Bilgi-Mimarlık Atölyesi tarafından, Marshall’ın desteğiyle gerçekleşen “Yeni İstanbul: Arnavutköy Tehditler ve İmkânlar” sergisi, 21 Haziran Salı günü saat 18.00’de İstanbul Bilgi Üniversitesi Santral Kampüsü’nde araştırmacıların ve farklı kurumların Arnavutköy okumalarını dile getirecekleri açık-masa toplantısının ardından ziyarete açılacak.
Marshall’ın desteğiyle gerçekleşen Bilgi-Mimarlık Yüksek Lisans Atölyeleri’nde, geçtiğimiz yarıyıl, İstanbul'un yeni ilçesi Arnavutköy'ün sorunları ele alındı ve projeler aracılığıyla somut çözümler üretildi. Programın hocaları Cem Çelik, Tansel Korkmaz, Mehmet Kütükçüoğlu, Banu Tomruk, Nedim Kemer, Nevzat Sayın, Emre Altürk, Murat Tabanlıoğlu ve Han Tümertekin yönetiminde Arnavutköy Belediyesi ile işbirliği içinde atölyeler gerçekleştirildi. Öğrenciler, paralel yürütülen çalışmalar sayesinde farklı ölçekler ve anlama pratikleri arasında gidip gelen bir düşünme sürecini deneyimleme şansı buldular.
Neden Arnavutköy?
İstanbul'un batı ve kuzey sınırlarını oluşturan Arnavutköy ilçesini, Marmara Bölgesi’nin bütününe yayılan bir metropoliten alanın ciğerlerini oluşturan Karadeniz kıyılarının yapılaşmamış ve kentleşmemiş peyzajı ilginç kılıyor. İlçenin, proje konusu olarak ele alınmasının ardındaki temel neden ise; gayrimenkul sektörü için son 10 yılın ve yakın geleceğin yeni inşaatları ve kentleşmesi açısından en iştah kabartıcı arazileri ile Hadımköy ve Karaburun gibi oldukça sorunlu kentleşmiş alanları birlikte kapsaması olarak özetleniyor.
Öte yandan yine birbirlerine zıt özellikler gösteren sanayi peyzajıyla tarım/orman peyzajı ve 8 milyon kişinin içme suyu ihtiyacını karşılayan su havzaları da Arnavutköy ilçe sınırları içinde yer alıyor. Dolayısıyla atölye çalışmalarının ortak problematiği iki tür mimari müdahaleye yoğunlaşıyor:
- Kentleşmeye ve yapılaşmaya başlamış dolu alanlara çekidüzen vermek üzere ne tür mimari müdahaleler yapılabileceği,
- Orman / tarım alanları gibi yapılaşmamış veya sanayi gibi kısmen yapılaşmaya başlamış ama peyzaj strüktürünü farklı boşluk tiplerinin oluşturduğu peyzaj karakterlerine ne türden imar kodları verilerek İstanbul'un geri kalanından farklı ve onlara alternatif bir model oluşturabilecek mimari müdahalelerin yapılabileceği.
Hangi grup neyi inceledi?
Bu çerçevede Cem Çelik ve Tansel Korkmaz grubu alanın bütünü içindeki yapılaşmış dolulukların analizini yaparken; Mehmet Kütükçüoğlu atölyesi yine alanın bütünü içindeki yapılaşmamış boşlukların analizini yaptılar. İlk grup bunu takiben, su havzası koruma alanı kıyıları, eski TSK arazisi gibi farklı peyzajlardaki yapılaşmış alanların aralarındaki boşlukların yapılaşma potansiyelleri üzerinde düşündü. İkinci grup ise ilçenin en ayırt edici özelliği olan yapılaşma tehdidi altındaki pitoresk açık alanlarının potansiyelleri üzerine yoğunlaştı ve bunları ortaya çıkaracak bir ekoturizm güzergahı tasarladı.
Murat Tabanlıoğlu ve Han Tümertekin grupları İstanbul metropolitan alanının
başlıca sorunlarından olan kamusal alanların farklı nitelikleri
ve bölgeye nasıl entegre edilebileceği üzerine çalıştı. Murat
Tabanlıoğlu grubu, Hadımköy’de daha önce tren yolunun geçtiği bir
boşluğu ticaretle desteklenmiş kültür ve rekreasyon ağırlıklı bir kamusal alana
dönüştürmenin alternatiflerini araştırdı. Han Tümertekin grubu
ise Arnavutköy merkezin yönetim kampüsünün nasıl bir kamusal alanı jenere
edebileceği üzerine düşündü.
Nevzat Sayın grubu çalışma
alanı olarak Karaburun’u seçti ve Karadeniz kıyılarında buluşan
orman, deniz ve kayalıklardan oluşan ilginç peyzajın poetik karakterlerini
ortaya çıkaracak ve yaşanılır kılacak mimari müdahalelerin neler olabileceği
üzerine yoğunlaştı.
Bu tür belli yerlere odaklanmış müdahalelerle eşzamanlı olarak Cem Çelik önderliğinde BİLGİ-MİMARLIK mezunlarından Bilge Bal, Elif Simge Fettahoğlu, Ata Kurt ve Necmeddin Selimoğlu’ndan oluşan bir grup Arnavutköy ilçesini bölge-kent içinde konumlandıran analitik okumalar yaptı. Bu grup, ilçe belediyesine stratejik plan üretmek üzere Ekim ayına kadar çalışmalarına devam edecek.
Bahar dönemi çalışmaları, 2-3 Haziran tarihlerinde, Arnavutköy Belediye Başkanı ve teknik konulardaki yöneticilerinin aktif katılımıyla gerçekleşen ara jüri ve sonrasında yapılan final jürisi ile sonuçlandı. Çalışmaların kamuoyuna sunulacağı sergi, 21 Haziran Salı günü saat 18.00’de İstanbul Bilgi Üniversitesi Santral Kampüsü’nde araştırmacıların ve farklı kurumların Arnavutköy okumalarını dile getirecekleri açık masa toplantısının ardından ziyarete açılacak.
Sergi: Santral Kampüsü, E3
Galerisi
Panel: Santral Kampüsü,
E3-201