2005 yılında Rio ve São Paolo
favelalarında MTV için gerçekleştirilen bir hip hop belgeseli çekimleri
sırasında tanışan Jeroen Koolhaas ve Dre
Urhahn'ın, kendilerine yakıştırdıkları adlarıyla
Haas&Hahn'ın, umulmadık yerlere sanatı götürme esiniyle
ortaya çıkan 'Favela Painting' projesi, yerel halkla
işbirliği yapılarak sanatın önyargılara karşı savaşmakta ve dikkat çekmekte
nasıl etkili bir enstrüman olabileceğine dair ipuçları
veriyor.
Haas&Hahn'ın bu yöndeki çabalarının ilk ürünleri,
Rio'nun en kötü şöhretli gecekondu bölgelerinden Vila
Cruzeiro'da, orada yaşayan gençlerle birlikte boyanan iki duvar
resmi olmuş. Uçurtma uçuran bir çocuğun betimlendiği ve 150 m2'lik bir
yüzeyi kaplayan ilk duvar resmi, 2007'de tamamlanmış. 2008'de tamamlanan
ikincisi ise devasa bir beton strüktür üzerine konumlandırılmış ve yeraldığı
yamacı yağmur mevsiminde çamur baskınından korumak gibi bir 'yan' misyonu da
varmış. Geleneksel Japon sanatından esinlenen tasarımı, bir dövme ustası olan
Rob Admiraal yapmış. 2000 m2'lik yapıt, 8 aylık zorlu bir
çalışma sonucunda tamamlanmış.
İlk iki deneyimdeki başarı, ikilinin,
favelalardan oluşan bir yamacın tamamını boyamak hayalini gerçeğe dönüştürmek
için cesaret vermiş. Proje için Rio de Janerio'nun kalbinde yer
alan Santa Marta komünitesi seçilmiş. Sanatçılar, kolayca
yayılabilen renk huzmelerinden oluşan esnek bir konseptle meydanı çevreleyen
yamaçtaki evleri, samba okulunu da içine alacak biçimde sokağın bir kısmını
kapsayan bir tasarım oluşturmuşlar. Projede istihdam edilen bölge halkına, boya
türlerinden iskelelerde çalışacakları için güvenlik önlemlerine kadar herşey
öğretilmiş. Her duvar, her ev farklı bir çözüm gerektirdiği için,
'boyacılar'ın farklı malzemelerle çalışmayı öğrenmelerine önem verilmiş. Samba
okulunun içinde geleneksel renkler kullanılmış. Sonuçta ortaya 34 evden oluşan
bir sanat eseri çıkmış. Yaklaşık 7000 m2'lik gecekondu bölgesi, topluluk için
yeni bir anıta dönüştürülmüş.