Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Jeoloji Mühendisleri Odası (JMO), can ve mal kaybının en aza indirilmesi için ‘içinden diri fay geçen’ kentleri her hafta bir raporla açıklıyor. BirGün’de yer alan habere göre; alınması gereken önlemlerin yer aldığı ‘Fay Üzerinde Yaşayan Kentlerimiz’ raporunda bu hafta Bingöl’e yer verildi.
Rapora göre Bingöl kent merkezi, Karlıova ve Yedisu ilçe merkezleri ile 36 köy yerleşimi doğrudan diri fay hatları veya zonları üzerinde. Raporda bu durumun bilinmesine rağmen konutların ve seçilen yerleşim alanlarının yine fay zonları üzerinde olması “Cinayete açık bir davetiye” olarak nitelendirildi.
Kentte 2003 yılında meydana gelen ve 176 kişinin hayatını kaybettiği 6.4 büyüklüğündeki deprem hatırlatılarak il merkezinin zeminin ‘alüvyon’ olduğu aktarıldı: “Bingöl, depremlerde zeminden kaynaklanan olumsuzluklar yaşadı ve gelecekte de yaşayacak. Alüvyon zeminler zayıf mühendislik özellikleri nedeniyle depremden kaynaklanan sarsıntıyı binalara iletirken olduğundan daha fazla büyütmekte. Bu da hasarın çok daha fazla olmasına neden olmakta. Bunun yanı sıra bu tür zeminler depremde sıvılaşma, heyelan gibi problemlere de yol açmakta.”
Yerleşim yerleri yeniden belirlenmeli
“Kuzey Anadolu Fay Zonu ile Doğu Anadolu Fay Zonunun kesişim bölgesinde yer alan Bingöl, doğrudan fay hatları üzerine oturmasına rağmen Mikrobölgeleme ve Deprem Master Planı’ndan yoksun” denilen açıklamada şu öneriler yer aldı:
- Kent ölçeğinde uluslararası uygulama örnekleri de baz alınarak Mikrobölgeleme çalışmaları yapılmalı.
- Bingöl'de bazı yerleşim alanın zayıf mühendislik özelliklerine sahip zemin birimleri üzerine oturması ve epremin tetikleyici etkisi de göz önüne alınarak mikrobölgeleme çalışmaları kapsamında irdelenmeli.
- Deprem Master Planı dikkate alınarak kentin gelişim ve yerleşim stratejileri yeniden belirlenmeli.
Yapılaşmaya dikkat
Jeoloji Mühendisi Prof. Dr. Ercan Aksoy, Doğu Anadolu fay hattının 24 Ocak 2020'de Elazığ'da meydana gelen 6.8'lik depremin ardından suskunluk döneminden aktif döneme geçtiği uyarısında bulundu. Aksoy, fayların yerinin ve deprem üretme potansiyellerinin olduğunu, bunlara göre yapılaşma ve yerleşme alanlarının yapılması gerektiğini aktardı: “Deprem gerçeği belli, faylarımızın yeri belli. Yer seçimlerini ve yapılaşmalarımızı bunlara uygun olarak yapmamız gerekiyor.”