Divriği Ulucamii Elden Gidiyor; Para Var, Ancak Eseri Kurtaracak Proje Yok
Divriği Ulucamii'nin onarımı için bu ay 4. kez ihaleye çıkılacak. Sivas Valisi Hasan Canpolat, uzman kurum ve kuruluşları ihaleye bekliyor. Dünyanın en önemli taş mimarilerinden biri olan ve Kültür Mirası Listesi’nde yer alan Divriği Ulucamii, restorasyon projesi hazırlanamadığı için günden güne yok oluyor. 778 yıl önce tarihin en nadide eserlerinden birine imza atan taş ustalarının yaptığı camiyi onarmak için bugünün teknolojisi adeta yetersiz kalıyor.
Eserin restorasyonuna harcanacak para üç yıldır hazır; ancak proje olmadığı için herhangi bir adım atılamıyor. Türkiye, bu konuda UNESCO’ya bile çağrıda bulundu; fakat bugüne kadar yapılan üç ihaleye sadece bir onarım projesi geldi. O da Kamu İhale Yasası’na takıldı. Kanuna göre ihaleye en az iki projenin başvurması gerekiyordu. Dolayısıyla geçtiğimiz aralık ayında yapılan ihaleden de sonuç çıkmadı. Bunun üzerine Sivas Valisi Hasan Canpolat, üniversiteler ile konunun uzmanı şirket ve kuruluşları yardıma çağırdı. Bu ay içerisinde dördüncü kez ihaleye çıkılacağını açıklayan Hasan Canpolat, birikimli kurum ve kuruluşları ihaleye bekliyor.
Dünya Kültür Mirası Listesi’nde yer alan Divriği Ulucamii’nin acilen restore edilmesi gerektiğini ilk kez 2000’lerin başında UNESCO, yüksek sesle dile getirdi. Daha sonra sanat tarihçileri, bilim adamları ve siyasetçilerden oluşan ortak girişim grubu kuruldu. 2003 yılında Sivas’ta toplanan Bakanlar Kurulu’nda konu tekrar gündeme geldi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, yapının kurtarılması için Kültür Bakanlığı’na talimat verdi. Kültür Bakanlığı, Vakıflar Genel Müdürlüğü ve Sivas Valiliği arasında üçlü bir protokol imzalandı. Bakanlık, gerekli olan parayı hazırladı; ancak, hiç hesapta olmayan bir sorun ortaya çıktı.
Son üç yıl yıldır üç kez ihaleye çıkarılan restorasyon için bugüne kadar proje bulunamadı. Bütün umutlar Aralık 2005’te yapılan son ihaleye bağlanmıştı. Dört kuruluşun ihale şartnamesi alması herkesi ümitlendirdi; ancak ihaleye sadece bir şirket, bir projeyle başvurdu. Kamu İhale Yasası’na göre en az iki projenin ihaleye katılması gerekiyordu. Bu nedenle tarihî eserin kurtarılması için umutlar yeniden suya düştü. Sivas Valisi Hasan Canpolat, “Herkes Divriği’nin restore edilmesi gerektiğini söylüyor; ama kimse proje getirmiyor.” diye yakınıyor.
Kamuoyunda Divriği Ulucamii’nin acilen restore edilmesi ile ilgili pek çok kişinin görüş belirttiğini söyleyen Canpolat, “Konuşmaktan ziyade üniversitelerimizin, bu konuda çalışan şirket ve kuruluşların organize olup bize destek olmaları lazım. Türkiye’de bu iş yapılmazmış gibi bir izlenim oluşturuluyor. Hükümet bu konuda tavrını koymuş; ancak halen, sanki bir şey yapılmamış gibi bir ortam yaratılıyor. Proje yapmak bizim elimizde değil. ‘Bu projeye herkes katılabilir’ diye tüm dünyaya duyurduk. İlk ihalede Türk firmaları demiştik; ama şimdi onu da kaldırdık, UNESCO’ya da yazıyoruz. Bu, bir üniversite ya da bir firmanın kaldıracağı bir iş değil. Bir konsorsiyum oluşturulmalı. Bizim de elimizden bir şey gelmiyor.”
Türkiye, tarihi yapıyı restore edecek proje araya dursun, yapı her geçen gün biraz daha çürüyor. Eserin duvarları ve eşsiz taş motifleri; yağmur, kar, fırtına gibi doğal şartların etkisiyle kaybolurken, yılların ihmali cami ve şifahanenin tahribine sebep oluyor. Yapının temeli ise yeraltı sularının tehdidi altında. Geçtiğimiz aylarda Divriği Ulucamii ile ilgili bir analiz raporu hazırlayan Dizayn Grup, eserin temellerindeki tahribatı belgeledi. Eserin yeraltında kalan kısmı ile yerüstündeki kısmında büyük miktarda nem ve rutubet tespit eden uzmanlar, tarihî yapının büyük bir risk altında olduğunu bilimsel bir çalışmayla ortaya koydu.
Raporda, etrafındaki yerleşimin, eserin altındaki tahliye kanallarını kapadığı, suyun çıkışının engelleyerek yapıya ağır darbe vurduğu ve toprakta biriken suyun içindeki elementlerin de taş yapıya büyük zarar verdiği belirtiliyor. Ayrıca caminin dikdörtgen yapısının yıkılmasına müsaade etmediği; ancak tahribatın duvarların yan yatmasına sebep olduğu vurgulanıyor. Dolmabahçe Sarayı, Ihlamur Kasrı, Hat Sanatları Müzesi’nin temellerinde uyguladıkları ‘Mirline Projesi’yle bu tarihî binaları nemin tahribatından kurtaran Dizayn Grup, Divriği Ulucamii’ne de aynı uygulamayı gerçekleştirmeye talip.
‘Yapı özel bir yasayla korunmalı’
Divriği Ulucamii ve Şifahanesi’ni kurtarma projesinin Danışma Kurulu eski Başkanı Doğan Kuban, yapının özel bir yasa ile koruma altına alınmasını istiyor. Eşsiz taş oyma bezemeleri ile Divriği’nin Türk kültürü için çok önemli olduğunu söyleyen Kuban, “Eser, hiçbir bilgi ve teknik hatayı kabul etmeyecek, popüler ve bürokratik söylem ve yönteme kurban edilemeyecek kadar değerli bir yapı. Hükümet, bu konuya eğilerek yapının onarılmasını öngörmektedir. Bu konudaki sorun Türkiye’de bu restorasyonun mevcut yasa ve yönetmeliklerle yapılamayacağıdır. Çünkü bugüne kadar Türkiye’de bu içerikte hiçbir yapı restore edilmemiştir. Başka bir deyişle bunu gerçekleştirecek bir bilgi birikimi yoktur.” şeklinde konuşuyor.
UNESCO’nun tehdit altındaki eserler listesinde
Divriği Ulucamii ve Şifahanesi, Malazgirt Zaferi’nden sonra Divriği’ne yerleşen Mengücekoğulları’nın armağanı. 1228’de yapılan caminin en önemli özelliği eşsiz bezemeleri. Caminin taşları ‘kanserleşme’ ve tabiat şartlarından ötürü tahrip oluyor. 1985’te UNESCO’nun Dünya Kültür Mirası’na aldığı eser, şu anda ‘tehdit altında bulunanlar’ listesinde.