Bu Mirası Kimler Yedi?



UNESCO'nun 'İstanbul, Kültür Mirası Tehdit Altındaki Kentler Listesi'ne girebilir' sinyali vermesi tartışma yarattı. Listede Kamboçya, Vietnam gibi ülkeler yer alıyor. SELİM EFE ERDEM

Sivil toplum kuruluşları, İstanbul'daki 'tarihi yarımada'nın 'UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi'nden çıkarılabileceği yolundaki haberler üzerine kıpırdandı. Binlerce yıldan beri yerleşim merkezi olan 'tarihi yarımada' için kampanya başlatılması gerektiği konuşuluyor.

Ziyaret tartışma yarattı
UNESCO Kültür Mirası Merkezi Genel Direktör Yardımcısı Minja Yang'ın geçen ayki Türkiye ziyaretinin yankıları sürüyor. Ziyareti sırasında tarihi yarımadaya yönelik plan ve etüt çalışmalarının hâlâ tamamlanmamış olmasına tepki gösteren Yang, İstanbul'un 'Dünya Kültür Mirası Listesi'nden çıkarılıp, 'Kültür Mirası Tehdit Altındaki Kentler' listesine sokulabileceğini açıkladı.

'Kültür Mirası Tehdit Altındaki Kentler' listesinde Afganistan, Honduras, Kamboçya ve Uganda gibi ülkelerin adı geçiyor.

Uzmanlara göre turizm ve kültür başkenti olmaya, Olimpiyat Oyunları'na ev sahipliği yapmaya aday İstanbul'un 'Kültür Mirası Tehdit Altında Olan Kentler Listesi'ne dahil olması Türkiye'yi 'barbar ülke' konumuna sokacak. Ama "UNESCO'nun imza atmaktan başka işlevi yok, 'Kültür Mirası' listesinden çıkalım" diyenler de var.

Gürtuna: UNESCO'yla sorun yok
Büyükşehir Belediyesi'yse "UNESCO bölgenin imar planının bir an önce yapılmasını istiyordu. Bölge sit alanı olduğu için imar planı yapılamamıştı. Planı tamamlayıp Koruma Kurulları'nın onayına sunduk" diyor. UNESCO yetkilileri, İstanbul'la ilgili nihai kararı, 2004 yılındaki karşılıklı görüşmelerden sonra verecek.

"UNESCO'dan bize listeden çıkma uyarısı gelmiş değil" diyen İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Ali Müfit Gürtuna,"UNESCO çalışmalarımızı şaşkınlıkla takip ediyor. Kültürel mirasla ilgili muazzam bir çalışma yaptık. Bizimle ilgili hiçbir sorunları yok, ama İstanbul'daki tarihi eserlerin yüzde 95'i başka kurumlarla ilgili" dedi.

Envanter çıkarıldı
Büyükşehir Belediyesi'nin elindeki rakamlarsa endişe verici. UNESCO ile İstanbul'daki ortak çalışmayı yöneten Projeler Daire Başkanı Nihat Macit "UNESCO tarihi yarımadanın neden bugüne dek plansız kaldığının cevabını arıyordu. Oysa binlik ve beş binlik ölçekte planlar yapıldı. Bunlar onanma aşamasında. Suriçinde toprak altı ve toprak üstünde yapılan emsalsiz bir çalışmayla 9 bin 500 tarihi eserin envanteri çıkarıldı. Bunlardan 1691'i şu anda kayıp. Bir süre sonra ayaktakiler de gidecek" dedi.

Tarihi yarımadayla ilgili bu tartışma, Kültür Bakanlığı, Vakıflar Genel Müdürlüğü, İstanbul Büyükşehir Belediyesi, Fatih ve Eminönü Belediyesi, sivil toplum örgütleri, bu bölgede yaşayan 500 bin kişiyi ve dünya kültürüyle ilgili herkesi ilgilendiriyor.

'Türkiye'nin durumu Kamboçya'dan bile kötü'
Prof. Dr Murat Belge, İstanbul'un 'Dünya Kültür Mirası Listesi'nden çıkarılmasını, kötü muameleye maruz kaldığı için anne ve babasının velayetinden alınan çocuğa benzetti ve "İstanbul'un UNESCO listesinden çıkarılmasına ben de evet derim" dedi.

Doç. Dr. Turgut Cansever ise İstanbul'un tarihin korunması açısından Uganda, Kamboçya ve Vietnam'dan bile daha kötü olduğunu vurguladı. Cansever, "İstanbul'da 100 bin tarihi evden elde kalan 500 evdir. İstanbul'da bugün üzerine bir gelecek bina edilecek 500 ev kalmışsa, o binalar için kolektif bir hareket başlatmalı. Radikal bir kararla bu eserleri korumak lazım" diye konuştu. Prof. Dr Atilla Yücel de tarihi yarımada için kampanya başlatılabileceğini söyledi.

9 bin 500 eserden 1691'i artık yok
'Dünya Kültür Mirası Listesi'nde yer alan 'tarihi yarımada' Ayasoyfa, Küçükayasofya, Balat, Eyüp, Süleymaniye ve çevresiyle Zeyrek ve surlardan oluşuyor.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin yaptığı araştırmaya göre, bu bölgede envanteri çıkarılan 9 bin 500 tarihi eserden 1691'i artık yok: Yanmış, yakılmış, yıkılmış.. Bir kısmının üstüne binalar, yollar yapılmış. Örneğin tarihi Süleymaniye Mahallesi'nin bir kısmı artık otopark.

1950 yılında toplam 100 bin 'tarihi ev'e sahip olan İstanbul'da ayakta kalan tarihi ev sayısı 500.

Kibiroğlu: Listede olmasak da olur
Eminönü Belediye Başkanı Lütfi Kibiroğlu, tarihi yarımadanın UNESCO listesinde bulunmasının bir avantaj sağlamadığını, aksine yapılan işin başkalarınca sahiplenildiğini öne sürdü: "UNESCO, 1999 depremi sonrasında bize Süleymaniye'nin restorasyonu için 11 milyon dolarlık mali tablo çıkardı. UNESCO'dan para pul yok. Siz sponsor bulacak, restore edecek ve proje tamamlanınca onların tabelasını takacaksınız. UNESCO'nun faydası şudur diyen varsa birisi bunu anlatsın."

Eminönü'ndeki 18 bin 209 binadan 6 bininin 'tarihi eser' olduğunu belirten Kibiroğlu şöyle konuştu: "Burada bir Özbekler Tekkesi vardı. İnceledik, 500-600 milyara restore edebilirdik ama Vakıflar, binayı Turizm Bakanlığı'na devretti. Ve yıllarca bir şey yapılmayan bu yer 15 gün önce yandı. Şimdi restorasyon için 4 trilyon lira gerek."

Fatih'e 7 milyon euro
Kibiroğlu, UNESCO'nun maddi kaynak sağlamadığını söylese de 1985' te 'UNESCO Kültürel Miras Listesi'ne giren Balat için Fatih Belediyesi'ne 7 milyon euro'luk kaynak bulundu. Fatih Belediyesi'nden yapılan açıklamada 1997'de başlayan 'Balat Projesi' için AB Akdeniz Fonu'ndan 7 milyon euro hibe alındığı, ancak projede duraksamalar yaşandığı belirtildi.

Açıklamada, "3 milyon 850 bin euro 200 evin restorasyonu, 1 milyon euro sosyal merkez tahsisi, 250 bin euro Balat çarşısı iyileştirmesi ve katı atık stratejisine ve 1 milyon 885 euro da teknik ekibe ayrıldı" denildi.