Başkentin merkezine yaklaşık 20 kilometre uzaklıktaki Beytepe Köyü, yıllardır süren "imar inatlaşması"nın kurbanı. Anakent Belediyesi'nin kendilerini kuşaklardır yerleşik oldukları köyden uzaklaştırarak, Dikmen, Kayaş ya da Mamak'a yerleştirmek istediğini söyleyen köylüler, buna karşı çıktıkları için yıllardır köyün imar dışı bırakıldığına dikkat çekiyor. Köyün sağlık ocağı AKP hükümetinin politikaları nedeniyle "atıl" halde, AKP'li Anakent Belediyesi nedeniyle de su yetersiz, yollar bakımsız, tarım ve hayvancılık yapılması yasak... Beytepeliler ise tepkili: "Üvey evlat muamelesi görüyoruz."
Eski adıyla Lodumlu, bugünkü adıyla Beytepe Köyü'nün geçmişi asırlar öncesine dayanıyor. Köyün tarihine, 1212 yılından kalma çeşmesi tanıklık ederken, bölgeye ilk yerleşimin çok daha eskilere uzandığı belirtiliyor. Kent merkezine yaklaşık 20 km. uzağındaki Beytepe Köyü'nde oturanların hiçbiri göç ederek gelmemiş. Beytepeliler, kuşaklar öncesinden kalan ve aile mirası olarak kabul ettikleri köyde doğmuş, büyümüş... Köyde 100 civarında hanede 600 - 700 kadar yurttaş yaşıyor. Sapılan her sokak ya da caddede bir şehidin adı var. Beytepeliler, Kurtuluş Savaşı'ndan bu yana köyün yüzlerce şehit verdiğini gururla vurguluyor. Bugün ise köyü terketmeye zorlandıklarını üzülerek ve kızarak anlatıyor.
Yusuf Demirbilek , bahçesinde oynayarak büyüdükleri evlerde "işgalci" muamelesi gördüklerini belirterek, "Belediye bize buradan gidin diyor. Ben 6 yaşında burada oynuyordum, 60 yaşındayım burası var. Bizim ecdadımız buralı. Gecekonducu, işgalci, göçle gelen değil, köyün sahibiyiz" diyor. Beytepe'nin sıkıntılarını sıralarken, "Elektrik ile telefon hariç hiçbir şeyimiz düzgün değil" diyen Demirbilek, "Köyün girişine 500 metre uzağa kadar gelen otobüs ve dolmuşlar buraya uğramadan gidiyor. Gün içinde iki kez otobüs geliyor. O da sabah erkenden ve akşam. Köyün suyunun dağıtıldığı bir şebekemiz var ama yetmiyor. Sık sık sular kesiliyor" bilgisini veriyor. Demirbilek, köyün altyapısını kendi olanakları ile yaptırdıklarını ve bir tek bağlı oldukları ilçe olan Çankaya Beledeyisi'nden çöp toplama hizmeti aldıklarını anlatırken, yolların kazılarak bozulduğunu ve yenilenmediğini belirtiyor.
Köyün içindeki yeni ve bakımlı yapıları kendi olanaklarıyla inşa ettiklerini, imar girmediği için daha fazlasına dokunamadıklarını anlatan Yusuf Demirbilek, "Biz devlet hep başımızda olsun, dört dörtlük hizmet getirsin istemiyoruz. Ama bizim elimizi kolumuzu da bağlamasınlar. Ne kendileri yapıyorlar ne de bize yaptırıyorlar. Buralar mezbelelik hale geldi" diyor. Demirbilek tepkili: "İşgalci değiliz, burayı zaptetmedik, ezelden beri buralıyız. Ama bize üvey evlat muamelesi yapılıyor."
'Oy çıkmıyor' yaklaşımı
Konuştuğumuz tüm köy sakinleri Beytepe'nin "imar kurbanı" olduğu görüşünde birleşirken, Mustafa Aydın sorunun Demokrat Parti iktidarı dönemine kadar dayandığına işaret ediyor. O dönemde "oy çıkmıyor" diye imar dışı bırakılan köyün arazisinden 70 dönümün ise Bilkent Üniversitesi'nin kuruluşu sırasında, üniversite yerleşkesi için alındığını ama alınan araziye konut yapılıp satıldığını söylüyor. Önlerine sürülen kentsel dönüşüm projesi ile şimdi de Anakent Belediyesi'nin köyü boşaltmak istediğini anlatan Aydın, "Buradan gidin size Dikmen'in arkasından, Kayaş, Mamak yolundan ev verelim diyorlar. Buraya da çokkatlı binalar yapıp satacaklar. Beytepe Köyü'nde büyük bir rant var, biz bunun farkındayız ama burası bizim kuşaklardır yaşadığımız yer, neden gidelim" diye soruyor.
'1984'te aldığımız tapular kabul edilmiyor'
Bir başka köy sakini Tayyar Aydın da 1984'te o dönemin parasıyla 2 bin lira ödeyerek tapu tahsis belgesi aldıklarını, makbuzları hâlâ sakladıklarını söylerken, ekliyor: "Şimdi bunları geçerli saymıyorlar, kabul etmiyorlar." Köyde daha önce tarım ve hayvancılık yapıldığını ama Anakent Belediyesi'nin getirdiği yasak nedeniyle ne ahır, kümes ne de tarla, bahçe kalmadığını vurgulayan Tayyar Aydın, "Bir arkadaşımız dava açıp 850 dönümü imardan geçirmişti. Ama Anakent, kararı bozdurdu, şimdi beklemede. 10'dan fazla kooperatif var burada, hiçbiri hiçbir şey yapamıyor. Anakent Belediyesi'nin inadının kurbanı oluyoruz, cezasını biz çekiyoruz" diyor.
Köyün sağlık ocağı ise AKP'nin politikalarının eseri olarak "atıl" halde. Beytepelilerin yanı sıra Bilkent'te oturan yurttaşların da yararlandığı Beytepe Sağlık Ocağı, Sağlık Bakanlığı'nın geçici görevlendirme uygulaması nedeniyle 8 aydır hemşiresiz, personelsiz sadece 2 doktorla hizmet vermeye çalışıyor. Kir içinde, elemansız, hiçbir tetkik ve tahlil yapılamayan koşullarda kapısını açıp kapatan kuruluştaki hemşireler, geçici görevlendirme ile Beytepe'de oturmalarına karşın evlerine çok uzak semtlere gönderildikleri ve çareyi tayin yaptırmakta buldukları için, sağlık ocağı hemşiresiz kaldı. Başka semtlerden gönderilen hemşireler ve diğer sağlık personeli ise yer çok uzak olduğu için kısa süre sonra gitti.
Daha önce kan alınan, tetkik, pansuman ve iğne yapılan, tüm muayene işlemlerinin nitelikli şekilde yürütüldüğü sağlık ocağında, şimdi mecburi ve acil durumlar dışında doktorlar hizmet veremiyor. Araç - gereçler temizlenemiyor. Sağlık ocağının içi de temizlenmediği için steril olmayan bir ortamda sağlık hizmeti sunulmaya çalışılıyor.