Başına Güneş Geçince Buluş Yapan Çılgın Türk, Dünyayı Güneşle Soğutacak
Onlarca şirketten daha çok ciro yapmasına rağmen kendini işadamından çok
bilim insanı olarak tanıtıyor. Time Dergisi tarafından çevre kahramanı seçilmiş,
‘dünya enerji oscar’ı almış, haftasonları ve tatillerinde ek iş yaparak kendi
şirketini kurmuş Doktor Ahmet Lokurlu. Şimdi güneş enerjisiyle
ısıtma ve soğutma yapabilen sistemi kuran tek şirket olan Solitem’in sahibi ve
CEO’su.
Lokurlu’nun buluşu sayesinde dünyada ilk kez kurumlar güneş enerjisini sadece
ısınma için değil soğutma alanında da kullanabiliyor. Oteller, yiyecek üretim
te-sisleri ve içki fabrikaları, güneşin ısıtıcı ve soğutucu enerjisinin yanında
basınçlı buharı da kullanıp üretim sürecinde devreye alabiliyor. Süpermarketler
ve alışveriş merkezleri, güneş enerjisini kışın ısıtma, yazın soğutmada
kullanabiliyor.
Lokurlu’nun gülerek anlattığı işin başlangıç hikâyesi de çok ilginç. 1994’te
Türkiye’de güneyde tatil yaparken aklına gelmiş. Aslında hikâyesi yer çekimini
keşfeden İngiliz fizikçi Isaac Newton’unkine benziyor. Kafasına elma düştüğünde
yer çekimini farkeden Newton gibi güneş enerjisini, başına güneş geçtiğinde
kullanmayı düşünmüş. “Cildim de çok hassastı ve birkaç gün sadece soğumayı ve
soğuk ortamlarda bulunmayı düşündüm” diyen Lokurlu, sonunda güneşin sıcaklığını
lehine kullanmayı başarmış. Almanya’ya döner dönmez laboratuvarda çalışmalara
başlayan Lokurlu, 1998’de küçük bir makine ile simülasyonu tamamlamış.
Maaşını çalışanlara verdi
Hafta sonu ve tatil günlerinde Türkiye’ye gelmeyip Almanya’da bir şirkete
danışmanlık yaparak 11 bin 700 mark kazanan Lokurlu, kendi limited şirketini
kurmuş. Çalıştığı şirketteki maaşını kendi küçük şirketindeki sekreter ve iki
çalışanına vermeye başlayan Lokurlu, 2006’ya kadar adım adım büyüyen şirketini
sonunda Ankara’ya taşıyıp montaj fabrikasıyla hayalini gerçeğe dönüştürmüş.
Lokurlu şimdi robotlarla ürettiği parabol şeklindeki güneş enerjisi panellerini
ve sistemi yurtdışına ihraç ediyor. Lokurlu, dünyada başka hiçbir ülkede
bulunmayan yeni fabrikayı eylül ayında Avrupa Birliği, Almanya ve Türkiye’den
ilgili bakanların katılımıyla açacak.
MAN yüzde 20’sine ortak
Solitem, Bayer, Vaillant ve 3M gibi dev şirketlerle teknoloji alanında ortak
çalışıyor. Solitem’e İsviçreli bir şirket yüzde 15, MAN ise yüzde 20 ortak.
Lokurlu’nun icadi olan sistem şimdiye kadar Türkiye, Kıbrıs, Fas, Ürdün ve
Almanya’da kuruldu. Şimdi Meksika’da yeni bir sistem kurulurken Brezilya’dan da
bir sipariş var. Türkiye’de Iber Hotel Sarıgerme’de, Antalya Metro markette,
Fritolay fabrikasında, Fas’ta bir hastane ve Ürdün’de Movenpick otelde
kullanılıyor. Meksika bir markete kurarken Brezilya’da gıda üreticisi için
uygulanacak. Lokurlu, sistemin şimdilik sadece büyük kurumlarda kullanıldığını
konutlarda büyük verimlilik alamadıklarını ekliyor.
Japonya’dan görmeye geliyorlar
Lokurlu, Ankara’da parabol güneş enerjisi sistemi panel fabrikasını kurmak
için iki yıl çalıştıklarını anlatıyor. Üç ülkede 50 kişi çalıştıran Solitem’in
Türkiye’deki çalışan sayısı 30. Daha önce montaj yapılan fabrikada artık her şey
robotlarla Türkiye’de üretilecek. Ankara’dan da tüm dünyaya ihracat yapılacak.
