Bereket Enerji'den 1 Milyar 15 Milyon Dolarlık Yatırım Planı
Bereket Enerji Yönetim Kurulu Başkanı Ceyhan Saldanlı,
gelecek dört yıl içerisinde hidroelektrik, termik ve rüzgar santrallerine 1
milyar 15 milyon dolar yatırım yapacaklarını bildirdi. Saldanlı, Denizli
Gazeteciler Cemiyeti'nde grubun üst düzey yöneticileriyle birlikte
düzenlediği basın toplantısında, şirketlerinin enerji yatırımları hakkında bilgi
verdi. Şu anda 11 hidroelektrik ve bir jeotermal enerji
santralinde elektrik ürettiklerini ifade eden Saldanlı, kurdukları çöp
gazıyla çalışan santralin deneme çalışmalarına başlandığını ve en kısa sürede
devreye alınacağını belirtti. Saldanlı, ''Bu santrallerimizin toplam kurulu gücü
150 megawaat (mw) olup yıllık enerji üretimi ortalama 840 milyon kilowaatsaattir
(kwh). Bu yatırımlar sonucu Bereket Enerji'nin aktif büyüklüğü, 525 milyon
liraya ulaşmıştır. 2010 yılı net satışlarımız 150 milyon, net karımız ise 55
milyon liradır'' dedi. Türkiye'de kendisini ödemeyecek hiçbir yatırımı, ne
devletin, ne özel sektörün, ne de başkasının yapacağını vurgulayan Saldanlı,
şunları kaydetti:
''Çünkü kendini ödemediği zaman, herhangi bir şirket zora düştüğü zaman,
bundan sadece şirket sahipleri değil, ekonominin bütünü olumsuz etkilenmektedir.
Özel olsun devlet olsun bütün şirketler ülkenin milli sermayesinin bir malıdır.
EPDK, yatırımların artırılmasını, şebekelerin akıllı hale getirilmesini, kalite
faktörlerinin devreye alınmasını, önümüzdeki dönemde kesintilerinin
azaltılmasını ön gördü. Şu anda Türkiye'deki ortalama enerji kaçağı oranı yüzde
18'dir. Bu oran çoğunuza yüksek gelebilir ama büyük başarıdır. Yüzde 36'lardan
buralara geldik. 5 yıllık tarife döneminin sonunda yüzde 18'lik kayıp ve kaçak
oranlarının EPDK yüzde 10'a düşürülmesini hedefledi. Bize verilen hedef yüzde 10
olarak belirlendi. Bunun anlamı da, bu oran Avrupa Birliği (AB) ortalamasına
eşittir. Yani bize gösterilen hedef, önümüzdeki 5 yılda AB ortalamasını
yakalamaktır. Yani bu şirketler bunu yakalayamazlarsa, kayıp kaçaklar daha fazla
olursa şirketler bunu kendi ceplerinden ödeyecekler. Devlet bize göre
işletmecilik değil, denetim yapmalıdır.''
''Bazıları enerji parasını ödemeyecekse, diğerleri o zaman niye
ödeyecek''
EPDK'nin kendilerinden
yüzde 100 tahsilat yapmayı zorunlu kıldığını belirten Saldanlı, şirketlerin
bunun altında tahsilat yaptıkları takdirde, geriye kalanının şirketlerin
bünyesinden ödemek zorunda kalacağını ifade ederek, ''Şirketler bunu kendileri
için değil, halk için yapmak zorundadır. Çünkü halkın boşa gidecek bana göre bir
kuruşu yok. Eğer bazıları enerji parasını ödemeyecekse, diğerleri o zaman niye
ödeyecek.'' dedi.
Almanya'nın 800 milyar kwh
enerji tükettiğini, bunun neredeyse tamamını yerli kaynaklardan karşıladığını
vurgulayan Saldanlı, Türkiye'de 210 milyar kwh enerji üretiltiğini, bunun
yaklaşık yüzde 60'ının ithal edilen doğalgaz ve kömürden karşıladığını ifade
ederek, şu görüşlere yer verdi:
''Türkiye'de üretilen 210 milyar kwh enerjinin yüzde 60'ı ithal doğalgaz ve
kömürden üretiliyor. Geriye kalanı Allah su verirse, yüzde 15 ile 30 arasında
hidroelektrik santralleri ihtiyacımızı karşılıyor. Şimdi, Almanya gibi zengin
bir ülke boşuna zengin olmuyor, Türkiye gibi bir ülke bana göre boşuna fakir
olmuyor. Türkiye'nin enerji bilançosu, nükleer gibi yeni kaynakları zorunlu
kılıyor. Aksi takdirde elektrik kesintileri kaçınılmaz olacaktır. Ben, ülkenin
enerji sorunlarıyla kafasını yoran birisi olarak diyorum ki, Türkiye'nin nükleer
enerjiye girmesi lazım.''
Bir gazetecinin, ''Nükleer santral kurmaya çalışan müteşebbislere karşı
eylemler yapılıyor. Gelişmiş ülkelerde böyle eylemler yapılmaz iken, Türkiye'de
neden eylem yapılıyor? Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?'' sorusuna Bereket
Enerji Yönetim Kurulu Başkanı Ceyhan Saldanlı, ''Bu santrallerin gerçekleştiği
ülkelerin çoğunda santraller daha önceki yıllarda yapılmış. Çernobil vakası,
Türkiye'de ve dünyada nükleere karşı endişeleri artırmış durumdadır. Dolayısıyla
kitlelerde endişeler yaratıyor. Ancak, çok korkarak yaklaşmaya gerek yok.
Gerekli tedbirleri artık var. ABD, Çin ve Japonya, 2008 yılında petrol
fiyatlarının 145 dolara çıkmasından sonra nükleer enerjiye yatırımlarını
hızlandırdılar. Bugün nükleer enerji yatırımı yapan firmalar, gece gündüz
çalışıyorlar. Çevrecilerin bazı yaklaşımlarına hak vermekle birlikte, bunun
abartıldığını, daha fazla abartılmadan yatırımlara engel olabilecek noktaya
gelmemesi gerektiğini düşünüyorum'' yanıtını verdi.