Parlak: TMSF İhaleleri İle Çimento Piyasasını Yeniden Yapılandıracağız
Rekabet Kurulu Başkanı Mustafa Parlak, TMSF’nin Uzan çimento fabrikaları için yaptığı ihaleyi, çimento sektörünün yeniden yapılandırılması için bir fırsat olarak gördüklerini söyledi. Rekabet Kurulu, Uzan Grubu’ndan TMSF’ye geçen Lalapaşa, Standart, Bartın, Ladik, Gaziantep, Şanlıurfa, Ergani, Van, Trabzon çimento fabrikalarının ihaleleri onay aşamasında bulunuyor.
Rekabet Kurumu (RK) Başkanı Mustafa Parlak, TMSF’nin gerçekleştirdiği çimento fabrikası ihalelerini önümüzdeki haftadan itibaren kurul gündemine getireceklerini bildirdi. Çimento sektörü rekabet açısından sorunlu olduğu için ihaleler için verecekleri kararlarla piyasayı yeniden yapılandırmak istediklerini belirten Parlak, TMSF’nin kendilerine her ihaleden ikişer şirket için yazı gönderdiğini kaydetti. Sık sık soruşturma konusu olan sektörde rekabete aykırı durum oluşmasına izin veremeyeceklerini kaydeden Parlak, gönderilen iki şirkete onay çıkmaması durumunda, TMSF’nin ihaleyi iptal etmesi gerekmediğini, üç ve dördüncü şirketler için RK’ya başvurabileceğini bildirdi. Parlak, Uzan Grubu’ndan TMSF’ye geçen Lalapaşa, Standart, Bartın, Ladik, Gaziantep, Şanlıurfa, Ergani, Van, Trabzon çimento fabrikalarının ihalelerinin RK’dan onayı aşamasını Hürriyet’e değerlendirdi. Parlak’ın açıklamaları şöyle:
İki - üç oturum yapılacak:
Çimentolarla ilgili kararlara önümüzdeki hafta başlanabilir. Arkadaşlarımız cumartesi-pazar bile çalışıyorlar. Çimentoda değerlendirme Türkiye pazarı olarak alınmıyor; bir de genel değerlendirme yapılıyor. Türkiye’deki yoğunlaşmalar dikkate alınıyor, aynı zamanda da çimentonun niteliği gereği kendi dar pazarları içerisinde değerlendirme yapılıyor. Bunlar oldukça hassas analizleri gerektiren değerlendirmeler. Hem birçok bilgiyi hem de bu bilgilere dayalı analiz gerektiren değerlendirmeler, bu bakımdan biraz zaman aldı. Dokuz fabrika olunca da süre uzadı. Önümüzdeki haftadan itibaren bu çalışmalar bitiyor ve kurulun gündemine gelecek. Bunlar iki veya üç kurul toplantısında görüşülebilir. Görüşmedeki öncelik, hangi dosya önce bittiyse ona göre belirlenecek.
Duurp dururken sorun yaratmayız:
Bu aşamada bazı bölgeleri sorunlu olarak adlandırmanın çok doğru olmadığını düşünüyorum. Çünkü ilk bakışta gözüktüğü gibi olmayabiliyor. Tam teknik değerlendirmeler, teknik dairenin raporunda ifade edilmiş olacak. Bu rapor tamamlandıktan sonra kurul tarafından değerlendirilecek. Sadece en yüksek teklifi değil bize bildirilen tüm teklifleri değerlendiriyoruz. Burda üzerinde durduğumuz, meydana gelen yoğunlamanın rekabeti ne ölçüde etkilediğidir. Bir yoğunlaşma meydana gelebilir ama meydana gelen yoğunlaşma rekabeti olumsuz yönde etkileyecekse izin vermeyiz, ama rekabeti olumsuz etkileyecek herhangi bir durum yoksa, durum dururken engel çıkaracak halimiz yok.
