"Beyoğlu Belediyesi, Robin Hood'u Yanlış Anlamış"



Beyoğlu 3. İdare Mahkemesi Bilirkişi Heyeti'nin "yaşan insan olup olmadığını" incelediği Tarlabaşı'nda iki yıldır kentsel dönüşüm projesine karşı mücadele veren Erdal Aybek ve Gökhan Yiğit'la gelişmeleri konuştuk. Sohbetimize mahalle sakinleri de katıldı. Tarlabaşı Mülk Sahipleri ve Kiracıları Kalkındırma ve Sosyal Yardımlaşma Derneği sözcüsü Erdal Aybek bianet'e Beyoğlu Belediyesi'yle Çalık Grubu'nun ortaklaşa gerçekleştirdiği Tarlabaşı Kentsel Yenileme Projesini, mahallelinin tepkilerini ve derneğin çalışmalarını anlattı.

Bilirkişi "insan" aradı

Bu sabah saat 10.00 sularında Beyoğlu 3. İdare Mahkemesi'ne bağlı Bilirkişi Heyeti Tarlabaşı'na gelerek Sakızağacı Caddesi'nde inceleme yaptı. Bu incelemenin nedeni Tarlabaşı'nın yıkılmasına neden olacak kentsel yenilenme projesinin yürütücüsü olan Çalık Grubu'nun raporlarında "bu bölgede hiç kimsenin yaşamadığını" belirtmesi üzerine Mimarlar Odası'nın açtığı davaydı.

2008'den bu yana mahalleli, mülk sahipleri ve kiracılarının birlikte kurdukları derneğin sözcülüğünü yapan Aybek'in verdiği bilgiye göre "kimse yaşamıyor" denilen yerde 900'ü çocuk olmak üzere toplam 2 bin 900 kişi yaşıyor. Bunun için rakamlara gerek de yok aslında. Zira, Sakızağacı Caddesi'nde ve bağlanan sokaklarda dolaşmanız orada süren hayatları görmenize yetiyor.

Çalık'ın iddialarının aksine bölgedeki binaların yüzde 70'i dolu. 209'u tescilli olmak üzere 278 bina var. Toplam 20 bin metrekarelik bölge 64 bin metrekarelik inşaat alanına tekabül etmesine rağmen Çalık'ın Beyoğlu Belediyesi'yle birlikte gerçekleştirdiği projeye göre 200 bin metrekarelik inşaat alanı olarak gösteriliyor.

"Bizi buradan sürmeye çalışıyorlar" diyen Aybek, "belediyenin kendilerini TOKİ evlerine göndereceğini söylemesine rağmen tahliye davaları açıldığını" aktarıyor.

"Okul yapacaklarsa gideriz ama otele itirazımız var"

Aybek'in anlattığına göre Tarlabaşı'nın bin yıllık binaları yıkılacak ve yerine otel ve alışveriş merkezi yapılacak. Bir mahalleli duruma olan kızgınlığını "hastane ya da okul yapacaklarını bilsek gidelim. Ama evlerimizi yıkıp otel ve alışveriş merkezi yapacaklar. Böyle kovma nedeni olur mu?" diyerek ifade ediyor.

"Burada dini ve etnik yapı kozmopolit" diyor Aybek, "Kürtler, Türkler, Ermeniler, Rumlar, Araplar, Romanlar, Afrikalı göçmenler, Müslümanlar, Hristiyanlar, Yahudiler, Süryaniler, dinsizler, travestiler, eşcinseller... kısacası herkes bir arada yaşıyor." Aybek'e göre bu proje "Gavur mahallesi" Tarlabaşı'nı "Müslümanlaştırmaya" çalışıyor.

"Yargının Çalık Grubu ve Beyoğlu Belediyesi'ne özel bir hukuk alanı yarattığını" ifade eden Aybek, "bütün yasalarla oynandığını, Başbakanlığın proje mühendislerinin istekleriyle bir gecede kanunların değiştirdiğini" savunuyor.

"Demircan Robin Hood'u yanlış anlamış"

"Oysa Başbakanlık da belediye de kamu kuruluşlarıdır ve tarafsız olmalıdır. Ama Çalık Grubu Beyoğlu Belediyesi'yle ortak çalışıyor. Misal mahkemenin sürmesi nedeniyle hiçbir tahliye işlemi yapılamayacağı halde şu an mahalleden tahliyeler sürüyor. Mahkeme kararlarına saygı göstermiyorlar. Canlarının istediği gibi davranıyorlar. Bir panik ortamı yarattılar ve bu karmaşada ne kadar bina alırlarsa kar sayıyorlar."

Projenin zengin bir firmanın belediye yoluyla daha da zenginleştirilmesi olarak yorumlayan Aybek'e göre "Tarlabaşı yoksuldan alınıp zengine verilmek isteniyor." Bir mahalleli söz giriyor: "Belediye Robin Hood'u yanlış anlamış."

