Berlin Bienali'nde Ferhat Özgür'ün videoları ve Nilbar Güneş'in
fotoğrafları sergileniyor.
6. Berlin Bienali dünyadaki politik ve ekonomik felaketlerle sarsılan
gerçeklik duygusunu sorguluyor. Türkiye'den iki sanatçının katıldığı Bienal'in
ana mekânları ise Kreuzberg'de
Berlin Bienali’nin altıncısı,
Kathrin Rhomberg’in küratörlüğünde ‘What is waiting out
there’ (Dışarıda bekleyen ne?) başlığı altında 43 sanatçının, sanat ve
gerçeklik arasındaki ilişkiyi sorgulayan çalışmalarını bir araya
getiriyor.
Bienal, 11 Eylül saldırıları, savaşa zemin hazırlayan
Irak’taki sözde kitlesel imha silahları ve küresel ekonomik kriz gölgesinde
geçen yılların gerçekliğe olan güvensizliği arttırdığı önermesinden yola
çıkıyor. Sanatçılar da ‘gerçekliğe’ farklı açılardan yaklaşan işler üretmişler.
Öyle ki Bienal’in öne çıkan sanatçıları aşırı dozda gerçeklik içeren
çalışmalarıyla Mark Boulos ve Petrit Halilaj oldular.
KW binasının
bodrum katında izleyicileri karşılayan devasa yerleştirme, Bienalin aynı zamanda
en genç sanatçısı olan 1986 Kosova doğumlu Petrit Halilaj’a ait. Halilaj,
ailesinin Kosova’nın başkenti Priştina’da savaş bitiminde yaptıkları evin
iskeletinin bir kopyasını Berlin’de inşa etmiş. Evin bahçesindeki kümes ve
izleyicilerin ayaklarının altında gezinen tavuklarla belki de gerçekliğe en
fazla yaklaşan çalışma bu. Amerikalı sanatçı Mark Boulos ise Nijer Deltası’nda
üretim yapan Batılı petrol şirketlerine ve hükümete savaş açan Nijer Deltası
Özgürlük Hareketi’nden militanlarla görüştüğü videosunun karşı duvarına kredi
krizinin ilk gününde Chicago Ticaret borsasında çekilmiş görüntüleri yansıtıyor.
Modern dünyanın simsarlarının bir ritüeli andıran bağırış ve çağırışlarına
karşılık, militanlar savaş tanrısını ve ruhları yardıma çağırmak için dans
ediyorlar. Mark Boulos iki dünyayı çarpıştırırken aslında ne kadar benzer
olduklarını açığa çıkarıyor; sesler birbirine karışırken farklılıklar
bulanıklaşıyor.
Bu sene Berlin Bienali’ndeki en fazla konuşulan ve belki
de en önemli yeniliklerden biri sergi mekânları. Bienal için
belirlenen altı farklı mekânın dördünün gösterişli kültürel merkez
Mitte yerine, Kreuzberg’de olması 6. Berlin
Bienali’ni öncekilerden ayıran en önemli özelliklerden biri. Küratör Kathrin
Rhomberg’e göre Kreuzberg, güçlü melez kimliğiyle geleceğin Avrupa toplumlarını
yansıtan bir bölge olduğu için önemli.
Bienale Türkiye’den davet edilen
Ferhat Özgür’ün iki video çalışması da Bienalin ana ve en geniş mekânı
Oranienplatz 17 numaralı binada izleyiciyle buluşuyor. Ferhat Özgür’ün
‘Metamorphosis Chat’ isimli videosunda son derece samimi bir şekilde sohbet
eden, biri başörtülü biri açık, iki komşu kadının kıyafetlerini değiş tokuş
etmelerine ve videonun isminden de anlaşılacağı gibi, an be an dönüşümlerine
tanıklık ediyoruz. Konunun ağır havası, ikilinin kameranın önünde devam eden
kıyafet değiş tokuşu sırasında birbirlerine yaptıkları espriler ve gülüşmeleri
sayesinde dağılıyor.
Eyüp’ün Çırçır mahallesi
6.
Berlin Bienali’ne Türkiye’den davet edilen diğer sanatçı Nilbar Güreş ise aynı
mekanda, 2010 senesinde Bienal için gerçekleştirdiği ‘Çırçır’ serisinden
fotoğrafları sergiliyor. Serinin isminden de anlaşılacağı gibi, Güreş bu
fotoğrafları İstanbul Eyüp’teki Çırçır Mahallesi’nde, bir zamanlar akrabalarına
ait olan evde çekmiş. Arka planda dönüşümün habercisi tünel inşaati devam
ederken, fotoğraflar farklı kültürel geçmişlere, cinsel eğilimlere ve eğitimlere
sahip, farklı yaş gruplarından kadınları bir araya getiriyor ve bu kadınlar
arasındaki dayanışmayı da gözler önüne seriyor.
11
Haziran’da başlayan 6. Berlin Bienali, 8 Ağustos’a
kadar pazartesi günleri dışında , Bienale ev sahipliği yapan altı
farklı mekânda gezilebilecek.