Lokurlu, bu yıl 10 milyon avro olan cironun 2011’de 30 milyon avroya çıkacağını
ve eskiden günde 2-3 kollektör üretirken bu sayının 50’ye ulaşacağını
vurguluyor. Böyle bir fabrika ve teknolojinin dünyada hiçbir ülkede
bulunmadığını ifaden eden Lokurlu, “ABD ve Hindistan’da da ortak yatırımlarla
fabrika kurabiliriz. ABD ve Japonya’dan bile fabrikamızı görmeye geliyorlar”
diyor.
‘Dünya insanları taşıyamıyor’
Lokurlu’nun verdiği rakamları duyunca turist olarak gezme fikri bile
kendinizi kötü hissetmenize yetiyor. Bir yılda 922 milyon turist dünyada yer
değiştiriyor. 2020 yılında bu rakamın 1.6 milyar kişiye çıkması bekleniyor.
Lokurlu, bir turistin uçak, yol, yakıt gibi giderlerinin tam 4.5 ton
karbondioksit salımına neden olduğunu üzülerek söylüyor ve “Dünya artık
insanları taşıyamıyor” diyor.
20 yıl ömrü var
Lokurlu, icadı olan sistemin en çok otellerde yaygın olarak
kullanılabileceğini vurguluyor. Artık oteller için çevrenin çok önemli olduğunu
anlatan Lokurlu sistemlerinin avantajını şöyle anlatıyor:
“Hepsinde deniz, havuz ve yatak var. Oteller ayrıcalık oluşturmaya çalışıyor.
Bunun başında enerji ve çevrecilik geliyor. Güneş enerjisiyle çalışan soğutma ve
ısıtma sistemimiz 100-150 yataklı 4 yada 5 yıldızlı oteller için çok uygun.
Kurduğumuz sistem otelin yazın tüm oda soğutma (klima) sistemiyle kışın sıcak su
ihtiyacını karşılıyor. Bu tür bir otelin yıllık enerji ihtiyacı 1-1.5 Megawatt.
Sistemimizin maliyeti böyle bir otel için 2.5 milyon avro. Güneş panellerinin
kurulması için 4 bin metrekare boş alana ihtiyaç var. Bunu otelin çatısında ya
da otoparklarının üzerine kurabiliyoruz. İlk yıl 450 bin avro tasarruf yapılıyor
ve toplamda 5 yıl içinde kendini amorti ediyor. 15 yıllık garanti veriyoruz
ancak 20 yıl kullanılabiliyor.”
Ahmet Lokurlu bu sistemin otelin tüm ihtiyaçlarını elektrik ya da doğalgaz
harcamadan sağladığı için yılda 4 bin ton karbondioksit salımının önüne
geçtiğini de önemle vurguluyor.
‘Sıcaklık hızla artıyor’
Lokurlu, dünyanın en pahalı enerjisini kullanan ülkenin yine Türkiye olduğunu
söylüyor. Lokurlu’nun verdiği bilgiye göre listelerde Malta ve Kıbrıs gibi
adaların ardından enerjide hep en pahalı ülke Türkiye, İtalya ve İspanya. “En
ucuz enerji tasarruf edilen enerjidir” diyen Lokurlu, akla gelmeyecek konularla
enerjiden büyük tasarruflar yapılabileceğini savunuyor. Lokurlu yaptıkları işte
dışarıyla içerideki sıcaklık farkını birbirine bağladıklarını söylüyor. İç ortam
sıcaklığı için ideal derecenin 24 olduğunu anlatan Lokurlu, “İki derecelik fark
ile yüzde 5.4 enerji tasarrufu yapılabiliyor. Kurduğumuz sistemle küçük
detaylarla yüzde 15’e kadar enerji tasarrufu sağlıyoruz” diye konuşuyor.
Güneş panellerini son 10 yıllık güneş değerlerine göre sistem kurduklarını
belirten Lokurlu, özellikle son üç yılda korkutacak düzeyde sıcaklık artışı
olduğunu gördüklerini söyleyip ekliyor: “Güneş ne kadar fazlaysa soğutma
ihtiyacı da o kadar artıyor. Ama işin iyi tarafı biz de o kadar fazla enerji
üretebiliyoruz.”
