Kurultayı hazırlayan süreç nasıl gelişti?
Kadınlar, cinsiyetçi iş bölümü nedeniyle, işe alımlarda örneğin şantiyelere erkeklerin tercih edilmeleri ve kadınların daha çok büro işlerine yönlendirilmeye çalışılması gibi kendi meslek alanlarıyla ilgili çok ciddi sorunlar yaşıyorlar. Her şeyin, 5 yıl önce oluşturduğumuz Kadın Mühendisler, Mimarlar, Şehir Plancılar, Fen Bilimciler ve Teknik Elemanlar e-posta grubu üzerinden geliştiğini söyleyebiliriz. Oluşturduğumuz bu grup üzerinden işe alımlarda daha çok erkek adayların tercih edilmesi, hatta bazı alanlara kadınların hiç kabul edilmemesine yönelik imza kampanyası düzenledik. Sonrasında, özellikle İstanbul’da ve Ankara’da bu sanallığa hapsolmamak ve nasıl politikalar üretebileceğimizi tartışmak için toplantılar düzenlemeye başladık. Fakat bu toplantılara katılan kadınların çoğu TMMOB örgütlülüğünde yer almıyorlardı. TMMOB’un hem mesleki hem de toplumsal muhalefet anlamında önemli bir yerde durduğu düşüncesiyle, örgütlenmenin önemli olduğu kararına vardık. İl Koordinasyon Kurulları (İKK) üzerinden bir komisyon oluşturulması fikri benimsendi. Üç yıl önce TMMOB İstanbul İKK’ye başvurduk ve TMMOB İstanbul IKK Kadın Komisyonunu kurduk. Aslında TMMOB’da kadınlar hep vardık, ama çabalarımız ya bireysel ya da şube etkinlikleri düzeyinde kalıyordu. Tüm bu birikimlerin de ışığında, kadın hareketinin konjonktürel durumuyla da doğru orantılı olarak TMMOB içinde bir kadın örgütlülüğünü ilk defa İstanbul’da İKK düzeyinde gerçekleştirdik. Komisyon olarak bir çok etkinlik düzenledik. Örneğin her 8 Mart öncesinde mutlaka belirli temalar çerçevesinde bir etkinlik yaptık. TMMOB’ li kadınlar olarak 8 mart mitinglerine katılmaya başladık, direnişte ki kadın işçilere ziyaretler düzenledik, diğer kadın örgütleri ile ilişkilerimizi güçlendirdik ve ortak çalışmalar yaptık. Tüm bu çalışmalar ve ortak çaba bizleri daha da motive etti ve TMMOB ve bağlı odalarında, kadın örgütlülüğüne ve bu alanda bir politikanın üretilmesine olan ihtiyacı bizler açısından daha da elzem kıldı.
Kadın kurultayını nasıl doğurdu bu kırılma?
Odaların genel kurul süreçlerinin yaşandığı bir dönemde, “TMMOB’un bir kadın politikası yok ve biz bir kadın politikası oluşturulması için nasıl bir etkinlik yapabiliriz?” diye düşündük. TMMOB Genel Kurulu’nda daha etkili olacağı öngörüsüyle bir ‘kurultay’ yapma düşüncesi öne çıktı. Elektrik Mühendisleri ve Makine Mühendisleri Odalarının İstanbul şube genel kurullarında önerge verdik. EMO İstanbul Şube önergesini EMO Merkez Genel Kurulu’na ve oradan da TMMOB 40. Dönem Genel Kuruluna taşımayı başardık. TMMOB Genel Kurulu’nda kadınlar bu talebi gerçekten sahiplendik ve kurultayın gerçekleştirilmesi kararını çıkartmayı başardık. Hatta sevindirici birkaç karar daha çıkartabildik. Örneğin merkezi bir TMMOBçalışma grubunun oluşturulması, bir cinsiyet takip sekreteryasının kurulması, Alev Şahin’e destek olunması, bu kararlar arasındaydı. Diğer bir sevindirici haber de bu süreçte İzmir' de de IKK Kadın Komisyonunu kuruldu...
Kadın sorununa yaklaşımda Odalar arasında bir farklılıktan söz etmek mümkün mü yoksa genel bir eğilim mi var?
