“Belki Şehre Bir ‘Çılgın’ Gelir, Hadi Gel de Gülümse!”



TMMOB Çevre Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi tarafından hazırlanan “İstanbul Çevre Durum Raporu”; İstanbul özelinde geliştirilen büyük kentsel projelere, hava kirliliğine, deniz kirliliğine, su, atıksu sorununa, katı atık ve enerji konusuna değiniyor.

Rapor, İstanbul genelinde uygulanan ve uygulanması planlanan projelerin mevcut ve olası etkilerine dikkat çekiyor ve “Gelişmiş toplumlarda kentsel sorunlar, yalnızca politikacıların ya da plancıların çözmesi gereken teknik sorunlar olarak değil, demokratik olarak karar verilmesi gereken politik bir yaşam biçimi sorunu olarak görülür” diyor.

Raporun birinci bölümünü oluşturan ‘Kente Dair’ bölümünde; İstanbul’un 1/100.000’lik Çevre Düzeni Planı’ndan Yaşam Kalitesine, TOKİ tarafından geliştirilen projelerden ‘Çılgın Proje’ Kanal İstanbul’a, Avrasya Tüneli Projesinden 3. Köprü Projesine ve 2B arazilerinin parselasyonu için çıkarılan yasal düzenlemeye dair Odanın görüşlerine yer veriyor.

Raporun ikinci bölümde ‘hava kirliliği’nin hızlı nüfus artışı ve plansız büyüme ile birlikte yönetimlerin pek çok alanda izlediği yanlış ve eksik politikaların sonuçlarından sadece biri olduğunu anlatılıyor ve ‘Hava Kalitesi Değerlendirme ve Yönetimi Yönetmeliği’ doğrultusunda gerçekleştirilmesi gereken uygulamalar aktarılıyor. Bu kapsamda İstanbul’un başlıca kirlilik kaynakları olan taşıtlar, sanayi tesisleri ve konutlar ayrı ayrı ele alınıyor ve İstanbul için bu bağlamda yapılması gerekenler sıralanıyor.

Deniz Kirliliği başlığı altında ise Marmara Denizi’nin kirlenme sürecine yer veriliyor ve “Hızla artan endüstriyel faaliyetler ve bu faaliyetler sonucu oluşan atıklar, plansız kentleşme, nüfus artışı ve bunlara bağlı olarak yetersiz kalan kanalizasyon şebekeleri, yetersiz atıksu arıtma tesisleri ve altyapı sistemleri, sanayi tesislerinden yapılan denetim dışı deşarjlar, atıkların depolandığı alanlardan veya kaçak atık dökümlerinden kaynaklanan sızıntı suları, bazı maden işletmelerinin yıkama sularını doğrudan alıcı ortama vermeleri, tersane bölgelerinden ve iskelelerden denize dökülen atıklar(sıvı,katı vb), tarımda yüksek oranda nitrat ve fosfat içeren gübrelerin kullanılması Marmara Denizi?nin kirlenmesine yol açmakta, endüstriyel faaliyetler sonucu oluşan atıksuların, gerekse evsel atıksuların arıtılmadan doğrudan alıcı su ortamlarına verilmesi, alıcı ortamların özümleme kapasitesinin azalmasına ve geri dönülmesi imkânsız kirlenmelere yol açmaktadır” deniliyor.

Su ve Atıksu Sorunu başlığı altında ise ‘Su Havzaları’na ve bu bağlamda Alibeyköy Barajının mevcut durumuna ‘İstanbul’da Gözden Çıkarılan İçmesuyu Havzası: Alibeyköy Barajı’ başlığı altında yer veriliyor. Bu bölümde ayrıca ‘İçmesuyu Arıtma Tesisleri’ne ve ‘Atıksu Arıtma Tesisleri’ne de yer veriliyor.

Katı Atıklar kapsamında ‘Evsel Atık’, ‘Tıbbi Atık’ ve ‘Tehlikeli Atık Sorunu’ ayrı ayrı değerlendiriliyor. Raporun son bölümü olan ‘Enerji’ konusunda ise, “Enerjiden yararlanmak insan hakkıdır. Bu nedenle, enerjinin tüm tüketicilere yeterli, kaliteli, sürekli, düşük maliyetli ve yaşamın sürdürülebilirliği esası ile temiz üretim yöntemleri ile sunulması temel enerji politikası olmalıdır” ibaresine yer veriliyor.

Raporun tamamına ulaşmak için tıklayınız.