Restorasyon çalışmaları süren İstanbul Resim ve
Heykel Müzesi’nde bugün açılacak ‘Serginin Sergisi’,
müzenin 20 Eylül 1937’de kuruluşunu müjdeleyen ‘Açılış
Koleksiyonu’ndan 140’ını içeriyor. Osmanlı’dan, dönemin çağdaş
üretimine uzanan 322 kadar yapıtla açılan müze, 72 yıl sonra bu sergiyi
tekrarlayarak tarihe çok önemli bir not düşmüş oluyor.
Mustafa Kemal Atatürk’ün isteğiyle Beşiktaş’ta yer alan Dolmabahçe
Sarayı Veliaht Dairesi binası, o yıllardaki adıyla Güzel
Sanatlar Akademisi yönetiminde bir müze olarak hizmet vermeye başlamış;
ülkenin modern sanattaki atılımının ‘yuva’sı olmuştu. Bugünkü adıyla Mimar Sinan
Güzel Sanatlar Üniversitesi’nin bir parçası olarak, Osmanlı’dan Cumhuriyetin
kuruluşunu izleyen yıllara, üretilen resim ve heykelleri koruyacak, bu
koleksiyonu 12 bin yapıta kadar genişletecek çok önemli bir kuruma sahip
olduğumuzu anımsatıyor bu sergi.
‘Serginin Sergisi’, müzenin onarım çalışmalarının sonuç vermeye başladığına,
bundan böyle daha etkin bir biçimde hizmet vereceğine işaret ediyor. Rölövesi
MSGSÜ tarafından hazırlanan, Milli Saraylar Daire Başkanlığı’na bağlı olarak
yine üniversitenin mimarlık, restorasyon gibi ilgili bölümlerinden uzmanların
denetiminde yürütülen yenileme ve bakım eksiksiz yapılmaya çalışılıyor. Binanın
kurşundan cephe kaplamaları yenileniyor, üst katlar dahil tavan işlemeleri
restore ediliyor, taşıyıcı unsurlar denetleniyor. Hatta, Müze Müdürü
Prof. Ferit Özşen’in deyimiyle, o denli titizler ki duvarların,
üstü yıllar içinde kapanmış katmanları bile belgeleniyor, yine olması gerektiği
gibi.
Geçmiş yıllarda bakımsızlığı ağır eleştirilere konu olan müzede, ilk olarak
2006’da Devlet Planlama Teşkilatı’ndan sorumlu Devlet Bakanı Abdüllatif Şener’in
desteğiyle aktarılan fonla çatı onarılmış, ardından Köksal Toptan’ın onarım
bütçesi oluşturmada destek oluşuyla 2008’de tam anlamıyla onarım
başlatılmıştı.
Müze Müdürü Özşen, 2010 sonuna dek onarımı bitirmek istediklerini,
çalışmaların düşünülenden hızlı gittiğini belirtiyor. Birçok sorun ve tartışmaya
kesin çözüm getirecek olan ayrı bir bütçe için ise geri sayım başlamış; okulun
başvurusu olumlu karşılanmış. Başka önemli tasarıların da hayata geçirilmesi
umuluyor. Dolmabahçe Veliaht Dairesi’ne kurulu bu ‘ilk müzemiz’in varlığı
tartışmasız çok önemli, ancak uzun zamandır istendiği gibi bir başka çağdaş
binaya da kavuşursa bu tasarılar daha da zenginleşecek.
310 yapıt müze dışında...
Bu noktada, binanın kuzey bahçesinde yer alan iki küçük hareket köşkünün
1995’ten bu yana Karadeniz Ekonomik İşbirliği Parlamenter Asamblesi’nin (KEİPA)
hizmetinde olduğunu belirtmek gerekiyor. Bu iki yapı, giriş, ön ve arka bahçe ve
orta bahçeyle birlikte, Atatürk’ün müze olmak üzere bağışladığı bölüm içinde yer
alıyor. Müze bugün deniz tarafı bahçesini, arka bahçeyi kullanamıyor. Giriş ise
KEİPA’nın otoparkı haline getirilmiş.
Müzenin envanter çalışması tamamlanmış; Özşen, tüm yazışmaları ve
belgeleriyle birlikte önemli bir ‘bellek’ oluştuğunu, koleksiyonun da çağdaş
yapıtlarla her gün zenginleştiğini söylüyor. Koleksiyondan yapıtlar ise ilk
olarak 1960’ta, Devlet Güzel Sanatlar Galerileri’ne geçici olarak verilmeleriyle
başka yerlerde sergilenmiş. Bugün, bunlarla birlikte koleksiyondan 310 kadar
yapıt müze dışında ve Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı galerilerde.
Koleksiyonları, nicelik ve nitelik açısından çok önemli; Özşen’e göre, öncü
işlere de imza atmak için yalnızca gerekli olanakların sunulmasına ihtiyaçları
var.
‘Destek partilere bağlı olmamalı’
Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Rektörü Prof. Rahmi
Aksungur şunları söyledi: “İRHM, kurulduğu yıllarda ve İsmet İnönü’nün
cumhurbaşkanlığında destek görmüş. Sonra ihmal edilmiş. Oysa yapılan önemli
işlerin devamının getirilmesi gerekir. 12 bin eserin bugüne gelmesinin sağlayan
Akademi’de ve bugün MSGSÜ’de bu yapıtların doğal bekçileri var.”
“Osmanlı Dönemi’nde İDGSA’nın kurulması, bu müzenin de 1937’de Atatürk
tarafından kurulması büyük bir şans. Buranın idare yapısı düzenlenecek, artık
bir kurulumuz var. Bizim için sanat heyecanı en önemli şey. Kültür ve sanat bir
atılım yaparsa, ülkemiz için çok yararlı olacak. Restorasyon çalışmaları
sürerken müzenin de açık olmasını istiyoruz.”
“Kurulun kararıyla, müzecilik programına başladık, ayrıca sanat eserleri
restorasyon bölümü açılacak. Müze, bu bölümlerin çalışma yeri de olacak. Binanın
Beşiktaş’ta merkezi bir noktada olması ve manevi değeri çok önemli. Devletin bir
kurumu, Türk halkının malı.”
“Toplumun sanatla ilişkisinin gelişmesi için çalışıyoruz, Kültür ve Turizm
Bakanlığı da bunu büyük ölçekte gerçekleştiriyor. Verilen destek hiçbir zaman
partilere bağlı olmamalı. Biz de devletin bir parçası olarak bakanlıkla
ülkemizin sanatı için ortak işler yapmalıyız.”