TÜBİTAK'ın desteklediği "Az-Orta Katlı Konut Yapılarında Afet Etkilerini İzleme ve Değerlendirme Ulusal Ağının Kurulması" projesi kapsamında 20 yapı güvenliği izleme cihazıyla ağ sistemi kurulacak.
Bu sayede yapıların dinamik davranışındaki değişimler izlenerek tespit edilen tehlikeli durumlar, yerel yönetimlere iletilebilecek.
Proje yürütücüsü ve İnşaat Mühendisliği Bölümü Doktor Öğretim Üyesi Ahu Kömeç Mutlu, TÜBİTAK'tan 545 bin lira destek almaya hak kazanan proje kapsamında çalışmalara Ekim 2021'den bu yana ağırlık verdiklerini söyledi.
Türkiye'de yapıların sadece deprem ya da afetlerden zarar görmediğine dikkati çeken Mutlu, sonradan yapılan müdahaleler veya yerel zemin koşulunda meydana gelen değişim gibi nedenlerle de tehlikeye maruz kalabildiğini kaydetti.
Mutlu, yapılarda mühendislik çalışmasının tamamlanmasının ardından yapılan müdahalelerin, yapının dinamik karakteristiğinde değişime yol açtığını ve bundan kaynaklı yıkımların, can ve mal kaybına neden olduğunu ve Türkiye'de bunun örneklerinin yaşandığını dile getirdi.
"Olası can ve mal kayıplarının önüne geçmeyi hedefliyoruz"
Türkiye'de kritik yapıların izlenmesi üzerine geliştirilen sistemlerin mevcut olduğuna işaret eden Mutlu, amaçlarının bu sistemleri daha fazla yaygınlaştırmak ve bütün konutlarda kullanılabilecek bir sistem ağı geliştirmek olduğunu anlattı.
Bu amaçla proje ortağı Netaş firmasıyla cihazı geliştireceklerini aktaran Mutlu, Dr. Öğretim Üyesi Ülgen Mert Tuğsal ve Dr. Öğretim Üyesi Ahmet Anıl Dindar ile yürüttükleri disiplinlerarası projenin Ekim 2024'te tamamlanmasını ön gördüklerini söyledi.
Mutlu, cihazla üzerine yerleştirilen yapının dinamik karakteristiğinin takip edileceğini anlatarak, şöyle devam etti: "Bu veriler anlık olarak işlenip elde edilecek bilgiyi yerel karar mekanizmalarına ileterek olası can ve mal kayıplarının önüne geçmeyi hedefliyoruz. Yapıya sonradan yapılan müdahalelerin örneklerini çok kez gördük. Binaya çok yakın konumda yapılan kontrolsüz kazılar neticesinde mevcut binanın zayıflaması gibi nedenlerden yıkımlar veya hasarlar olabiliyor. Biz burada hasar tespiti yapmıyoruz, sadece dinamik karakteristikteki değişimi takip ediyoruz. Projede yapmayı hedeflediğimiz şey, izleme sistemini az ve orta katlı yapılarda da uygulanabilir hale getirmek ama standart bir yapı sağlığı izlemesi yapmıyoruz. Hasar tespiti gibi bir amacımız yok. Burada yapının karakteristiğinde bir değişiklik var mı, yapı zayıflamış mı ya da nasıl bir etki almış? Örneğin bir deprem varsa o bölgede ve yapıda depremden kaynaklı bir zayıflama varsa çevre yapılardaki etkisine bakıp bir ağ oluşturmaktaki amaç da bu. Etki bir depremden mi kaynaklanıyor veya bir patlamadan mı kaynaklanıyor, bir kazı çalışmasından mı kaynaklanıyor? Bu bilgiyi yakalamak amacımız."
Cihazın prototipi geliştirildi
Mikro elektro mekanik sensörlerle (MEMS) prototip bir cihaz ürettiklerini ve ilk etapta 20 cihazla pilot bölgede testlerini gerçekleştireceklerini belirten Mutlu, GTÜ kampüsündeki 18 binaya ve Netaş'ın İstanbul Kurtköy'deki binalarına da 2 cihaz yerleştireceklerini, bu sayede hem bina üzerinde hem de Gebze-Kurtköy arasında ağ iletişim testlerini yapacaklarını anlattı.
Mutlu, cihazla ilgili maliyet hesaplamaları yaptıklarını dile getirerek, uygulanabilir bir sistem geliştirmeyi hedeflediklerini vurguladı.
Ağ sistemi sayesinde yapının dinamik karakteristiğinde değişim olduğunda ilgili kurumlara bilgi verilebileceğinden bahseden Mutlu, "Proje tamamlandıktan sonra cihaz tüm testleri geçtiğinde konut tipi yapılarda yaygınlaştırılabilir. Cihaz üzerinde proje ortağımız Netaş tarafından tasarlanan gömülü bir sistem var. Bunun yazılımı ve donanımı tamamen yerli. Cihaz, hem montaj olarak çok pratik hem de maliyet olarak etkin. Bu cihazla yapı güvenliğini takip etmek mümkün olabilecek. Sürdürülebilir kentleşme için de bu tarz cihazların yaygınlaşması, aynı zamanda toplum bilincini de geliştirecek." ifadelerini kullandı.