CHP İstanbul İl Başkanı Gürsel Tekin’in
açıkladığı ve İstanbul’a yapılacak üçüncü köprüye ait olduğunu iddia ettiği
güzergâh, uzmanların tepkisini çekti. Uzmanlar, açıklanan güzergâha göre, üçüncü
köprünün bağlantı yollarıyla çevreyi tahrip edeceğini ve imarlaşmayı
hızlandıracağını savunuyor. Uzmanlara göre, köprünün vereceği zararı en aza
indirecek olan transit geçişin uygulanması pek mümkün görünmüyor. Çevre ve Orman
Bakanı Veysel Eroğlu ise, güzergâhın henüz netleşmediğini,
çevre ve ormana zararı minimum düzeye indirecek imkânlar bulunduğunu söyledi.
Tekin, güzergâhı sır gibi saklanan üçüncü köprünün denizi
Tarabya-Beykoz koridorundan geçeceğini, Kınalı’dan başlayan
yolun Topçular’a kadar uzanacağını iddia etmişti.
Sertok: Tarlalar da tahrip olur
Üçüncü köprü çalışmaları hakkında araştırma yürüten Orman Mühendisleri Odası
İstanbul Şube Başkanı Besim Sertok, kendi tahmin ettikleri
güzergâhın, Tekin’in açıklamasıyla örtüştüğünü söyledi. Sertok, bu güzergâhın
İstanbul’un her iki yakasında ormanlık alan, su havzaları, doğal alan ve
tarlalarda ciddi tahribatlara yol açacağını söyledi. Köprünün transit geçişle
çevreye zarar vermeyeceği ve imarlaşmaya zemin oluşturmayacağı iddialarını
hatırlatan Sertok, bunun teknik ve finansal olarak mümkün olmayacağını
belirterek, şöyle konuştu:
“Proje transit geçişi öngörse bile bir süre sonra yeni bağlantı yolları
yapılır. İkinci köprü yapıldığında da köprünün hemen çıkışında Etiler girişi
yoktu. Birçok yeni bağlantı yolları yapılıyor. Biz bağnaz bir şekilde doğa
korumacılığı yapmıyoruz. Proje çok yararlı olsa belki bazı değerlerden taviz
verilebilir. Ancak bu geçiş İstanbul trafiğine hizmet etmeyecek. Bu yüzden neden
doğadan taviz verilsin? Bu güzergâha göre, Belgrad Ormanları, Alibeyköy, Ömerli
su havzaları, hatta tarlalar diğer doğal alanlar ciddi ölçüde tahrip
olacak.”
‘Trafiğe bir faydası olmayacak’
İTÜ Ulaştırma Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Haluk
Gerçek de projeye karşı çıkarak, şu görüşleri savundu:
“Bu projenin kendi yaratacağı trafik dışında, mevcut köprülerdeki trafik
tıkanıklığına fazla bir faydası olmayacak. Bu köprü de bir süre sonra mevcut iki
köprü gibi tıkanacak. 2-3 yıl içinde maksimum kapasitesine gelecek. Çünkü bu
köprüler ve çevre yolları bir süre sonra kendi trafiklerini yaratıyorlar.
Etrafında yapılaşmalar oluşuyor. Ayrıca kuzeydeki bir köprü, yeni yapılaşmalarla
İstanbul’un elindeki son orman alanlarının ve su havzalarının da tahribatına yol
açacak. Yani İstanbul akciğerleri de yakında elden gidecek. Transit trafiğe
hizmet edecek deniliyordu; transit trafiğin toplam trafik içindeki payı yüzde
3’ün bile altında. Dolayısıyla bu tamamen bir rant köprüsü olacak
kanaatindeyim.”
Büyük araziler el değiştiriyor
Güzergâhı açıklayan Gürsel Tekin, özellikle Çavuşbaşı ve
Kurtköy gibi bölgelerde büyük arsa alım satımları yapıldığı
duyumunu aldıklarını, alımların Ak Parti’ye yakın isimler olduğunu tahmin
ettiklerini ancak kesin bilgilere ulaşmanın zor olduğunu söyledi. Tekin,
yetkililerden açıklama beklediğini söyledi.
