Bir Geçici Mimari Dönüşüm Enstalasyon Projesi: "Reflecting Istanbul"
"Reflecting Istanbul" projesi, çalışmalarında ana unsur olarak kent bileşkenlerini (alan ve bina yapıları) kullanan Fransız sanatçı Bertrand Ivanoff tarafından İstanbul için özel olarak tasarlandı. Nisan ayından bu yana Platform Garanti Güncel Sanat Merkezi bünyesinde İstanbul'da İstanbul Misafirleri Programı dahilinde bulunan Bertrand Ivanoff, bu projeyi İnsan Yerleşimleri Derneği katkısı ve Beyoğlu Belediyesi'nin desteğiyle gerçekleştirdi.
Sanatçının, orijinal tasarıma sadık kalarak, aynı zamanda yerel, kültürel ve insani parametreleri de dikkate alarak kent çerçevesine dahil ettiği proje, uzun bir gözlem, temas ve belge çalışmasının ürünü. Söz konusu enstalasyon çalışmasında, gemi kargo nakliyesinde yük paletlerini saran saydam ve parlak streç folyo, Karaköy iskelesinin yakınındaki bir binada uygulanacak.
Bu basit ama güçlü çalışma, kentin geçmişinden ve aynı zamanda bugün esnaf ve tüccarlar tarafından kullanılan, gelecekte ise global bir emlak spekülasyonuna gebe olan bir kentsoylu yerleşim yerinin kültürel mirasının geleceğinden bahsetmekte. Özel olarak bu mahallede gerçekleştirilen proje, kenti oluşturan göçleri sembolize ediyor. Proje, aynı zamanda, köken, gelecek, aktarım ve böylece mekanlarımızı, hayatlarımızı, kolektif ve kişisel belleklerimizi sorguluyor.
Bertrand Ivanoff, uzun süren alan çalışmasında özel bir iletişim dili de geliştirdi: Türkçe konuşamayan sanatçı, iletişimini dinleme, jestler ve karşılıklı birbirini anlama çabasıyla sağladı. 2005 yılında sistematik bir ön çalışma ve 2006 yılında haftalar süren görüşmeler, İstanbul'un da ötesinde, tekbiçimleştirici küreselleşme içerisinde yaşayanı ve kaybolanı hepimize anlatan bu projenin temellerini oluşturdu.
Projenin gelişim aşamasında sanatçı İstanbul'da yaşayanların ortak bir paydasını da keşfetti: Bugünün Türkiye'sini ve dilini oluşturan ailelerin farklı ve karışık kökenleri, ama aynı zamanda parça parça aktarılan anıları. Bellek aktarımındaki bu eksiklik, ötekini tanımanın temel yapısını ve diğerini anlamanın gücünü oluşturmakta .
Sanatçının ailesinin İstanbul kökenli olduğu da göz önüne alındığında, hem Avrupa'ya dönük atılım içerisindeki, hem ilişkilerinde insani boyutu koruyan Doğu'nun kapısı olan bir ülkedeki bu deneyim, anlamlı bir karşılaşma oluşturuyor.