Barajlar Doğal Hayatı Değiştiriyor



Doğa Derneği, baraj inşaatlarını Türkiye’deki doğal yaşam üzerindeki en büyük tehditlerden biri olarak görüyor. Derneğin yaptığı araştırmaya göre, doğal değeri yüksek mekanlarda en büyük alan kaybına sebep olacak projelerin başında beş baraj projesi yer alıyor. Derneğe göre, projelerin, telafisi mümkün olmayan sorunlar oluşturmaması için yeniden planlanması ve olumsuz etkileri giderilemediği takdirde iptal edilmesi gerekiyor.

Doğa Derneği’nin yaptığı çalışmada, Türkiye’deki doğal değeri yüksek 305 alanla, Devlet Su İşleri (DSİ) tarafından yapımı planlanan 561 baraj arasındaki ilişki araştırıldı. Araştırma sonuçlarına göre, her iki doğal değeri yüksek alandan yaklaşık biri (305 alanın 148’i) planlanan baraj inşaatlarından olumsuz etkilenecek. Alanların 66’sı barajlardan doğrudan etkilenirken, 55’i dolaylı, 27 alan ise barajların hem doğrudan hem de dolaylı olumsuz etkileri ile karşı karşıya gelecek. Doğrudan etkilenecek alanların 185 bin hektarının tümüyle baraj suları altında kalması bekleniyor. Dolaylı etkilenecek alanlar ise kendilerini besleyen su kaynaklarının barajlarda tutulması nedeniyle susuzluk tehlikesiyle karşı karşıya gelecek.

Baraj inşaatlarından olumsuz yönde etkilenecek doğal alanlar en çok Akdeniz, Doğu Anadolu ve Marmara bölgelerinde yer alıyor. Türkiye’nin bitki türleri açısından en zengin bölgesi Akdeniz’deki 74 doğal değeri yüksek alanın 43’ü, barajların doğrudan veya dolaylı etkisi altında kalacak.

Derneğin yaptığı çalışmaya göre, doğal değeri yüksek alanlarda en büyük alan kaybına neden olacak beş baraj projesiyle ilgili şu görüşlere yer veriliyor:

Ilısu Barajı: Dicle Nehri üzerindeki Ilısu projesi, toplamda yaklaşık 27 bin hektarlık bir alanı su altında bırakacak. Proje tamamlanırsa beş doğal değeri yüksek alanı birden etkileyecek (Bismil Ovası, Dicle Vadisi, Küpeli Dağları, Cizre Silopi Taşkınları ve Eruh Dağları) ve dünyada sadece Eruh Dağları’nda yaşayan verbascum globiferum isimli canlı türünün yok olmasına sebep olacak.

Kayraktepe Barajı: Göksu Nehri üzerine yapılmak istenen baraj, Göksu Vadisi’ni ve Ermenek Vadisi’nin geniş bir bölümünü su altında bırakacak. Proje gerçekleştirildiği takdirde, 16 endemik bitki türü ve bir endemik sürüngen türünün de içinde bulunduğu toplam 33 canlı türü tehlike altına girecek.

Ermenek Barajı: Göksu üzerindeki Ermenek Vadisi’nin 6 bin 500 hektarı bu proje ile sular altında kalacak. Tüm dünyada sadece burada yaşayan verbascum leuconeurum isimli bitki türü barajın su tutmasıyla yok olacak. Barajla birlikte Ermenek bölgesinde yaşayan 123 bitki ve hayvan türü daha nesli tükenme tehlikesiyle karşılaşacak.

Yusufeli ve Güllübağ barajları: Çoruh Nehri üzerine yapılacak olan baraj, toplam 133 canlı türü için uluslararası öneme sahip olan Çoruh Vadisi’nin 5 bin 535 hektarlık bir alanını su altında bırakacak. Güllübağ projesi de Çoruh Vadisi’nin yaklaşık 2 bin 200 hektarlık bir alanını su altında bırakırken, nesli tehlike altında olan iki endemik bitkinin de yok olmasına sebep olacak.

Dipni Barajı: 32 bitki ve hayvan türünün yaşadığı Güneydoğu Toros eşiğinin 4 bin 900 hektarı bu proje sonucunda su altında kalacak.

Barajların tabiata etkilerinin Türkiye’de ve tüm dünyada göz ardı edildiğini savunan Dernek Müdürü Güven Eken, “Damarlarda meydana gelen bir tıkanma kan dolaşımını nasıl durdurursa, barajlar da doğanın can damarları olan akarsuları durduruyor.” dedi. Eken, önü baraj setleri ile kesilen akarsuların taşıdığı suyun azalmasıyla vadileri boyunca uzanan alanların beslenemediğini bildirdi.