‘Ormanlar strese girecek’
İTÜ Avrasya Yer Bilimleri Enstitüsü’nden Doç. Dr. Tayfun
Kındap ve Doç. Dr. Alper Ünal, 3. köprü nedeniyle
ağaçların strese gireceğini belirterek, şöyle konuştular: “Yerleşim ve endüstri
bölgelerinden kaynaklanan kirleticiler, ormanlar tarafından atmosfere salınan
karbonlar ile reaksiyona girerek tehlikeli ozon ve partikül madde oluşumuna
neden oluyor. Strese giren ağaçlar, atmosfere çok daha fazla uçucu karbon
yayıyorlar. İstanbul için yapılması planlanan ve İstanbul trafiğine katkısı
yüzde 1 olacağı açıklanan üçüncü köprü, bir de bu açıdan düşünülmeli.”
‘Rant köprüsü’
Şehir Plancıları Odası İstanbul Şube Başkanı Erhan
Demirdizen ise, köprünün sadece rant amaçlı olduğunu iddia etti.
Demirdizen’in görüşleri şöyle:
“Üçüncü köprüye tamamen karşıyız. İstanbul’un ulaşım ihtiyacı açısından
üçüncü köprü nereye yapılırsa yapılsın ihtiyaca cevap vermiyor. Şu anda iki
köprüyü ve deniz yollarını kullanarak iki yaka arasında günde 1.1 milyon
yolculuk yapılıyor. Yeni köprü olursa bu en fazla 1.5 milyona çıkar. Şehir
genelindeki yolculuk sayısı ise 21 milyon. Bu kadar fark için bu kadar pahalı
yatırım yapılmamalı. Boğaz’ı raylı sistemle, tünelle geçmeliyiz. Üçüncü köprü
hormonlu büyümeye, kuzey ormanları ve su havzalarının yapılaşmasına yol
açar.”
Ulaştırma Bakanlığı: Doğal dokuya zarar verilmeyecek
Ulaştırma Bakanlığı Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliği yetkilileri, üçüncü
köprünün güzergâhının, İstanbul’un transit trafiğini şehir içinden kurtarmak,
kuzey hattının asgari düzeyde zarar görmesini sağlamak, kamulaştırma bedelinin
çok ağır olmaması gibi faktörleri gözeterek belirlendiğini belirterek,
“Öncelikle güzergâh üzerindeki belediyelerin yolun geçeceği yerleri planlarına
işlemeleri ve meclislerinden geçirmeleri lazım. Planlar belirlendikten sonra
güzergâh açıklanacak. Doğal va tarihi dokuya zarar vermeyecek proje öngörülüyor.
Hangi inşaat tekniklerinin kullanılacağı, nerede viyadük, köprü ve tünellerin
yapılacağı hakkında fizibilite çalışması yapılmış durumda. İddia edildiği gibi
bir tahribat olmayacak” dediler.
Eroğlu: Tahribatı en aza indireceğiz
Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu, üçüncü köprünün henüz
netleşmediğini belirterek, şöyle dedi: “Güzergâhı kesin olarak belirlendiğinde
bakanlığımız tarafından Çevre Etki Değerlendirmesi (ÇED) mutlaka yapılacaktır.
Güzergâh belli olduktan sonra çevre ve ormanlarımız açısından tahribatı asgari
düzeye indirecek çözümler dünyada olduğu gibi ülkemizde de mevcuttur. Projenin
örnekleri ilk defa ülkemizde yapılmamaktadır. Proje akıllıca yapıldığında
çevreye zarar vermeden orman varlıklarımızı koruyarak, ülkemize bu güzel ve
hayati yatırımı gerçekleştirmiş olacağız. Ulaştırma Bakanlığı ile bakanlığımız
koordine halinde çalışmaktadır.”
Belediye başkanıyken Erdoğan da karşıydı
Yeni Boğaz Köprüsü’nün yapımından yana olan Başbakan Recep Tayyip
Erdoğan, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olduğu dönemde, bu
projeye açık ve sert bir şekilde karşı çıkıyordu. 1997 yılında Erdoğan, üçüncü
köprü için eleştirilerini, “Yeni köprü beraberinde çarpık yapılaşma ve yeşil
katliamını getirecektir” diyerek dile getiriyordu. Erdoğan’ın belediye
başkanlığı görevinde olduğu 1997 yılında basına yansıyan bir açıklaması
şöyleydi:
“Şehrin yeni bir köprüye değil, tüp geçide ihtiyacı var. Raylı sistemin
geliştirilmesi ve iki yaka arasında bağlantının sağlanması, yolların araçlara
göre bölünmesi için tüp geçit uygun bir seçenektir. Ancak yeni köprü beraberinde
çarpık yapılaşma ve yeşil katliamını da getirecektir. Boğaz’a kaç köprü
yapılırsa yapılsın, trafik bir gün sıkboğaz olmaya mahkûmdur. Raylı sistemle
koordine edilecek tüp geçit ise, hem çevreyi koruyacak hem de ulaşıma köprünün
getirebileceğinden kat kat fazla rahatlık getirecektir.”