Maalesef genel bir eğilimden söz etmek mümkün. Genel olarak kadın çalışmasına bir direnç var TMMOB ve Odalarda. Üstelik bu direnç sadece erkeklerden de gelmiyor. Bazı kadınlar bu konuya biraz elitist yaklaşıyorlar ve kendilerini biraz aşağılanmış hissediyorlar. Tartıştığın, sorgulamalarını sağladığın zaman bir farkındalık oluşuyor tabii, fakat halen bir çok kadın meslektaşımız özel bir çalışma yapılması konusunda direnç gösteriyor malesef. Bunun biraz motivasyon kırıcı olduğunu itiraf etmeliyim... Erkeklerde de ciddi bir direnç var. Özellikle de yönetim organları vb.. temsil gerektiren kurullarda, iktidar söz konusu olunca, rakip olarak bir kadınla uğraşmak istemiyorlar sanırım. TMMOB 40. Dönem Genel Kurulu’ndan kadınlar lehine çıkan güzel kararlara rağmen Yönetim Kurulu’na ancak bir kadının seçilebilmesi gibi bir realite var mesela.Aslında bütün karma örgütlerin yaşadığı temel bir sorundan bahsediyoruz. Yine de birçok engele ve dirence rağmen kurultayın gerçekleştirilmiş olması, tamamen kadınların bir başarısıdır.
Organizasyon süresince bir dirençle karşılaştınız mı,
nasıl?
En önemli direnç, sadece kadın katılımıyla bir
kurultay yapılması kararına geldi. Kadınların kendi başlarına böyle bir etkinlik
yapabileceği anlaşılamadı ve sindirilemedi. Erkeklerin sadece kadınların
katıldığı bir kurultay fikrine direnç göstermelerinin en önemli gerekçelerinden
biri, “sorunların ortak olduğu, haberleri olmadan bunları nasıl çözebilecekleri”
şeklindeydi. Ben, kadınlarla ilgili birçok karma toplantı yönettim. Baktığım
zaman, kadınlar adına en çok konuşanların erkekler olduğunu görüyorum. Kadınlar
da genelde rahat konuşamıyorlar, bir kısmı hiç konuşmuyor bile. Dolayısı ile
kadınlar ile ilgili bir çalışmanın öznesi sadece kadınlar olmalı. Elbette
aldığımız kararları örgütlerimizde erkeklerle de paylaşacağız ve çözümü birlikte
bulacağız. Ama öncelikle bu sorunları, sıkıntıları ve çözüm önerilerini biz
kadınlar belirlemeli ve içselleştirmeliyiz. Ben sonraki kurultayların da sadece
kadınlarla yapılması taraftarıyım. Bunun yanısıra bizi, TMMOB dışında,
alternatif bir örgütlenmeymiş gibi manipüle etmeye çalışanlar oldu. Bizim
amacımız TMMOB' nin eril yapısından dolayı örgüte gel(e)meyen bir çok kadın
meslektaşımızı TMMOB çalışmalarına katmak ve TMMOB örgütlülüğü kadınlarla daha
da güçlendirmektir.
Neden İstanbul ve neden ‘kurultay’?
Kurultay’ın
İstanbul’da olmasını istedik; çünkü İstanbul, kadın hareketinin en dinamik
olduğu şehirdir. Aslında, TMMOB' nin çok fazla kurultay deneyimi yok. Daha
önceden bir kurultay gerçekleştirilmiş, ama daha çok temel politikalar
tartışılmış. Kadın Kurultayı ise ilk kez yapılıyor ögrütte ve tecrübe olmadığı
için, süreç biraz ağır aksak yürüdü. İstanbul’da, IKK kadın komisyonunun bir
etkinliği olarak bir kurultaya hazırlık çalışması ile başladık işe. Bu
toplantıdan da çıkan sonuçlar üzerinden ve Düzenleme Kurulu’ndaki tartışmalar
sonucunda kadınların ortak sorunlarının yanısıra öznel ve bölgesel sıkıntılarını
da ortaya koymak için bölgesel çalıştaylar yapılması kararı oluştu. Bunda,
kurultayın hazırlık sürecinde TMMOB ve birimlerinde kadın örgütlenmesinin
oluşturulması ve güçlendirilmesi düşüncesi etkili oldu. Biz kurultay sürecine
örgütlenme süreci olarak baktık ve çalışmalarımızı bu yönde gerçekleştirdik...
Başarılı olduğumuzu da gururla söyleyebilirim... 6 ilde TMMOB IKK Kadın
Komisyonumuz var, bir çok şube de yine bu süreçte kadın komisyonları kuruldu ve
çeşitli etkinlikler gerçekleştirildi. Ayrıca bir çok ilde kadın arkadaşlarımızı
komisyon kurma girişimindeler.
Çalıştayların nasıl bir katkısı oldu
kurultaya?
