Hükümetin genel seçim çalışmaları, muhalefetin kendi içindeki yarışları
derken, ‘Ege’de gözler nasıl enerjide olur?’ diyeceksiniz... Enerji
sektörüyle ilgilenen, geleceğini bu sektörde var olmaya ya da üretimini bu
sektörün yan sanayisine kaydırmaya çalışan birçok kesim, lafı sözü bırakıyor,
somut sonuçlarla ilgileniyor. Özellikle arada bir TBMM gündemine
getirilen, “Yenilenebilir Enerji Kanun Teklifi” ni dikkatle izliyor.
Çünkü bu teklif yasalaştığı takdirde art arda yatırımları
tetikleyecek, özellikle Ege Bölgesi’nde... Evet hızlı bir hareket başladı,
lisanslar alındı ve firmalardan yatırım yapacaklarına dair haberler geliyor.
Ancak bunların büyük bölümü başlamak için bu kanun teklifinin yasalaşmasını
bekliyor. Yatırımcılar devletin alım fiyatını görmeden yatırıma başlamak
istemiyor.
* * *
Aslında Yenilenebilir Enerji Kanun Taslağı yaklaşık iki yıldır hazırdı
ve üstelik Meclis Enerji Komisyonu’nda iktidar muhalefet tüm üyelerin
anlaştığı ender tasarılardan biriydi. Ama bir türlü çıkmadı, çıkarılamadı.
Bakan Ali Babacan müdahale etti, Meclis tatile girdi derken yasa
tasarısı “uyuyan güzel” e dönüştü. Enerjide ihtiyacın yaklaşık yüzde
70’ini dış alımla karşılayan Türkiye’de petrol ve doğalgaz endüstrisinin gücü bu
tasarının bugüne yasalaşmasını sürekli erteledi. Hakkını vermek gerekiyor, bu
yasa tasarısı için başta Kütahya milletvekili Dr. Soner Aksoy olmak üzere çaba
harcayan AKP’liler oldu. TBMM Enerji Komisyonu üyesi İzmir CHP milletvekili
Mehmet Ali Susam da gelişmeleri yakın takip eden bir diğer siyasetçi.
* * *
2008 itibariyle Türkiye’deki enerji üretiminde kurulu güç 41 bin 748 megavatt
ve bu güç kömür, hidroelektrik ile doğalgazdan oluşuyor. HES’lerde
durum biraz daha farklı. Hidroelektrik santrallerine sıcak davranan ve hatta
sonrasında ölçüyü yakalamakta zorlanan Hükümet; rüzgar, güneş, jeotermal ve
biyoyakıtta ise tüm belirsizliklerin geleceğini bu tasarıya kilitledi. HES
hariç diğer enerji kaynakların toplam gücü ise yalnızca 375
megawatt. Bu kanun tasarısının öncelikli önemi, yenilenebilir enerjide
“Devlet alım garantisi ve fiyatlarını” netleştirecek olması. Ayrıca
tasarı, bu alanda yeni bir yan sanayii oluşturacak önemli teşvikler taşıyor.
Rüzgarda 76 bin megavatta ulaşan ruhsat taleplerinin yaklaşık 40 bin
megavatlık kısmına ruhsat verildi. Ancak yatırımcılar yatırıma başlayamayınca,
bu kez alınan lisanslar satışa sunulmaya, el değiştirmeye başladı. Yasa,
devletin fiyat alım garantisini ortaya koyacak ve bu alana yatırım yapabilecek
yan sanayi firmalarının oluşmasını da sağlayacak. Ayrıca atık yağlardan
elektrik elde edilmesi gibi spesifik yatırımlar da başlayacak.
* * *
OSB’ler, fabrikalar, oteller daha büyük sistemler kuracağı gibi, bireysel
yatırımcıdan ve KOBİ’ye kadar farklı yelpazede yatırımcı profili
oluşturulabilir. Avrupa, Amerika ve Japonya’da sektör geliştirmek için
yapılan teşviklerde “çatı üstü” gibi evsel ve küçük kullanımların alım bedelleri
büyük santrallere nazaran çok daha büyük tutulmuştu. Dünyada enerji
santrallerinde yatırım bedelinin yüzde 20 -25’i öz sermaye ile yatırımcı,
kalanı ulusal veya uluslararası finans kurumları tarafından
karşılanıyor. Ortalama 7 -8 yılda geri dönüşler hem yatırımcı hem de
finansör firma için genel kıstas olarak görülüyor. Bu alandaki yatırımların 10
yıl altında geri dönüşümünü sağlayacak bir alım fiyat dengesi oluşturulması asıl
vurucu nokta olacaktır. Önemli olan bu süre içinde sektöre dayanma gücü
sağlayabilecek şartları ortaya koyabilmek. Enerji politikası dediğimiz de
zaten bu... HES’lerin dışındaki yenilenebilir enerji yatırımlarının yüzde
80’i Ege Bölgesi’nde gerçekleştirilecek. Ege’ye yapılan başvurularla beş yıl
içinde yenilenebilir enerjide 10 milyar doları aşkın bir yatırım ve katmadeğer
sağlanması mümkün. Neyse ki siyasetin toz dumanı arasında konunun sıkı
takipçileri var. Bakalım çabalar ne kadar sonuç taşıyacak ?
Susam: Yasa pazarlık konusu olmamalı
Ülkenin geleceği açısından, bu eşsiz önemde konuyu takip eden
ender siyasetçilerden biri de, TBMM Enerji Komisyonu üyesi İzmir Milletvekili
Mehmet Ali Susam oldu. Son günlerde parti içi gelişmelerden uzak duran
Susam, enerjideki gelişmeleri yakın takip ediyor. Susam’a göre önemli olan,
enerjide bu tasarıyla birlikte Devlet’in enerji politikasını dışa bağımlılıktan
kendi kaynaklarına döndürmek. Elbette yenilenebilir enerjiyle ülkenin tüm enerji
ihtiyacını karşılamak mümkün değil, ancak milyar dolarlık bir enerji
ithalatından geri alınan her pay, yan sanayii de oluşturulan katmadeğer ve
istihdam, bu ülkenin eşsiz kazançları olacak. Bu nedenlerle kendilerinin
ısrarcı oldukları net bir fiyat baremi olmadığını ancak, devletin alım
fiyatlarını,”Doğal kaynakların kullanımını bir ülke politikasına dönüştürecek”
şekilde dengelenmesi gerektiğini vurguluyor Susam. Yenilenebilir enerji
kaynakları özellikle Ege’de ağırlıklı olunca, Mehmet Ali Susam da geçmişinde
enerji sektörü deneyimi olmamasına karşın bu konuda yoğun çaba harcıyor.
Susam, bu kez umutlu, şu an Meclis’e gelen tasarının bir hafta içinde
yasallaşabileceğine inanıyor.