Başkan Topbaş, Tekin’i doğruladı
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, CHP
İstanbul İl Başkanı Gürsel Tekin’in açıkladığı güzergâhı
doğrulayarak, “Yeni köprü Tarabya Oteli ile Beykoz arasında olacak” dedi. Köprü
yaklaşım yolları konusunda açıklama yapmaktan kaçınan Topbaş, “Çevre etkileşimi
göz önüne alınarak bir güzergâh belirlenecek” demekle yetindi. Topbaş, arazi
rantı iddialarıyla ilgili olarak ise, “Bu güzergâhta yer alan arsaları imara
açmayacağız” dedi.
Başkanlık Sarayı’nda gazetecilerin sorularını yanıtlayan Topbaş, Gürsel
Tekin’in “Sayın başkan güzergâhı benden öğrensin” sözlerini hatırlatarak,
“Onların bilgileri bizim unuttuklarımızdan fazla değil. Bu şehri yöneten,
yıllardır içinde yaşayan birisi olarak bu kentin tüm gelişme süreçlerini ve
bundan sonraki süreçlerini yakından takip ediyoruz” diye konuştu.
Topbaş, şunları söyledi: “4 yılı aşkın süredir sayın Başbakanımızla, ilgili
bakanımız ve kurumlarla ilgili yaptığımız bir çalışma var. Sayın Başbakanımızın
hassasiyeti havzaların etkilenmemesi, orman alanlarının en az etkilenecek ölçüde
bir yer belirlenmesiydi. İkinci köprünün biraz kuzeyinde Tarabya bölgesinden bir
iz belirlendi ve bir çalışma yapıldı.Çarşamba günü bu güzergâh üzerinde
incelememizi yaptık. Bunlar planlara işlenecek. Güzergâhın üzerindeki
etkileşimler dikkate alınacak. Buradaki kamulaştırma alanlarının getireceği
maliyet nedeniyle bazı değişikliklerin yapılması ihtimali çok büyük. 6 ay önce
sayın Başbakanımız, Ulaştırma Bakanımız ve benim helikopterle uçuş yaparak
belirlediğimiz bir güzergâh. Güzergâhtaki bağlantı alanları, hatları ve yerinde
ufak değişiklikler olabilir. Önümüzdeki eylül meclisine getirmeye çalışıyoruz.
Tarabya Oteli’nin bulunduğu nokta ile karşısına gelen bir nokta arasında bir
değerlendirme yapılmış. Ama tabii onu yerine yerleştirirken bölgenin kendi
coğrafi durumu, yerleşim durumu da incelenecek.”
‘Kamu yararına aykırı’
WWF-Türkiye (Doğal Hayatı Koruma Vakfı) Genel Müdürü Filiz
Demirayak, 3. köprü ile ilgili süreçlerin kapalı kapılar ardında
gerçekleşmesini eleştirerek şöyle konuştu: “Beykoz ve Sarıyer ormanları büyük
ölçüde parçalanacaktır. İklim değişikliğiyle mücadelede ve uyum sağlama
sürecinde kentsel ormanlar, su temin, karbon tutma ve mikroklima özellikleriyle
önemliyken, bugün 3. köprü ve onun bağlantılı yolları üzerinde yapılan konut
projeleri ve arazilerin el değiştirmesi süreçlerine kurban edilmek istenmesi
yine kamu yararına aykırıdır. Sivil toplum kuruluşları, meslek odaları, şehir
plancıları ve mimarlarla beraber doğa korumacılar ve İstanbul’da yaşayan
insanlar üçüncü köprüye dair endişelerini ve seslerini duyurmaya çalışırken,
kamuya ait bir yatırımın, kamu iradesi ve uzmanlıklar hiçe sayılarak yapılmak
istenmesi, 3. köprü güzergâhı üzerindeki arazilerin el değiştirme şekliyle
beraber endişelerin artmasına neden oluyor.”