Bir - iki olmazsa diğerleri olabilir:
En yüksek iki teklife de verilemeyecek bir durum olduğu taktirde TMSF ya ihaleyi yeniden yapar ya da üç veya dördüncüyü bize bildirir. Çimentoyla ilgili bütün kamuoyu da biliyor ki RK’nın en çok ilgilendiği sektörlerden birisi. RK bu ilgiyi kasıtlı olarak değil bu sektördeki sorun nedeniyle göstermekte olduğundan. Çimento ürünün niteliği gereği yalnız Türkiye’de değil, dünyanın her yerinde de rekabet kurumları ile başı dertte olan bir sektör. Ürün homojen oldugu için. Fiyat yükselmeleri veya bilgi paylaşımları biraz da işin tabiatı gereği olmakta. Çimentoda farklı çimento fabrikalarının farklı kalitede ürün üretmek suretiyle yarışmaları mümkün değil. Hem kalite bakımından homojen hem de nakliyesinin ürün fiyatı içindeki maliyette önemli bir payı var. Bu da tabii yakın bölgelerle uzak bölgeler arasındaki fiyat farkını ortaya çıkarıyor. Doğal olarak her çimento fabrikası kendi bölgesini doğal hinterland olarak belirlemek zorunda kalıyor. Bu durumda da sanki bir bakıma anlaşmalı olarak bölge paylaşılması ile hinterland edinme birbirine giriyor, ayırmak önemli.
Cezalar tahsil edilemiyor:
RK bu sektörü yakından izliyor, ihlaller olmuştur. RK buna ceza da vermiştir. Ne ölçüde etkili olmuş o ayrı bir mesele. Yüksek yargıdaki yürütmeyi durdurma gibi şeylerden dolayı bugüne kadar çimento setktörüne verdiğimiz cezaların hemen hiçbiri tahsil edilememiştir. Türkiye’deki kanaatin ortadan kalkması lazım. ‘Ne olursa olsun bir yolu bulunur’ düşüncesinin kimsede olmaması gerekli. Bir otorite düzeltmek için karar verdiyse bunun bir şekilde uygulanması ve vazgeçilmesinin sağlanması gerekir diye düşünüyoruz. Yoksa RK teşebbüsler zor durumda kalsın diye oluşturulmuş bir kurum değildir.
Çimentoların Uzanlar’ın elinde olmasından iyidir
Daha önce tek elde olan fabrikaların TMSF ihaleleri ile çok sayıda şirkete dağılmasının rekabete etkisini Parlak şöyle değerlendirdi: ‘Mutlaka fazla sayıda atörün sektörde bulunması mutlaka daha rekabetçi bir yapı yaratabilir. Ama bu demek değildir ki bir sektörde az sayıda rakibin olması rekabeti tamamen önler. Rekabetin kendine özgü koşulları var. Bazan çok sayıda firma olduğu taktirde de rekabet sağlanmayabilir. İhaleleri değerlendirirken, pazarın yapısında bozukluk gördüğümüz taktirde, ihaleler için alacağımız kararları pazarı yeniden biçimlendirme fırsatı olarak kullanabiliriz. Bu sektörde bir kalıcı bir düzenleme çabası içindeyiz, standart çıkış fiyatı düzenlemesi. Buna sektörle konuşup karar vereceğiz. İnşaat sanayicilerinin rekabet olmadığı için çimento fiyatlarının yüksek olduğu, son ihalelerden sonra daha da artacağı eleştirisini değerlendirirsek; Avrupa’daki fiyatın üzerinde değil, onun altında bir fiyat. Avrupa fiyatlarını geçti, diyorlar ama doğru söylemiyorlar. Ama şunu da itiraf etmek lazım; daha önce Avrupa fiyatlarından çok daha düşüktü. Şimdi Avrupa fiyatlarına yaklaşıyor ama Avrupa’yı geçeceğini düşünmüyorum.