Bu zihniyete 100 köprü lazım!

Son yılların şehir efsanelerindendi; erken davranıp bağlantı güzergâhında bir yer kapatmak isteyenlerin avuçları ne zamandır kaşınıyordu. Sessizce süren hazırlık aşamasının ardından tam koordinat ortalığa dökülmediyse de, ihale faslına kadar gelindiğini birden fark etti İstanbullular. İşte o İstanbullulardan bir kısmı 3. Köprü Yerine Yaşam Platformu olarak ‘Hayır!’ deme niyetiyle bir araya geldi. Tane tane nedenlerini açıklayarak yeni bir köprüyü ‘cinayet’ olarak değerlendiriyor, İstanbulluları bu cinayete ortak olmamaya davet ediyorlar. Bugün saat 17.00’de Sarıyer’de çok sayıda sivil toplum örgütü, meslek odası ve mahalle derneği bir araya gelerek geniş çaplı bir eylem düzenliyor. Platform adına Yıldız Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesi’nden emekli ulaştırma uzmanı Prof. Dr. Zerrin Bayrakdar ve TMMOB Orman Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı Besim Sertok sorularımızı cevapladı.

1995 yılında, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Tayyip Erdoğan, “Üçüncü köprü cinayettir. Böyle bir teşebbüs İstanbul’un çağdaş kentleşmesi ve şehir içi ulaşım sistemi için büyük sorunlar doğurur” diyordu. Arada geçen 14 yılda İstanbul’un ihtiyaçları mı değişti, AKP zihniyeti mi?

Zerrin Bayrakdar: İstanbul’un ihtiyaçları yeni bir köprü yapılması gereğini doğurmadı. İstanbul’un iki yaka arasında yeni bir karayolu geçişine değil, toplu geçiş için raylı sisteme olan gereksinimin anlaşılması nedeniyle Marmaray’ın inşaatına başlandı. Ancak AKP, ülkeyi kendi zihniyetiyle yönetebilmek amacıyla maddiyata gereksinim duyuyor. Her şeyi paraya çevirme zihniyetleriyle de Marmaray tüp geçişine paralel olarak, sadece otomobil trafiğine hizmet edecek karayolu tüneli inşaatı için de ihale yapıldı. Bu da yetmedi, yine araç trafiğine hizmet edecek 3. Boğaz Köprüsü gündeme getirildi. Tayyip Erdoğan’ın o zamanki zihniyeti de ülke ya da kamu yararı değil, amaçladığı yolda yürümekti; iktidara gelebilmek için takiye yapmıştır diye düşünüyorum. Zira o gün söylediklerine inansaydı, tüm uzmanların İstanbul için hiçbir faydası olmayacağında, aksine şehrin yaşanamaz hale geleceğinde söz birliği ettikleri ve de İstanbul’a ait hiçbir plan aşamasında yer almayan yeni bir köprüyü gündeme getirebilir miydi?

Her gün trafiğe çıkan yeni araç sayısı, toplu taşıma araçları kullanma alışkanlıkları ve şehrin büyüme modeli düşünüldüğünde, trafik sorununu teknik olarak köprü yaparak çözmek mümkün müdür? Mutlak çözüm için 9 mu, 16 mı, kaç köprüyle iki yakayı birleştirmek gerekir?

Zerrin B.: Sadece araçlara hizmet etmenin trafiği rahatlatacağı gibi akılcı olmayan bir zihniyete sahipseniz, 100 köprü de yapsanız, insanlara hizmet edemezsiniz. Zira kent ulaşımında amaç araçların değil insanların ulaşımını sağlamaktır. Bu da karayolu yatırımlarıyla olmaz. Bu işin olmazsa olmazı, otobüs ve deniz ulaşımı ile beslenmiş raylı sistemlerdir. Yani her toplu taşıma sistemi, kapasitesine uygun hizmet vereceği şekilde çalıştırılmalıdır.

Köprü güzergâhında, siteden alışveriş merkezine, bir hareketlilik şimdiden başladı mı? Somut olarak bildiğimiz neler var?

Zerrin B.: Somut olarak bildiğim bir şey yok henüz. Ama köprü güzergâhından rant elde etme umudunda olan insanlara acıyorum. Zira bu kişiler 10 sene sonrasını bile görmekten uzaklar. Küçük çıkarları için topluma verdikleri zararın cezasını kendileri de çekecek. Suyu ve havası kirlenmiş, hatta yok olmuş bir çevrede kim yaşamak ister!

Besim Sertok: Aslında İstanbul’un kuzey ormanlarında ve yakın çevresinde bir hareketlilik var. Bu, çok yeni de değil. Örneğin birkaç gün önce Çatalca’nın Yassıören köylüleriyle yaptığımız bir görüşmede köylüler, yaklaşık 10 yıldır dar zamanlarında tarlalarının spekülatörler tarafından toplandığını, bunların üçüncü köprünün yollarının yapımını beklediklerini ifade ediyorlar. Daha sonra tarlaların imara açılarak, bir tarla fiyatına göre yüksek fiyatlarla satılacağını bildiklerini söylüyorlar.

Bugün üçüncü köprüye karşı Sarıyer’de kimler buluşuyor? Kimler destek veriyor? Nasıl bir programı olacak buluşmanın?