Uzun süredir yaşadıkları binaları onarmak istediklerini, belediyenin 100 yıllık, bin yıllık tarihi binalara çivi bile çakamazsınız diyerek kendilerini engellediğini söyleyen Aybek camlarını değiştirdiği için üç bin lira ceza ödemiş.

"Ama" diyor, "bizim çivi bile çakamadığımız evleri yıkıp yerine alışveriş merkezi ve otel, altına da katlı otopark yapacaklar. Bu ne manaya geliyor?"

"Tarihi dokuyu cumbalarla koruyamazlar"

Mahallede yaşayan akademisyen Gökhan Yiğit de projenin tarihi dokuyu ortadan kaldıracağı görüşünde.

"Esas ölçekli binalar plazalar haline getirilecek. Tarihi dokuyu koruduklarını göstermek için de binalara birkaç cumba yapacaklar. Bu proje planlarında görünüyor."

Tarlabaşı Kentsel Yenileme Projesi planları sokak köşelerine asılmış. Çizilen binaların Tarlabaşı'nın dokusuyla yakından uzaktan ilişkisi yok. Bir başka mahalleli "Bu planları bizi tehdit etmek için astılar buraya" diyor kızgınlıkla.

Yiğit anlatmaya devam ediyor:

"Floransa, Roma ve Barselona'daki projelere baktığınızda tarihi dokuyu koruyan, kollayan, yaşayanları 'görece' önemseyen projeler var. Ama bu proje hayata geçerse mahalledeki tarih de yok edilmiş olacak. İddiaları yıkılan binaların aynılarını yapmak yönünde ama buna kimse inanmıyor."

"Travestilerden değil, projeden kurtulmak istiyoruz"

Aybek, Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan'ın 2008 Şubat'ında yaptıkları ilk görüşmede "Sizi travestilerden kurtaracağım" diyerek ikna etmeye çalıştığını anlatıyor. "Biz bir arada yaşamaktan memnunuz. Burada yaşayan travestileri Fatih'e, Bağcılar'a gönderirlerse orada başlarına bir sürü iş gelir" diye ekliyor.

Tarlabaşı Mülk Sahipleri ve Kiracıları Kalkındırma ve Sosyal Yardımlaşma Derneği de Demircan'la yapılan görüşmeden kısa bir süre önce kurulmuş. Ardından başlayan görüşmelerde Demircan mahalleliye 50 metrekarelik evler önermiş. Diğer öneri ise 100 bin lira para.

"Bu miktarı nasıl belirlediniz dedik. 'Sermaye Piyasa Kurulu'na (SPK) bağlı bir değerleme şirketinden aldık dediler. Adını verdikleri firmayı bulamadık. Öyle bir firma yok. belediyeyle sekiz görüşme yaptık. Sonra Adalet ve Kalkınma Partisi'nin (AKP) kapatılması süreci başladı ve iletişim koptu."

Derneğin üyelerinin çoğunluğunu mülk sahipleri oluştururken yüzde 10'luk bir kiracı üye oranı mevcut. Her ay 100 ile 300 kişi arasında değişen katılımla toplantılar yapıyor, ne yapacaklarına dair kararlar alıyorlar.

Aybek, "İstanbul'da bizim gibi örgütlenen bir kurum yok" diyor. "Biz aşağıdan yukarıya örgütlendik. Hiyerarşik bir yapımız yok."

Projenin başlamasının ardından sivil toplum örgütlerinden çok da destek görmediklerini belirten Aybek, TMMOB, İmece ve çeşitli mahalle derneklerinin bu süreçte hep yanlarında olduklarını söylüyor.

"İstiklal Caddesi'nin ayak işlerini biz yapıyoruz"

"Mahalle nüfusunun yüzde 55'i çalışma alanına gitmek için sadece 200 metre yürüyor" diyen Aybek, "Tarlabaşılılar İstiklal Caddesi'nin en alt tabakadaki işlerini yapan insanlar. Temizliğe, çöpe, kağıt toplamaya, müzisyenliğe, tuvalet beklemeye... kısacası sosyal güvencesi olmayan tüm işlere biz gidiyoruz" diyor.

"Burası İstanbul'un SİT alanlarından biri. Kentsel dönüşüm safsatasıyla talan edilmek isteniyor. Dünyanın ortak miraslarından olan ve tarihi binaları ve kiliseleriyle bilinen Tarlabaşı'nın yıkılmasına akademisyenlerden STK'lere kadar birçok kişi ve kurum sessiz kalmayı tercih ediyor."

"Fakat" diyor Aybek son olarak, "biz mahalle sakinleri tarihimizi, anılarımızı ve geçmişimizi yıkmalarına izin vermeyeceğiz."(BÇ/EÖ)

* Tarlabaşı Mülk Sahipleri ve Kiracıları Kalkındırma ve Sosyal Yardımlaşma Derneği ile ilgili bilgi almak için 0212 256 68 69 numaralı telefonu kullanabilirsiniz.