Birgün Gazetesi'nden Rabia Yılmaz'ın haberine göre, İstanbul Ticaret Odası’nın, 3’üncü Havalimanı’nın yakınlarında 500 bin metrekarelik bir alanda fuar kurmayı planladığı ortaya çıktı. TMMOB Şehir Plancıları Odası (ŞPO) İstanbul Şube Başkanı Tayfun Kahraman, söz konusu projenin İstanbul için sonun başlangıcı olacağını belirtti.
Kırmızı çizgiler işgal altında
İstanbul’un kuzeyindeki orman alanlarının ve su havzalarının kırmızı çizgi olduğunu, özellikle korunması gerektiğini ifade eden Kahraman, ‘’3’üncü Köprü gündeme geldiğinde de kesinlikle kırmızı hattın geçilmemesi gerektiğini, bu hattın işgali halinde İstanbul için sonun başlangıcını olacağını söylemiştik. Kadir Topbaş ve dönemin Başbakanı Erdoğan ise,’Biz burada yeni gelişmelere izin vermeyeceğiz’ demişti. Ancak öyle olmadı. O gün kamuoyu böyle oyalanırken, bugün ise özellikle oradaki yoğunluğu artırıcı yeni fonksiyonlar getiriliyor’’ diye konuştu.
Tahribat katlanarak devam edecek
Bu projelerin o bölgedeki yapılaşma baskısını artıracağını ve tahribatın katlanarak devam edeceğini belirten Kahraman şu ifadeleri kullandı:
“Bu proje, orda yeni alt merkezler de oluşturacaktır. Yeni alt merkezlerin oluşması da, İstanbul nüfusunun bir tarafıyla artması, bir tarafıyla da kentin kuzeyde iyice gelişmeye devam etmesi demek, ki sınırları asıl tehdit eden de bu zaten. Bu alanların işgal edileceği senaryosunu 1. ve 2. köprü deneyiminde de yaşadık. Bizim söylediğimiz, ancak siyasiler tarafından reddilen ve doğru çıkan yapılaşma baskısı artarak devam ediyor. Bu projelerle süreci yeni alanlar da takip edecek. Esas kaçındığımız ve İstanbul’un sonunu hazırlayan da bu zaten.’’
Ekolojik değerler korunmalı
İstanbul’un yeşilinin, ormanının ve su havzalarının işgal edildiğini ve bunun kabul edilebilir bir durum olmadığını söyleyen Kahraman sözlerini şöyle sürdürdü: “İstanbul’da son kalmış olan boş alanlar da işgal edilmeye çalışılıyor. Bu alanları korumamız gerekirken, biz yeni projeleri müjdeler gibi ilan ediyoruz. Bu alanların işgali ile birlikte ekolojik denge bozulacak ve İstanbul’un kendi kendine yetemeyen bir kent haline gelmesine yol açacak. İstanbul’u gerçekten korumak istiyorsak, büyükmetrekarelerle övünmek yerine bu projelerden vazgeçip o alanı özellikle ekolojik değerleri ile korumamız gerekiyor.’’