Bölgesel Çevre Merkezi (REC), İklim Değişikliğini Avrupa Parlamentosu'nda Tartıştırıyor!

Avrupa Ekonomik ve Sosyal Konseyi ile işbirliğinde 27 Şubat Çarşamba günü gerçekleştirilecek etkinlikte Avrupa Parlamentosu üyeleri, Avrupa Komisyonu üst düzey yetkilileri, yerel yöneticiler, özel sektör ve sivil toplum temsilcileri biraraya gelecek. REC Türkiye Direktörü Dr. Sibel Sezer ERALP konu ile ilgili şöyle diyor; “İklim değişikliği alanında acil ve radikal adımları atmakta gecikirsek, günümüzde ve gelecekte daha büyük tehlikelerle karşılaşabiliriz. REC olarak, kişiler, kurumlar, ülkeler ve sektörler arası “köprü” görevimizi iklim değişikliği alanında da sürdürerek hem Avrupa’da hem de tüm dünyada “ortak aklın” oluşturulmasına destek olmaya çalışıyoruz”.

Tarafsız, bağımsız, kar amacı gütmeyen uluslararası bir kuruluş olan Bölgesel Çevre Merkezi (REC), Avrupa’nın en büyük sivil toplum oluşumlarından birisi olan Avrupa Ekonomik ve Sosyal Konseyi ile işbirliğinde, 27 Şubat Çarşamba günü 14:00 – 18:00 saatleri arasında iklim değişikliği ile ilgili bir yuvarlak masa toplantısı düzenliyor. Yuvarlak masa toplantısının açılışı; Avrupa Ekonomik ve Sosyal Konseyi Başkan Yardımcısı Alexander Graf Von SCHWERIN, Avrupa Parlamentosu İklim Değişikliği Geçici Komisyonu Başkanı Guido SACCONI, REC Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Corrado CLINI tarafından gerçekleştirilecek. Toplantıda, Avrupa Komisyonu Çevre Genel Müdürlüğü bürokratları, Avrupalı parlamenterler, sigorta ve çimento sektörü temsilcileri, gazetelerin köşe yazarları ve araştırma kuruluşlarının önde gelen temsilcileri, iklim değişikliği alanında ortaya çıkan endişelerin, toplumda olumlu bir dönüşüme yol açması için, ne tür iletişim ve işbirliği araçlarının kullanılabileceğini tartışacaklar. AB katılım müzakereleri kapsamında çevre faslındaki alt komite toplantıları nedeniyle Brüksel’de bulunan Türk heyeti üyelerinden bazıları ile Türkiye’nin AB Daimi Temsilciliği ve Brüksel’deki Türk iş dünyası kuruluşlarının temsilcilerinin de, toplantıya dinleyici olarak katılmaları bekleniyor.

İklim değişikliği alanında Avrupa'da güncel gelişmeler:
İklim değişikliği alanında tüm Avrupa çapında yürütülen ilk program, Avrupa Birliği’nin Kyoto Protokolü kapsamındaki yükümlülüklerinin yerine getirilmesini kolaylaştırmak amacıyla, 2000 yılında oluşturuldu. Programın en önemli ayaklarından birisi olan ve Avrupa çapında 12,000’e yakın tesisin CO2 salımlarını kontrol altına alınmasını öngören Avrupa Salım Ticareti Programı, 2005 yılında dünyanın ilk uluslararası karbon borsası olarak çalışmaya başladı. 2005 yılında başlatılan Avrupa İklim Değişikliği Programı’nın II. Aşamasında ise, sera gazı salımlarının azaltılmasına ek olarak, iklim değişikliğinin olumsuz etkilerine uyum konusundaki çalışmalar da gündeme alındı. Avrupa Komisyonu 10 Şubat 2007 tarihinde, 2012 sonrasına yönelik hedeflerini açıkladı. 6 Mart 2007 tarihinde, Avrupa Komisyonu Başkanı Barroso’ya bağlı bir Enerji ve İklim Değişikliği Danışmanlar Grubu oluşturuldu. Aynı tarihte, Avrupa Parlamentosu’nda İklim Değişikliği Geçici Parlamenterler Grubu oluşturuldu.

2007 Aralık ayında Bali’de gerçekleştirilen toplantıda Avrupa Birliği, başta Çin, Brezilya ve Hindistan olmak üzere gelişmekte olan ülkelerle tarihi bir işbirliği oluşturarak, 2012 sonrası iklim değişikliği rejiminin kurgusu için 2009 yılına kadar sürecek bir müzakere sürecinin başlatılmasına öncülük etti. 23 Ocak 2008 tarihinde Avrupa Komisyonu tarafından hazırlanan taslakta ise, 2012-2020 arasında, 27 üyeli Avrupa Birliği’nin toplam sera gazı salımlarının, 1990 yılına göre %20 oranında azaltılması hedefinin üye ülkeler arasında nasıl paylaştırılacağına dair ilk önerisini sundu.

Türkiye'nin AB katılım sürecinde iklim değişikliği
Avrupa Birliği, katılım sürecinin bir parçası olarak, AB’nin taraf olduğu bütün uluslararası anlaşmalara Türkiye’nin de taraf olmasını bekliyor. Ancak gerek AB gerek BM çevreleri, Türkiye’nin Kyoto Protokolü’ne katılmasının hemen ardından, 2012 yılına kadarki süreçte, Türkiye’nin Kyoto Protokolü’nün Ek-B Listesine dahil olması ya da 1990 yılına göre sera gazı salımlarının belirli bir oranda azaltılması yönünde bir zorunluluğunun bulunmadığını ve bu yönde bir beklentilerinin de bulunmadığını belirtiyorlar. Bununla beraber, Türkiye’nin 2012 sonrasındaki dönemde, sera gazı salımlarının kontrolüne yönelik alabileceği her türlü yükümlülüğün ya da önlemin, Türkiye’nin, hem Kyoto Protokolü ve AB katılım müzakereleri hem de enerji güvenliği ve sürdürülebilirliği için bir avantaj oluşturabileceği öngörülüyor. Ayrıca, Avrupa Birliği üyesi olan Kıbrıs (GKRY) ve Malta’nın, sera gazı salım azaltımına yönelik ilk yükümlülüklerinin 2012 yılında, yani AB’ye katılmalarından 8 yıl sonra başlamış olması da Türkiye’nin AB katılım sürecinde önemli bir müzakere örneği olarak ortaya çıkıyor. Türk hükümetinin, 2007 yılı başından itibaren hem teknik hem de üst düzeyde pek çok AB açıklamasını desteklemiş olması da, AB katılım sürecinin, iklim değişikliği alanında hem Türkiye hem de AB için önemli ve olumlu bir işbirliği alanı yaratmış olduğunu ortaya koyuyor.

REC Türkiye'nin iklim değişikliği alanındaki çalışmaları
REC Türkiye, 2005 yılından bu yana, Çevre ve Orman Bakanlığı’nın görevlendirmesiyle, iklim değişikliği alanında eğitim, öğretim ve kamuoyu bilinçlendirme alanlarında Ulusal Odak Noktası olarak görev yapıyor. REC Türkiye, bu kapsamda ulusal ve uluslararası kuruluşlarla yürüttüğü projelerle, yurtiçinde ve yurtdışında çok sayıda eğitim, yayın, etkinlik gerçekleştirmektedir.