecek
diye bakılsa, kimse bu şehre yatırım yapmaz. İstanbul'un hızla gelişmekte
olduğunu ve daha da gelişeceğini, yerel yönetimin bu konuda attığı adımların
kenti çok daha geliştireceğini, planlamalarımızın bu şehre yeni bir vizyon
açtığını, bu şehirde yatırımların tercih edilir hale geldiğini onlar
söylüyor.
İSPARK'a yabancıların 4 milyar euro (7 milyar TL’nin üzerinde) değer
biçtiğini hatırlatan Topbaş, “Demek ki bu şehir kendi gücünü oluşturuyor. Bugün
İstanbul Büyükşehir Belediyesi hiç yoktan İSPARK gibi bir şirketi ortaya
çıkarmış. Bu değeri piyasaya sürdüğü zaman istediği gibi bir kaynak da elde
edebilir. Onun için bu tür değerlendirmelere katılmıyorum” dedi.
Financal Times gazetesindeki, Avrupa'nın en büyük havaalanlarından biri olan
Londra’daki Heathrow havaalanı ile Atatürk Havaalanı karşılaştırmasına da
değinen ve bu değerlendirmeye katıldığını ifade eden Topbaş, “İstanbul'dan
Londra'ya uçmak, gerçekten birinci dünyadan üçüncü dünyaya seyahat etmek gibi.
Türkiye'nin yükselen güç statüsü abidesi olan Atatürk Havalimanı, çelik ve cam
modernitesiyle adeta parlıyor. Kırık yürüyen bantları, gözlerin önüne serilen
tavan boşlukları ve kirli yer halılarıyla Heathrow'un 3. terminali ise ulusal
gerilemenin simgesi haline geldi” şeklinde konuştu.