Altı bölgede çalıştay gerçekleştirdik:
İstanbul, İzmir, Samsun, Ankara, Adana ve Diyarbakır. İlginçtir, çok özgün
sonuçlar çıkmadı. Sadece Diyarbakır’da anadilde eğitim, mayınlı arazilerin
temizlenmesi ve barış gibi o bölgenin genel gündemiyle de örtüşen sonuçlar
çıktı. Onun dışında her şey çok ortaktı. Mesela, her bölgeden pozitif
ayrımcılık ve kota konusunda ihtiyaç dile getirildi. İtiraf etmeliyim ki ben
bölgelerden böyle bir eğilim beklemiyordum. Benim için en sevindirici
sonuçlardan biri oldu. Bu eğilim, beklentilerimizin ortaklaştığı yönünde bir
işaret. Aynı zamanda kadınların temsiliyet konusunun da ne kadar önemli
olduğunun da en temel göstergesi.
TMMOB ve üye odalar, kadın örgütlenmesi anlamında neden
önemli?
Buna, benim için ne anlama geldiğini söyleyerek
cevap verebilirim. Bir kere, TMMOB ve Odaları bizim yasal olarak üyesi olmamız
gereken, meslek alanımız için temel bir örgütlenme alanı. Bir diğer konu da,
toplumsal muhalefet anlamında çok önemli bir değer olması. Örgütlenme
sağlanabilirse, kadınların bazı öznel sorunlarına karşı çözüm üretebilme şansı
çok daha fazla. Ayrıca tüzük ve yönetmeliklerde yapılacak bazı değişikliklerle,
örneğin kadın kotası gibi yaptırımı olan kararlar almak da mümkün. ‘Erkek eleman
istiyorum’ diye iş ilanı verenler arasında TMMOB üyeleri de var. Bunun gibi
ayrımcı ilanlara karşı davalar açılabilir ya da bu tür ilanlar verenler
uyarılabilir. TMMOB çatısı altında kadınlara psikolojik ve hukuki danışmanlık
veren birimler oluşturulabilir. Örneğin kadınlar çok ciddi bir şekilde
‘mobbing’e uğruyorlar ve bu konuda kendilerini çok yalnız hissediyorlar. Bu ve
bunun gibi konularda bir şeyler yapılabilirse, kendilerini daha örgütlü ve iyi
hissedeceklerini düşünüyorum.
Kurultayın sonuçlarını nasıl
değerlendiriyorsunuz?
En önemli sonuçlardan biri,
kadınların konuşmaya çok ihtiyaçları olduğunun net bir şekilde görülmesiydi.
Herkes başlangıçta sessizdi, ama sonrasında yaşadıklarına dair söyleyecekleri
çok şeyleri vardı. Bunları paylaşma ihtiyacını hem çalıştaylarda hem de
kurultayda çok somut bir şekilde gördük. Çok ciddi önergeler vardı, kararlar
almak gerekiyordu ve kadınlar kendilerini anlatmak istiyordu. Ayrıca sadece
kadınların katıldığı bir kurultay olduğu için divan da kadınlardan oluşuyordu;
ve örgütte divan yönetmiş kadın sayısı yok denecek kadar az. Bu anlamda
özellikle ilk gün sıkıntılar yaşandı. Herşeye rağmen TMMOB tarihinde ilk kez biz
kadınlar bir araya gelerek kurultayımızı gerçekleştirdik, birbirinden önemli
kararlar aldık. Kurultayda bir örgütlenme perspektifi oluşurduk.Şimdi bu
perspektif ile önümüzü çok daha iyi görüyoruz. İşimiz yeni başlıyor aslında.
İllerde ve şubelerimizde kurmuş olduğumuz komisyonları güçlendirmeye
çalışıyoruz, bunlara yenilerini eklemek hedefimiz. Önümüzde kurultay kararlarını
örgütün benimseyip sahiplenmesi gereken bir süreç var. TMMOB 41. Dönem Genel
Kurulu' na kadar, ilgili tüm kurullarda, şube ve oda genel kurullamızda
kurultaydan çıkan sonuçların erkek ve kadın meslektaşlarımızla tartışılacağı,
deneyimlerin aktarılacağı ortamlar yaratmaya çalışıyoruz. Kurultay ve hazırlık
süreci bir çok kadın meslektaşımızın şube ve odalarında çalışma yapmalarına
vesile oldu, artık kimse bu konuyu görmezden gelme şansına sahip değil. İlerinde
çok daha iyi işler yapacağımızı biliyoruz ve bu anlamda artık daha
güçlüyüz.