Çin’in ilginç taktiği
Lokurlu Çin’deki bir serbest bölgede kendilerine ücretsiz bir yer teklif
edildiğini ve ülkenin taktiğini o gün nasıl çözdüğünü şöyle anlatıyor: “Bir ödül
için Çin’e gitmiştim. Bilmediğim bir bölgesinde yer gösterdiler. Üzerine işçi
giderlerinin yarısını ödeyeceğini söylediler. Çeviri hatası sandım. Bir teşvik
listesi verdiler inanamadık. Mantık bu ama. Önce sizi böyle avlıyorlar ardından
iki yıl içinde siz üretime geçmeden birileri sizin yaptığınız şeyi üretmeye
başlıyor bile...”
Nükleeri yıkmak daha zor
Lokurlu nükleer santrallarının ülkeler için büyük sorun olduğunu da söylüyor.
Bu sözünü de şu sözlerle destekliyor: “Tüm dünyada 440 nükleer santral
kurulu. Ancak bunlar kullanılan enerjinin sadece yüzde 5’ini karşılıyor. Santral
kurmak kolay asıl zor olan sökmek. Kurmak için 4 milyar dolar harcanırken iptal
etmek için 8 milyar dolar gidiyor. Üstelik atıkların herbirini temizlemek ve
yıllarca koruyacak sistemler kurmak gerekiyor.”
‘Enerji Oscar’lı çevre kahramanı
Dr. Ahmet Lokurlu, 2004’te ‘Enerji Oscar’ı olarak bilinen Küresel Enerji
Ödülü’nü aldı. Dünya kamuoyunda büyük ilgi gören sistem ayrıca Avrupa Güneş
Enerjisi Ödülü, Dünya Küresel Enerji Ödülü, Küresel 100 Eco-Tech Ödülü,
Harikalar Dünyası Ödülü gibi birçok ödüle de layık görüldü. Lokurlu ayrıca
2005’te Almanya’nın ‘en yaratıcı kişisi’ unvanına da sahip oldu. 1963 Kars
doğumlu olan Ahmet Lokurlu, 1987’de Erciyes Üniversitesi Makine Mühendisliği
Bölümü’nden mezun oldu. Ardından 1993 yılında Essen Üniversitesi’nde Enerji ve
Proses Mühendisliği Bölümü’nü bitirdi.
1998’de Essen Üniversitesi’nde yakıt hücreleri konusunda doktorasını yapan
Lokurlu, 2007’de Time Dergisi tarafından Dünyanın Küresel Çevre Kahramanı
ödülünü de almıştı. Bu ödülü daha önce alan kişilerin arasında Prens Charles,
Angela Merkel, Mikhail Gorbaçov ve Al Gore gibi dünyaya yön veren ünlü isimler
de var.
Fırtınada kendini temizliyor
Lokurlu, güneş enerjisiyle soğutma sisteminin Akdeniz ülkeleri için çok uygun
olduğunu söylüyor. Ancak en büyük sorun Arap ülkelerinde kum fırtınası ve
kıyı bölgelerindeki nemin fazla olması. Güneş panellerinin temiz olması
gerekiyor. Bunun için kendini temizleyen bir sistem yapmışlar. Güneş panelleri
temizliğe kendisi karar veriyor. Yüzey kirlenince verim düştüğü için bunu
algılıyor ve yıkama yapıyor. Ardından kendini basınçlı havayla kurutuyor.
Rüzgârın 60 km/saat’i geçtiği durumlarda da otomatik olarak katlanarak
kapanıyor. Tüm bu kötü şartlar için laboratuvar ortamında uzun ve uğraşlı
testler yapılmış.
Otomobilde verim yüzde 14’e iniyor
En güvenilir ve sonsuz enerji kaynağının güneş olduğunu söyleyen Dr. Ahmet
Lokurlu, petrolden yola çıkarak enerji verimliliğiyle ilgili şu örneği veriyor:
“Petrol kuyudan çıktıktan sonra borularla ülkelere dağıtılıyor. Nakliye
sırasında verimlilik yüzde 70’e düşüyor. Otomobiller çalıştığında hareket
ederken de enerjinin sadece yüzde 20’si kullanılıyor. Yani petrol kuyudan çıkıp
otomobili hareket ettirene kadar verimlilik yüzde 14’e iniyor. İçinde bir kişi
olduğunu ve ağırlığını da eklersek verimlilik bir kişi için yüzde 1.2’ye iniyor.
Aynı yollarda kullanıyorsak ve A noktasından B noktasına gidiyorsak otomobilin
büyük ya da küçük olması önemli değil. 5 litre yakan araç da 15 litre yakan araç
da aynı yere gidiyor. Herkes bu duyarlılığa sahip olmalı.”