Birgün Gazetesi'nden Olgu Kundakçı'nın haberine göre, İstanbul’un siluetini bozması nedeniyle mahkeme tarafından yıkımına karar verilen 16:9 kulelerine benzer bir yapılaşma, kulelerin hemen yakınında bulunan ve Bizans dönemine ait kalıntıların yer aldığı eski Sümerbank arazisinde yükselecek. Bakırköy’de Veliefendi Hipodromu’nun hemen önünde sahil şeridinde yer alan araziye 67 metre yüksekliğinde (22 kat) 10 kulenin inşaatına başlandı. Bakırköy Belediyesi’nin verdiği inşaat ruhsatına göre yaklaşık 62 dönümlük araziye 296 bin metrekarelik inşaat izni verildi. Sahil şeridinde yapımına başlanan inşaatın silueti olumsuz etkileyeceğini belirten Mimarlar Odası İstanbul Şubesi Genel Sekreteri Ali Hacıalioğlu, “16:9 kulelerinin siluete olan olumsuz etkisinden hiç ders çıkarılmadı, sahile betondan duvar örülüyor” dedi. Hacıalioğlu, araziye verilen yapılaşma koşullarının arazide yer alan Bizans kalıntılarını da tehdit ettiğini belirtti.
Kalıntılar tescillendi
Eski Sümerbank arazisi, Bizans dönemine ait tescilli Hebdomon Adalet Binası ile Sayfiye Sarayı’na ait antik yapı kalıntılarının bulunduğu parselin etkileme alanı içinde yer alıyor. Arazide Arkeoloji Müzeleri tarafından sondaj kazıları yapıldı. Kazı sonucunda M.S. 6-13. yy’a tarihlenen arkeolojik kalıntılar açığa çıkarıldı. İstanbul 1 Nolu Koruma Kurulu, açığa çıkarılan kalıntıların “Bizans dönemi yerleşiminin bilinen az örneklerinden biri olması ve komşu parsellerde yer alan kültür varlığı niteliğindeki mimari yapılarla” bağlantılı olması nedeniyle Haziran 2013 tarihinde tescilleyerek koruma altına aldı. Kazı alanında açığa çıkarılan kanal parçası ile kuyunun ise belgelenerek kaldırılmasına karar verdi. I Nolu Koruma Kurulu, arazide yapılacak inşaat çalışması sırasında koruma tedbirlerinin alınmasını ve kalıntıların kent arkeolojisine kazandırılması için sergilenmesini öngören bir projenin hazırlanmasını istedi.
‘Yerin 12 metre altına inilecek’
Özelleştirme kapsamında 2004 yılında Doğa Madencilik’e 44 milyon dolara satılan arazi için 2012 yılında onaylanan imar planına göre turizm tesisleri için 2,5 emsal (toplam inşaat alanını belirleyen kat sayı), turizm ticaret alanı için 2 emsal, ticaret ve konut alanı için 1 emsal verildi. Arazinin değeri satış ertesinde yapılan imar planıyla 650 milyon doları buldu.
Hacıalioğlu, “İnşaat alanı cinsinden 4,75 emsale tekabül eden bir yapılaşma öngörülüyor. Bu deniz seviyesinde düz bir arazide zemin altının bütünüyle kullanılması anlamına gelir. Yani, verilen ruhsata göre zemin üstünde yapılacak inşaattan çok daha fazlası zemin altına yapılacak. Yerin 12 metre derinine inilecek, zemin altında 160 bin metrekarelik inşaat öngörülüyor. Bu durumda Koruma Kurulu tarafından tescillenen yapıların korunması mümkün görünmüyor” dedi.
‘Nüfus yoğunluğu getiriliyor’
Deniz seviyesinde ve Çırpıcı Dere yatağının hemen kenarında bulunan araziye yapılacak inşaatın depremsellik açısından da tehdit oluşturduğunu belirten Hacialioğlu, “Arsanın bulunduğu alan imar planlarında ayrıntılı jeolojik etüt gerektiren alan olarak planlara işlenmişken bu alanın böyle yoğun bir yapılaşmaya açılması şehircilik ilkelerine aykırı. Bölgeye getirilen konut fonksiyonuyla nüfus artışı olacak, ancak planlarda bu nüfus artışını karşılayacak sosyal donatı alanı da ayrılmamış” diye konuştu. Doğa Madencilik ise BirGün’ün sorularına yanıt vermedi.