Kalkavan ailesine kiralanan ve 2008'den bugüne
baştan başa restorasyon geçiren tarihi Pera Palas oteli
26 Eylül 2010 Cumartesi günü Başbakan Recep Tayyip Erdoğan,
Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay ve Devlet Bakan AB
Başmüzakerecisi Egemen Bağış'ın katılımıyla
açıldı.
Otelin giriş kapısındaki temsili kurdeleyi kesen Başbakan Erdoğan,
konuşmasında otelin tarihiyle ilgili bilgiler verdi. Mustafa Kemal Atatürk’ün
kurtuluş çalışmalarını burada yaptığını, ilk asansörün İstanbul’a Pera Palas
Oteli’yle geldiğini anımsatan Başbakan Erdoğan, otelin turizm dünyasına hayırlı
olmasını diledi. Başbakan ve bakanlar kurdele kesiminin ardından Atatürk'ün 101
numaralı Müze Odası'nı da gezdiler, Başbakan çıkışta otelin defterini imzaladı.
Açılışa Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan, Kalkavan ailesi ve
konukları katıldı. Otelin bu yılki 29 Ekim kutlamalarında Balo düzenlenmesi
bekleniyor.
Pera Palas'ın Tarihçesi
19. yüzyıl başlarında gelişen teknoloji ile ulaşım imkanları artınca,
dünyanın göz bebeği olan kentin büyülü kimliği, yavaş yavaş keşfedilmeye
başlandı. Boğaz sırtlarındaki erguvanları, Mimar Sinan'ın eserlerini, 40 dilin
konuşulduğu İstanbul sokaklarını görmeye gelen konukları rahat ettirmek için,
önce mütevazı pansiyonlar açıldı.
Dünyaca ünlü Orient Express, doğudaki son durağı olarak İstanbul'u seçtiği
yıllarda yolcularının alışkın oldukları üst düzey standartları sunabilecek bir
otel henüz yoktu. Ancak kısa süre sonra, kuruluşu için ilk çalışmaların 1892
yılında başladığı ve açılış balosunun da 1895 yılında yapıldığı Tepebaşı'ndaki
Pera Palace Hotel, bu boşluğu doldurdu.
Kente birçok eser kazandıran mimar Alexander Vallaury'nin tasarladığı Pera
Palace Hotel, oryantalist, art nouveau ve neo-klasik tarzların bir arada
kullanıldığı mimarisiyle, İstanbul'un en ihtişamlı yapılarından biri olarak
başladı yaşamına.
Birçok ilkleri barındıran Pera Palace Hotel, Osmanlı sarayları dışında
elektriğin verildiği, kentin karanlığını aydınlatan ilk ve tek binaydı. İlk
elektrikli asansör de Pera Palace Hotel'deydi. İngiliz yazar Daniel Farson, bu
asansörü şöyle anlatıyordu; "Dökme demir ve ahşaptan yapılmış dünyanın en güzel
asansörüdür. Bu asansör reverans yapan bir kadın gibi yükselir. Turistler
gözlerini bu müthiş sevimli ve aristokrat asansörden ayıramazlar."
Dönemin tek akar sıcak suya sahip banyoları da, Pera Palace Hotel
misafirlerine sunulan bir ayrıcalıktı. İhtişamlı avizelerin aydınlattığı yüksek
tavanlı geniş salonları boş kalmıyor, unutulmaz çay ve dans partilerine ev
sahipliği yapıyordu.
İstanbul kent kültürünün yüz yılı aşkın süredir en değerli simgelerinden biri
olan Pera Palace Hotel, II. Meşrutiyet'in ilanı, I. Dünya Savaşı, İstanbul'un
işgali, Kurtuluş Savaşı, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşu ve II. Dünya Savaşı
gibi, hem Türkiye'nin hem de dünyanın tarihini değiştiren birçok önemli olayın
da vakur ve sessiz tanığı oldu.