Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın
Cumhuriyet dönemi mimari eserleri arasında önemli bir yere sahip olan
eski Tekel binasında yaptığı restorasyon çalışmaları adeta
"yıkımı" andırıyor. Çalışmalar kapsamında, yapının özgün
döşemeleri ve çatısı tamamen ortadan kaldırılırken, tarihi yapıdan geriye
yalnızca dış duvarlar kaldı.
Eski Ankara Tekel binası 1928 yılında, İtalyan mimar
Giulio Mongeri tarafından tasarlanıp inşaa edildi. Birinci
ulusal mimarlık üslubunda tasarlanan yapı, mütevazi kütlesi, sekizgen giriş
yapısı ve soğan kubbesi ile de dikkat çekiyordu. Kültür ve Turizm Bakanlığı,
binada bir restorasyon çalışması başlattı. TMMOB Mimarlar Odası
tarafından da eleştirilen restorasyon çalışmaları sırasında binadan geriye
yalnızca dış duvarların kaldığı gözleniyor. Mimarlar Odası Ankara
Şubesi konuyla ilgili bir rapor da hazırladı.
Raporda, restorasyon çalışmalarının yapının mimari ve sanatsal öğelerine, en
önemlisi de yapının kimliğine indirilmiş büyük bir darbe olduğu vurgulandı.
Raporda yapının mimari özellikleri, "Yapının üçgenli sütun başlıkları, geometrik
ya da bitkisel desenli demir parmaklıklar, girift desenli alçı kabartma kemer
alınlıkları, taş rozetler, kulenin üstündeki korkuluğun kemercik dizisi gibi
ayrıntılarında Osmanlı mimarlığının yapısal ve dekoratif öğeleri göze
çarpmaktadır" şeklinde tanımlandı. Raporda şunlar kaydedildi:
"Cumhuriyetin bir simgesi olarak Ankara'da gerçekleştirilen Cumhuriyetin ilk
yıllarındaki mimari uygulamaları ve mimarlık üslubuna uygun olarak tasarlanan ve
1. Milli Mimarlık olarak anılan Tekel Binası, uygun işlevle kullanılarak gelecek
nesillere aktarılması hassasiyetle ve bilimsellik çevresinde ele alınması
gereken bir yapıdır. Kültür varlığı niteliği taşıdığından dolayı tescilli bir
eser olan Tekel Binası'nda gerçekleştirilecek olan uygulamaların, yapının
değerlerinin doğru tespiti, tüm mimari özellik ve niteliklerin doğru ve
ayrıntılı belgelemesi, tarihsel araştırmalar ışığında yapının geçirdiği
değişikliklerin belirlenmesi ve yapının tüm değerlerini koruyan, özgün malzeme
ve özgün yapım sistemini gözeten bir anlayışla hazırlanan koruma onarım ve
yeniden işlevlendirme projesi kapsamında ele alınması zorunludur."
Birçok özelliği kayboldu!
Mimari yapıda yapılan incelemelerde, dikkatli bir şekilde müdahale edilmesi
gereken yapının özgün döşemelerinin ve çatısının tamamen ortadan kaldırıldığı ve
özgün yapıdan geriye sadece 4 dış duvarın kaldığının gözlemlendiği dile
getirilen raporda, Cumhuriyet dönemi yapıların son yıllarda birer birer yok
olmasına alışıldığına dikkat çekildi. Raporda, bu tür uygulamaların bir tesadüf
olmadığının da altı çizildi. "Binada gerçekleştirilen sözde tadilatların
arkasında üzülerek belirtiyoruz ki, Ankara Kültür ve Tabiat Valıklarını Koruma
Kurulu'nun onaylamış olduğu bir proje yatmaktadır" denilen raporda, şu ifadeler
yer aldı:
"Tadilatların Kültür ve Turizm Bakanlığı Ankara Rölöve ve Anıtlar Müdürlüğü
tarafından kontrol edilmesi oldukça düşündürücüdür. TMMOB Mimarlar Odası Ankara
Şubesi olarak, Tekel Binası'nda gerçekleştirilmekte olan onarım çalışmalarının
yapının korunmasını sağlayacak şekilde ele alınmadığını, yapının belgesel,
mimari ve tarihi birçok değerinin yitirilmesine yol açtığını düşünüyor, bu
nedenle bu yanlış uygulamaya ivedilikle son verilmesini istiyoruz. Yetkili kurum
ve kuruluşları, Ankara ve Cumhuriyet dönemi için tarihsel öneme sahip olan
binada yürütülen çalışmalarla ilgili olarak bilgi vermesi talebinde
bulunuyoruz."