BİTÜDER: Binalar Çürüyor ama Önlem Almıyoruz



Bitümlü Su Yalıtımı Üreticileri Derneği (BİTÜDER) Yönetim Kurulu Başkanı Burhan Karahan, TÜİK’in araştırmasının son derece çarpıcı olduğunu belirterek, şunları söyledi:

“Araştırmaya göre Türk halkının yüzde 41,6’sı binasında sızdıran çatı, nemli duvarlar, çürümüş pencere çerçevesi gibi sorunlar olduğunun farkında. Bu oran aslında çok daha yüksek; çünkü Türkiye’deki binaların büyük bir çoğunluğunda su yalıtımı yetersiz. Binalarının çürüdüğünün farkında olan halk, çözümün su yalıtımı yaptırmak olduğunu ise bilmiyor. Bu nedenle ve küf ve rutubet kokusunun olduğu sağlıksız binalarda yaşamaya devam ediyor. Ayrıca en önemli nokta, bu binaların deprem riskiyle karşı karşıya olduğu gerçeği. Her ne kadar bilinmese de depremde binaların yıkılmasının en önemli nedeni binalarda su yalıtımının olmaması. Su yalıtımı olmayan binalarda korozyon nedeniyle 10 yıl sonra binanın başlangıçtaki taşıma kapasitesinin, belli koşullarda yaklaşık yüzde 66’sı kaybediyor. Yani deprem karşısında binalar savunmasız kalıyor”.

BurhanBurhan KarahanBinaların, yağmur, kar gibi yağışlar, toprağın nemi ve toprak tarafından emilen yağış, banyo, tuvalet gibi ıslak bölgelerde su sızıntıları ve zemindeki basınçlı veya basınçsız yeraltı suları nedeniyle suya maruz kaldığına dikkat çeken Karahan, yapıya herhangi bir yoldan sızan suyun taşıyıcı kısımlardaki donatıları korozyona uğrattığını, yük taşıma kapasitesinin ciddi miktarlarda düşmesine neden olduğunu vurguladı. "Binaların suya ve neme karşı korunması için tek çözüm su yalıtımı" diyen Karahan, "Su yalıtımının maliyeti de aslında çok yüksek değil. İnşaat aşamasında bir binaya su yalıtımı yapılmasının maliyeti, binanın toplam maliyetinin sadece yüzde 3’ü kadar” şeklinde konuştu.

Su yalıtımının suyun çatı ve duvarlardan sızmasını önlediği gibi binalarda bakteri ve küf oluşmasını da engelleyerek sağlıklı ve konforlu ortamlar sağladığını belirten Burhan Karahan, nem ve nemin yol açtığı küfün mekânlarda kötü kokuların oluşmasına ve bakterilerin üremesine neden olduğuna dikkat çekti. Karahan, bu havayı soluyan kişilerde alerji, astım, bronşit gibi hastalıklara yakalanma riskinin de oldukça yüksek olduğunu söyledi.