Bu Köprüde İlk Kez Teknoloji Tarih ve Sanatla Birleşiyor
İstanbul’da Maslak ve Yenikapı’yı birbirine bağlayacak metro hattının en
önemli ayağı olan Haliç Metro Geçiş Tüneli’nde start verildi.
Koruma Kurulu’nun tam 12 yıl sonra onay verdiğiköprünün yaratıcısı Mimar Hakan Kıran, “Haliç ve Boğaz üzerinde
inşa edilen köprülerin tamamı kütlesel bir yığın gibi duruyor. Haliç’te
16 ayda tamamlanacak köprüde teknoloji ve mimari bir arada.
Burası, İstanbul’da ilk kez kablo sisteminin kullanıldığı ve dünyaca ünlü etüt
merkezlerinde deprem ve rüzgar deneylerinden geçirilmiş bir
köprü olacak” diyor.
Türkiye ve Avrupa’da yaratıcı tasarımlara imza atan
mimar Hakan Kıran şu sıralar “Haliç Metro Geçiş Tüneli”ne başlamanın heyecanını
yaşıyor. Ünlü mimar, 12 yıldır üzerinde çalıştıkları ve İstanbul
Büyükşehir Belediyesi (İBB) tarafından ihalesi İtalyan Astaldi ve Türk Gülermak
ortaklığına verilen köprünün mimari açıdan büyük bir yenilik olduğunu
söylüyor.
Kıran “Haliç ve Boğaz üzerinde inşa edilen köprülerin tamamı
kütlesel bir yığın gibi duruyor. Şimdiye kadar modern teknoloji ile mimarlığın
birleşimini Haliç’te kullanamaya cesaret eden olmadı” diyerek 2005
yılında İBB Kurulu’nca onaylanan projenin aynı zamanda bir
restorasyon çalışması olduğunu da vurguluyor.
Projesinin
1990 yılında Haliç üzerinden geçecek metro güzergahının belli olmasından bu yana
onaylanan tek Haliç Köprüsü projesi olduğunu belirten Hakan Kıran hazırlık
aşamasını şöyle anlatıyor:
“Bizim projemizin zemin etüd, mühendislik ve
depreme dayanıklılık gibi çalışmalarına yurt içi ve yurt dışından aralarında
Prof. Dr. Ergun Toğrol, Dr. Michel Virlogeux,
Prof. Dr. Erhan Karaesmen ve Prof. Dr. Erdoğan
Uzdiger’in de olduğu çok sayıda uzman katıldı. Proje esnasında
viyadükler, Tarihi Yarımada’nın dokusunun ve Ceneviz duvarlarının korunması gibi
birçok konu tüm koruma kurullarından destek görerek geçti. Tarihi Yarımada’nın
içerisinde Bizans, Ceneviz, Venedik ve Osmanlı mimarisiyle izlerini bırakmış.
Sıra bizde. Biz de tarihi dokuyu bozmadık. Sadece 6 ahşap binanın yeri
değiştirildi. Yüzyılımıza özgü ve estetik bir eseri kalıcı bırakmak
istedik. Bu proje sanat, bilim, tarih ve mimarlığın birleşimini ortaya
koyuyor.”
Çok ayaklı köprüler Haliç’in doğal görünümünü
bozuyor
Mimar Hakan Kıran köprünün teknik özelliklerini şöyle
sıralıyor: “Haliç’teki diğer köprülere bakarsak Galata Köprüsü kütlesel bir
demir yığını gibi duruyor. Demirden kuleleri olan ve zemin ve kaya etütleri iyi
yapılmadığı için açılıp kapanmada zorlanan bir köprü. Demir ayaklar üzerinde
duruyor ancak Haliç’in zemininin kaygan olduğu ve fay hattı üzerinde olduğu
unutulmuş. Ayaklı köprü sistemi Haliç üzerinde çok pahalı riskli bir yöntemdir.
