Dünya Doğal Hayatı Koruma Vakfı (WWF)'nin raporunda, bilimsel ve teknolojik gelişmeler ile mevcut deneyimlere rağmen baraj yapımındaki eksiklik ve ihmallerin sürmesi, doğal çevreye ve topluma karşı işlenen günahlar olarak tanımlanıyor. “Barajı Yanlış Yere İnşa Etmek”, “Mansaptaki Akışı Göz Ardı Etmek”, “Biyolojik Çeşitliliği Göz Ardı Etmek”, “Barajın Ekonomik Yararlarını Abartmak”, “İşletme için Toplumsal Onay Almamak”, “Riskleri ve Etkileri Kötü Yönetmek” ve “Bile Bile Günah İşleyerek İnşaat Konusunda Israrcı Olmak” olarak sıralanan edilen hataların tümü, sürdürülebilirlik kriterleri uygulanarak önlenebilecek ve kabul edilemeyecek kusurlar olarak tanımlanıyor. Raporda, yer seçimi ve planlama hatalarıyla gündemden düşmeyen barajların en çok tartışıldığı ülkelerden biri olan Türkiye'den ise Küre Dağları Milli Parkı'nın tampon bölgesinde yer alan Cide Regülatörü ve HES Projesi yer alıyor.
Köprüçay'ın kiraz ağaçlarının günahı neydi
7 Günah Raporu'nun barajlar konusunda ortaya koyduğu çerçevenin tartışmaları sürerken, Isparta ve Antalya sınırlarında, Yukarı Köprüçay Havzası'nda bir süre önce yapımına başlanan Kasımlar Barajı ve HES Projesi için kesilen kiraz ağaçları görenlerin yüreğini dağladı. Kasımlar beldesinden bir köylüye ait olduğu öğrenilen kiraz ağaçlarının, projenin kapsadığı tüm alanda olduğu gibi ‘acele kamulaştırma’ kapsamında kamulaştırılarak kesimine başlandı.
Sol.org.tr'nin haberine göre, bölgenin el değmemiş doğası ve zengin biyolojik çeşitliliğine dikkat çekmek amacıyla kurulan Yukarı Köprüçay Koruma Platformu'nun hazırladığı afişlerde de kullanılan kartpostal güzelliğindeki kiraz bahçesinde önceki gün yapılan ağaç kesimleriyle havzanın renklerinden biri daha soldu. Antik çağda "Güzel akışlı su" anlamına gelen 'Eurymedon' adıyla anılan Köprüçay ise baraj inşaatıyla birlikte adeta beton istilasına uğramış durumda.
Barajın kapsayacağı alanın büyük bölümü orman
Yukarı Köprüçay Koruma Platformu'nca yapılan açıklamada, Kasımlar Barajı'nın kapsadığı alanın büyük bölümünün orman niteliğinde olduğu belirtilerek, ekonomik ömrü yaklaşık 35 yıl olan baraj projesi için bölge coğrafyasının binlerce yıllık kaderiyle oynandığı öne sürüldü.
"Boğdurulan toplumun geleceğidir"
Kasımlar beldesi ve çevresinin bir kaç yıl öncesine kadar önemli bir kiraz üretimi merkezi olduğuna işaret edilen açıklamada, "tarımsal üretimden koparılarak insansızlaştırılan kırsal alanın bilimsel ve toplumsal gereklilikler de göz ardı edilerek yalnızca bir söylemden ibaret olan 'büyüme' ve 'kalkınma' yalanlarıyla şirketlerin denetimine geçmesi, Türkiye'nin geleceğinin çalınması anlamına gelmektedir. Bugün Köprüçay'da baraj için kesilen kiraz ağaçları, bölgede yüzlerce yıldır varlığını sürdüren geleneksel üretimin yetkililer eliyle kapitalizme boğdurulmasının yalnızca simgesidir. Gerçekte boğdurulan bir toplumun geleceğidir" görüşüne yer verildi.
Yöneticilerin günahları gelecek kuşaklara yükleniyor
Türkiye'de barajlar konusunda bugün uygulanan hatalı politikaların yarattığı sonuçların, gıda ve su gibi yaşamsal ihtiyaçların çok daha önemli olacağı yakın gelecekte daha iyi anlaşılacağına işaret edilen açıklamada, "barajlar konusunda bugün Türkiye'yi yönetenlerin attığı adımların günahları, ne yazık ki gelecek kuşakların boynuna yüklenmekle yetiniliyor. Anadolu coğrafyasının ayırt edici özelliği olan doğasını ve tarımını yok ederek kalkınma masalı anlatanları kamuoyunun vicdanına havale ediyoruz" denildi.