Besim S.: Saat 17.00’de Sarıyer’de başta TMMOB’ye bağlı odaların İstanbul şubeleri olmak üzere, ağırlıklı olarak Sarıyer ve Beykoz’da faaliyet gösteren mahalle dernekleri ve muhtarlıklar, TEMA, Çekül gibi ülke çapında faaliyet gösteren konuyla ilgili kuruluşlar ve birçok demokratik kitle örgütü bir araya geliyor. Mücadeleleriyle semtlerinden üçüncü köprüyü kovalayan Arnavutköylüler saat 15.00’te ‘Üçüncü rant köprüsüne hayır demek için ve çağdaş bir kent için hep beraber pedal çeviriyoruz’ diyen bisikletli katılımcılarımızı ve deniz yoluyla gelecek olanlara tekneleriyle Arnavutköy İskelesi’nden uğurlayacak. Beykozlular tekneleriyle katılıyorlar. Katılmak isteyen İstanbullular, 17.00’de Çayırbaşı/Kefeliköy otobüs durağında buluşuyor. Buradan, bisikletler ve teknelerle de buluşarak, birçok sanatçı dostumuzun da katılımıyla şarkılar, türkülerle Sarıyer Meydanı’na kadar hep birlikte gidiyoruz. Saat 18.00’de meydanda yapacağımız basın açıklamasıyla etkinliğimizi bitiriyoruz.

Bu etkinliğin bir etkisi olacağını umuyor musunuz? Bir sonraki adım ne?

Zerrin B.: Bu etkinliklerle insanların gerçekleri öğrenmesine katkı sağlanacak. Bu da önemli bir katkı. Zira yaşamına olan saldırıları gören kentlilerin göstereceği tepkiler, halka rağmen her şeyi yapmanın mümkün olmadığını birilerine gösterecektir. Bir sonraki adım, eylemlere tüm İstanbulluların katılımını sağlamak olacaktır.

Besim S.: Tüm bu uyarılara rağmen, her türlü varlığı olduğu gibi, doğal ve yabanıl varlıkları da rantsal değişim değeriyle ele alan AKP hükümeti üçüncü köprüyü yapma konusunda ısrar ederse, çalışmalarına başlayan platformumuzun hukuk komisyonunun hazırlıkları doğrultusunda yargı yoluna da gideceğiz. Çünkü üçüncü köprü, İstanbul 3 Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Kurulu’nun 15.11.1995 tarih ve 7755 numaralı kararına, İstanbul İl Çevre Düzeni Planı’na, Türkiye’nin de taraf olduğu 1972 tarihli Paris, 1979 Bern, 1992 Rio gibi sözleşmelere ve Avrupa Kentsel Şartı’na da aykırı...

Üçüncü köprü yapılmamalı, çünkü...

Şehir Plancıları Odası İstanbul Şubesi Başkanı Erhan Demirdizen’den, şehrin ihtiyaçları ve doğurucağı sonuçlar çerçevesinde üçüncü köprünün yapılmaması için 10 neden saymasını istedik. Sonradan 10 maddeye sığdırmaya zorlandığını, bir 10 tane daha sayabileceğini söyledi...

1. İstanbul’un ulaşım sorununda öncelik Boğaz geçişi değil. Toplam trafiğin altıda biri Boğaz’ı geçiyor, altıda beşi yakaların içinde dolaşıyor.
2. Boğaz geçişi için ideal çözüm, yüksek yolcu kapasitesi nedeniyle Marmaray metro tüneli.
3. Bu köprü, Boğaz geçişini karayolu taşımacılığına bağlı hale getirdiğinden, her iki yaka arasındaki otomobilli ulaşım hacmini daha da artıracak. Dolayısıyla, yapıldığı anda trafikte yarattığı rahatlama geçici olacak, birkaç yıl için dördüncü köprüyü daha yakıcı bir gündem haline getirecek.
4. Ulaşım sorununu kalıcı ve yeterli düzeyde çözemeyeceği halde, maliyeti yüksek olacak. Yap-İşlet-Devret modeliyle yapılacak olması, bütün yapım maliyetinin kısa bir dönem içinde topluma fatura edilmesinden başka bir sonuca yol açmayacak.
5. Bağlantı yolları nedeniyle yeni alanları yerleşilebilir duruma getirecek. Bu ivmeyle kent kuzeye doğru yayılacak.
6. Kentin kuzeye doğru yayılması, yaşamsal önemdeki orman alanları ve içme suyu havzalarında kaçak yapılaşma baskılarını artıracak.
7. Kuzey ormanları ve içme suyu havzalarındaki yapılaşma eğilimi, İstanbul’un nüfusunu 25 milyona kadar çıkarabilecek. İstanbul’un kontrolsüzce büyüyen nüfusuyla Karadeniz sahillerine kadar yayılması, kenti tümüyle yaşanmaz duruma getirecek.
8. Boğaziçi’nin nispeten korunabilen kuzey kesimleri de kaçak yapılaşma nedeniyle kimliğini koruyamaz duruma gelecek.
9. Üçüncü köprünün söylentisi bile baş edilemez bir emlak spekülasyonuna neden oluyor. Belirli zamanlarda farklı güzergâhların gündeme getirilmesi nedeniyle bu emlak spekülasyonu epeyce geniş bir bölgede yapılıyor.
10. İstanbul’un 1990’lı yıllardan beri yapılan hiçbir planında üçüncü köprü yer almıyor. Aksine, 1997 yılında İBB tarafından yaptırılan Ulaşım Planı’nda önceliğin tümüyle metro yatırımına verilmesi öngörülüyor. Bütün ulaşım verileri yüksek yolcu kapasiteli metro yatırımlarını gerektirdiği ve İBB bu plan doğrultusunda yatırımlarını sürdürmeye çalıştığı halde, karayolu taşımacılığını öne çıkaran üçüncü köprüyü yapmak yeni plansız sonuçların ortaya çıkmasına zemin hazırlıyor.

Pınar Öğünç / 18.07.2009 - Radikal Cumartesi