Unkapanı Köprüsü de dubalar üzerinde durduğu için Haliç’in biyolojik su
sirkülasyonunu bile engelleyen ve Haliç’in kendi kendisini temizlemesine engel
olan bir yapı. Atatürk geçişi de onlarca metre boyunca sık aralıklarla
oturtulmuş ayakları dolayısıyla bir geçit gibi duruyor. Bu yapılara onay
verilmiş ve bu yapı tarzı artık bizim anlayışımız olmuş. Bizim projemizdeki
köprü çok yenilikçi ancak Mimar Sinan da dönemine göre çok yenilikçi yapılar
yaratmıştı. Haliç için en doğrusu; en az ayak üzerine oturtulmuş, köprünün ana
gövdesinin ağırlıklarını kablolarla bu ayaklara bağlayarak dengeleme yöntemiyle
yapılacak bir köprüydü. Çok ayaklı köprüler Haliç’in doğal görünümünü bozup bir
nevi duvar görünümü verir ve denizin görünümünü engeller.
Tarihi Yarımada’nın manzarası 360 derece
izlenebilecek
Halıç Metro Geçiş Tüneli’nin iki ayak üzerinde
kablo sistemiyle dengelendiğini söyleyen Mimar Kıran, “Deniz zemininden
yüksekliği 55 metre, viyadüklerle beraber uzunluğu 960 metre, yaya yolu 3 metre
genişliğinde ve tren geçiş yolu 13 metre olan bir köprü yarattık. Bu köprü
sayesinde; Haliç’in denizi, Tarihi Yarımada’daki tüm mimari eserler görülüyor.
Çelik konstrüksiyon üzerinde kurulan köprünün demir kazıkları yurt dışında
yapıldı ve Aralık başında Türkiye’ye gelip inşasına başlanacak. Köprünün
ayaklarının ucundaki çelik kılıflı kazıkları Haliç’e sabitlenecek. Yapının tüm
rüzgar ve deprem testleri Fransız SYSTRA, ABD’li Hardesty &Hanover,
Alman POYRY ve Avusturyalı VCE-WEICON ve FCP firmalarına yaptırıldı”
diyor.
Üstü camla kaplı köprüden balık da
tutulacak
Hakan Kıran, Küçükpazar ve Azapkapı arasında yer
alacak olan Haliç Metro Geçiş Tüneli’nin yapımına 6 ay önce başlandığını
belirtiyor. Kıran köprünün Küçük Pazar noktasındaki viyadük üzerinde yer alan
bölümünün açılır-kapanır özelliğine dikkat çekiyor: “16 ay sonra 146
milyon Euro’ya mal olan bu proje bitmiş olacak. Üzerinde bir metro
durağı yer alacak. Bu köprünün aynı zamanda yaya yürüyüş alanı da olacak.
Köprünün yanı kapalı ancak üstleri açık özel bir camla kapatılacak. Bu cam
kesinlikle yansıma bile yapmıyor. Haliç denizinin doğal sirkülasyonu da
sağlanacağı için balıkçılar daha rahat balık
tutabilecekler.”
2010’da iki proje daha hayata
geçecek
Seyrantepe’de yapılan Galatasaray Stadyumu’nun hemen
yanında yapımına başlanacak inşaat aslında bir kentsel dönüşüm
projesi. Projenin inşaa bölgesi eskiden oduncu ve kömürcülerin
bulunduğu bir yerken 95 parsellik bir alanda gerçekleştirilecek proje bittiğinde
ortaya içinde rezidanslar, ofisler ve bir de otel olan bir kompleks çıkacak. 70
katlı ve 260 metre yüksekliğinde inşa edilecek rezidans kompleks 130 milyon
dolara mal olacak ve Şubat-Mart ayında yapımına başlanıp 20 ay içerisinde
bitirilecek.
Kadıköy Kuşdili Mahallesi’nde 45 bin metre
karelik bir alanda yeni bir meydan oluşturmak üzere gerçekleştirilen bu projede
öngörülen alan botanik bitki örtüsüyle kaplanıyor. Kent meydanı olmasının yanı
sıra bir yaşam merkezinin de oluşturulduğu proje alanı içerisinde opera,
tiyatro, sinema ve raylı sistem istasyonu bulunacak. 100 milyon Euro’ya mal
olacak proje Mart-Nisan ayında başlayacak ve 18 ayda
bitirilecek.