İstanbul yüzyıllardır farklı imparatorluklara başkentlik yapmış, tarih
boyunca önemini hiç yitirmeden içinde barındırdığı tarihi, derinliklerinde
saklayan bir şehir. Bu şehrin zamana tanıklığının günümüze getirdikleri ise
arkeolojik kalıntılarda saklı. İstanbul’un görkemli tarihinin başlangıcına
gidildiğinde bizleri karşılayan Bizans’ı anlamanın en kolay
yollarından birisi, şehrin en önemli kamusal alanı, meydanı olan
Hippodrom’u anlamak. Bunun nedenini, kültür tarihçisi
Ekrem Işın şöyle açıklıyor:
“Şehir meydanları tarih boyunca insanların yüksek sesle konuştukları,
ideallerini, arzularını, içlerindeki problemleri dile getirdikleri yerler
olmuştur. Dolayısıyla bir şehir meydanı demek aslında o şehrin kalbi demektir.
Bir meydanı, bu meydanın tarihini inceleyerek o şehrin ya da imparatorluğun
bütün siyasi ve kültürel problemlerini, yaşam tarzını, yaşadığı dönüşümleri
gözlemlemek mümkün.”
Şehrin kalbi
Hippodrom, Bizans İstanbul’unun en büyük ve önemli yapılarından biriydi.
Osmanlı döneminde Atmeydanı adını alan meydan, İstanbul’un en önemli ve
hareketli kamusal alanlarından biri oldu ve Cumhuriyet’in kuruluş döneminde de
önemli olaylara ev sahipliği yaptı. Suna ve İnan Kıraç Vakfı Pera
Müzesi, Sultanahmet semtindeki bu çok özel ve renkli alanı,
İstanbul Araştırmaları Enstitüsü işbirliğiyle, Ekrem
Işın’ın küratörlüğünü, Brigitte Pitarakis ve
M. Baha Tanman’ın bilimsel danışmanlığını yaptığı
“Hippodrom/Atmeydanı: İstanbul’un Tarih Sahnesi” sergisi ile
tanıtıyor.
Louvre Müzesi’nden Cluny Müzesi’ne, İstanbul Arkeoloji Müzeleri’nden Topkapı
Sarayı Müzesi ile Türk ve İslam Eserleri Müzesi’ne, özel koleksiyonlara, farklı
yerlerden bir araya getirilen önemli eserler ilk kez bu kapsamda
sergileniyor.
18 Nisan’a kadar açık kalacak sergi öncesi yapılan araştırmaların, sergiyi
gerçekleştirenler için toplumsal tarih açısından ilginç bir laboratuvar olduğunu
söyleyen Işın’a göre, üç önemli uygarlık katmanının izlerine tek bir meydanda
ulaşmak heyecan verici olduğu kadar zor da bir durum. Bu önemli meydanın
günümüzde canlı bir turistik merkez olması, bu alandaki tüm kalıntılara ulaşmak
gibi bir hedef belirlemeyi olanaksız kılıyor.
Kendilerinin de böyle bir hedefi olmadığını, böyle bir sonuca ulaşılamayacağı
için kimsenin de böyle bir hedef gütmemesi gerektiğini belirten Işın’a göre
Hippodrom, yani şehrin kalbi, bugün için “paranın kalbi” haline gelmiş durumda.
Hippodrom, artık şehrin kalbi değil, şehrin görkemini sunması için bir gösteri
sahnesi.
Hippodrom/Atmeydanı’nın gerçek görkemini anlayabilmek, tarihte sahne olduğu
olayları, kutlama ve yarışmaları yeniden canlandırabilmek için Pera Müzesi’ndeki
sergi, sanat ve tarih severler için kaçırılmayacak bir fırsat.