Sinop'ta kurulacak olan Türkiye'nin ikinci nükleer santral projesi
için İstanbul ve Çanakkale boğazları önemli görev üstlenecek. Santralde
kullanılacak büyük ağır sanayi ürünlerinin geçişi bu boğazlardan tankerlerle
olacak. Böylece boğazlar petrolden sonra nükleer için de önemli bir görev
üstlenecek.
Sinop, Mersin-Akkuyu bölgesinde kurulması öngörülen nükleer santralden 3
tanesi kadar kurulu güce ev sahipliği yapmaya da hazırlanıyor. Türkiye
Atom Enerjisi Kurumu'nun (TAEK) Sinop ile ilgili yer
lisansı çalışmalarını tamamladığı ve bu yıl içinde gerekli lisansın alınmış
olacağı öğrenildi. Böylece Sinop'un sadece tek bir teknolojiye değil, kurulacak
santralin gücüne göre birden fazla teknolojiye de ev sahipliği yapması mümkün
hale gelecek. Ancak güvenlik açısından aynı havza içinde birden fazla ülkeye
yetki verilmesinin sakıncalı olduğu yorumu yapılıyor. 600
tonluk kazanlar geçecek
Nükleer santrallerde kullanılan ağır sanayi ürünleri dünyanın her yerinde
gemilerle taşınarak fabrikadan santral bölgesine ulaştırılıyor. Nükleer
santrallerin deniz kenarında kurulmasının teknik nedenlerinin yanı sıra, nakliye
kolaylığı açısından da büyük kolaylık sağladığı ifade edildi. Bir nükleer
santraldeki en önemli parçalardan biri olan reaktör kazanları 600-800
ton, buhar kazanları ise 400-500 ton ağırlığında
bulunuyor. Sinop'ta kurulacak santrale bu reaktörleri yapacak fabrikadan
İstanbul ve Çanakkale boğazları kullanılarak geçiş yapılacak.
Akkuyu'da 4.500 MW kurulu gücünde nükleer santral kurulması hedeflenirken,
Sinop bölgesi ise 15 bin MW kurulu güce kadar ev sahipliği yapabilecek. Akkuyu
bölgesinde 3 reaktör kurulabilirken, Sinop'ta ise 10 tane reaktör kurulacak
kapasite mevcut. Güney Kore ile imzalanan işbirliği anlaşması
çerçevesinde, santralin yapımı için bu ülke ile anlaşılması durumunda Rusların
kuracağı santralden daha büyük bir santral inşa edilmiş olacak. Ancak Sinop'un
mevcut kapasitesinin tamamının Güney Kore'ye kullandırılmaması üzerinde
duruluyor. Sinop bölgesi ile ABD ve Fransa da yakından ilgileniyor. Türkiye'nin
nükleer güvenlik stratejisine göre ise, aynı bölge içinde birden fazla ülkeye
yer verilmesine ise şimdilik sıcak bakılmıyor. Ancak bu stratejide zaman
içerisinde değişikliğe gidilebileceği yorumları da yapılıyor.
Güney Kore ne kadara mal ediyor
Güney Kore, 1.400 MW kurulu güce sahip her bir üniteyi ortalama 5 milyar
dolara mal ediyor. Güney Kore'nin kendi ülkesinde inşa ettiği santrallerde
yapılan yatırımın geri kazanımı ise ortalama 10 yılı aşmıyor. Santralin üretime
geçmesinden sonra ilk üretim maliyeti ise 1 kWh elektrik için 4-5 cent civarında
bulunuyor. Kendi ülkesinde Güney Kore 5 yıl içinde 2 ayrı ünitenin inşaatını
tamamlayarak devreye alıyor. Güney Kore, kendi teknolojisine sahip bir ülke
konumunda bulunduğu için bir nükleer santralin her parçasını kendisi üretip inşa
ediyor. Yani Güney Kore, nükleer santral inşaatında yerli mühendis ve
kaynaklarla çalışıyor. Ağır sanayi ürünlerini ise Güney Kore'de bulunan
Doosan fabrikası üretiyor. Türkiye, şimdi Güney Kore'nin sahip
olduğu bu imkanları transfer etmeye hazırlanıyor.