Oturumun konuşmacıları Geberit International Genel Müdürü Christian Steinberg ile Vaillant Satış ve Pazarlama Koordinatörü Özgür Gök, ürün tasarımından servis ağına, lojistikten kurumsal sosyal sorumluluk projelerine, 'sürdürülebilirlik'in bir şirket kimliği için ne anlama gelebileceğine dair ipuçları verdiler.
Geberit 'sürdürülebilirliği' bir bütün olarak ele alıyor
Son 6 yılda yaptıkları çalışmalarla karbon salınımlarını yüzde 33, su kullanımını ise yüzde 50 azalttıklarını söyleyen Geberit International Genel Müdürü Christian Steinberg, sürdürülebilirliği kullanılan hammaddelerden üretim süreçlerine, ürünün yaşam döngüsünden lojistiğe kadar bir bütün olarak ele aldıklarını kaydetti. Bu anlamda sadece ürünlerinin 'yeşil' olmasıyla yetinmediklerini belirten Steinberg, üretimde kullanılan enerjinin azaltılması, atıkların minimalize edilmesi yönünde önlemler aldıklarını; nakliye için kullandıkları kamyonların biyogazla çalışması için düzenlemeler yaptıklarını belirtti. Steinberg, dünyanın hızla büyüyen pazarlarından biri olarak tanımladığı Türkiye'nin kendileri için çok önemli olduğunu vurgulayarak, bu pazarda daha görünür olmayı hedeflediklerini sözlerine ekledi. Konferansın önceki oturumlarına göndermede bulunarak, Türkiye'deki varlıklarını 'güven'le ilişkilendiren Steinberg, İstanbul'daki pekçok proje tarafından tercih edilen 'Pluvia' sisteminin bu güvenin bir işareti olarak gösterdi. Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar'ın açılış konuşmasına atıfta bulunarak, eğitimin önemine de dikkat çeken Steinberg; sadece 'yeşil' ürünler yapmanın yeterli olmadığını, gittikçe daha sofistike bir yapıya dönüşen bu sistemlerin uygulamasının da yetişmiş personel tarafından yapılmasının öneminin altını çizdi.
Vaillant 'enerji bayiliği' modelini hayata geçiriyor
Oturumun diğer konuşmacısı Vaillant Satış ve Pazarlama Koordinatörü Özgür Gök ise sürdürülebilirliğin ilişkisel boyutundan bahsetti. Gök, Vaillant olarak sürdürülebilirlik konusunu, karlılık, toplumsal ve çevresel fayda olmak üzere üç başlıkta ele aldıklarına işaret ederek, iş yapma modellerini de buna göre şekillendirdiklerini bildirdi. Türkiye'de genelde 'toptancı' eğilimin öne çıktığını, ancak kendilerinin bütün pazarlama faaliyetlerini son tüketici üzerinden kurguladıklarını belirten Gök, bu nedenle montaj ve teknik servis hizmetlerini öncelediklerini anlattı. Sadece teknik servis için 250 kişi istihdam ettiklerini, tüketicilere mobil destek verdiklerini aktaran Gök, 'son kullanıcı' odaklı yaklaşımlarının Almanya'daki merkez tarafından da 'Turkish model' olarak kabul gördüğünü; Romanya ve Çin gibi ülkelerde uygulanmaya başladığını kaydetti. "Yenilenebilir enerji çalışmaları, Türkiye için yeni sayılabilecek bir konu. Bu nedenle başlangıçta, bir nevi misyonerlik yapıyorsunuz" diyen Gök, Antalya'da gerçekleştirdikleri 'güneş ev' projesini bu çerçevede bilinç oluşturmaya yönelik bir adım olarak gösterdi. Artık Türkiye'de de binaların enerji tüketimini gösteren 'enerji kimlik belgesi' uygulamasının başladığını anımsatan Gök, kendilerinin de sektörlerinde 'enerji verimliliği danışmanlık' yetkisi alan ilk firmalardan biri olduklarını söyledi ve 2023 yılını düşünerek 'enerji bayiliği' olarak adlandırılabilecek yeni bir model oluşumu için start verdiklerini sözlerine ekledi.