Green European Foundation’un düzenlediği “Greenning
the Balkan Economies” Konferansı Makedonya’nın başkenti
Üsküp’te gerçekleşti. The Green East-West Dialogue’un
desteklediği ve Democratic Renewal of Macedonia Partisi’nin
evsahipliğini yaptığı konferansta, Balkanlar’da yeşil
ekonominin hangi ortak politikalarla hayata geçirilebileceği ve
yenilenebilir enerji, enerji verimliliği, tarım ve
turizm alanlarında altyapı, mevzuat ve farkındalık konusunda
neler yapılabileceği tartışıldı.
3 gün süren konferansa Avrupa Parlamentosu Yeşil Parti milletvekilleri, UNDP
temsilcileri,15 ülkeden yeşil parti ve çevre hareketi temsilcileri, Democratic
Renewal of Macedonia Partisi yetkilileri, Makedon Tarım Bakanlığı ve Enerji
Ajansı’ndan yetkililer, Balkan ülkeleri üniversitelerinden öğretim üyeleri, AB
temsilcileri, organik tarım ve turizm dernekleri temsilcilerinden oluşan 200
kişilik bir grup katıldı. Konferans, 2009 yılında Selanik’teki Balkan Yeşilleri
Konferansı, 2010 Ekim ayında Heinrich Böll Hırvatistan Ofisi tarafından
düzenlenen ‘Business as Unusual’ ve Bulgaristan’daki ‘Yeşil İşler’
Konferanslarının devamı niteliğinde düzenlendi. Türkiye, Yeşiller Partisi Dış
İlişkiler Koordinatörü ve İTÜ öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Ahmet Atıl Aşıcı ile
Bahçeşehir Üniversitesi Ekonomik ve Toplumsal Araştırmalar Merkezi’nden
araştırma görevlisi Barış Gençer Baykan tarafından temsil edildi.
1929’daki ekonomik bunalımının ardından ABD’de Roosevelt tarafından uygulanan
New Deal (Yeni Düzen) programına atıfla 2008’de yaşanan ekonomik ve ekolojik
krize bir cevap olarak Yeşil Yeni Düzen kavramı ortaya atılmıştı. Birleşmiş
Milletler Çevre Programı (UNEP) tarafından yayınlanan ‘Yeşil Yeni Düzen’ raporu
tartışmayı uluslararası toplumun gündemine taşımıştı. Konferansta 20 yıl gibi
bir sürede Sovyetler Birliği’nin yıkılması, pazar ekonomisine geçiş ve Avrupa
Birliği üyeliği süreçlerinden geçen Balkan ülkeleri için Yeşil Yeni Düzen’in
uygulanabilirliği tartışıldı.
Balkanlar yenilenebilir enerjide çok geride
Konferans çerçevesinde “Avrupa Yeşilleri ve Yeni Yeşil Düzen”, “Balkan
Ekonomileri ve Enerji”, “Balkanlar’da Enerji Verimliliği” ve “Yenilenebilir
Enerji” panellerinde tek tek ülkeler için söz konusu sektörler için mevcut durum
tespiti yapıldı. Balkan ülkelerinde elverişli coğrafi koşullara rağmen
yenilenebilir enerji kaynakları çok az kullanılıyor. Daha ziyade fosil yakıtlar
(kömür, petrol) ağırlıkta. Enerji verimliliğini ilgilendiren kanunlar henüz tüm
bölge ülkelerinde yürürlüğe girmiş değil. Balkan ekonomilerinde tarım önemli bir
yer kaplamakla beraber sürdürülebilir değil çünkü toprak verimliliği ve
biyoçeşitliliğin azalmakta ve kimyasal ilaç kullanımı yoğun. Kitle turizmine
alternatif olarak kalkınma kültürel, doğal ve kırsal turizmin geliştirilmesi ve
tarım ile turizmi birlikte ele alabilecek bir modelin gerekliliği vurgulandı.
Balkan ülkelerinde tesis edilecek yeşil ekonominin önündeki başlıca engeller ise
siyasette ve kamuoyunda farkındalığın azlığı, uzun dönemli strateji eksikliği,
mevzuatların uygunsuzluğu, finansal destek ve uygulama mekanizmalarının yokluğu,
altyapıdaki eksiklikler, devlet mekanizmalarındaki yolsuzluk ve zayıf beşeri ve
sosyal sermaye olarak dile getirildi.
Enerji, Kırsal Kalkınma, Çevre, Yenilenebilir Enerji konularındaki kanunların
son 10 yıl içerisinde çıkarılması, hızlı bir dönüşüm içerisindeki Balkan
ülkelerinin de mevzuatlarını gelişmiş ülkelerle ve özellikle son zamanlarda
çevre alanında bir kaldıraç etkisi yaratmasını umdukları Avrupa Birliği ile
yakınlaşmanın bir yolu olarak algılanıyor.
Avrupa’da ekonomik krizden en çok etkilenen ülkelerin başında gelen
Yunanistan’ın Avrupa Parlamentosu Milletvekili Michalis Tremopoulos, krizin
ekonomik, sosyal ve çevresel boyutlarına değindi. Krizi bahane eden Yunan
hükümetinin IMF baskısıyla demiryolu yapımını durdurduğunu, ancak Avrupa’nın
otoyol yoğunluğu en yüksek ülkesi olmasına rağmen otoyol inşaatlarının devam
ettiğini dile getirirken, AB ve IMF’nin ülkeye dayattığı politikaların ekolojik
yıkımı daha da arttırdığını, tek anlamlı çözümün yeşil ekonomi politikalarını
hayata geçirmek olduğunu vurguladı.
Türkiye yeşil ekonomiye uzak
Türkiye sunumlarında öncelikle ülke ekonomisi hakkında genel bilgi verildi.
Yıllar içinde seragazı emisyonlarının değişimine ve seragazı emisyonlarının
kaynaklarına – Enerji yüzde 76; Atık yüzde 9; Endüstri yüzde 8 ve Tarım yüzde 7
– değinildi. Enerji açısından bakıldığında Türkiye’nin yeşil bir ekonomiden uzak
olduğu ve yenilenebilir enerjideki büyük potansiyele rağmen birincil enerji
tüketiminin yüzde 92’sinin fosil yakıtlara dayandığı (Kömür yüzde 30, petrol
yüzde 30 ve doğalgaz yüzde 32) belirtildi. Son yıllarda kamuda ve özel sektörde
yeşil işler yaratma potansiyeline sahip organik tarım, yenilenebilir enerji,
yalıtım, ekolojik turizm, ulaşım gibi sektörlere vurgu yapıldı. Çevre ve insan
sağlığı gibi refaha dair konuların Gayrisafi Milli Hasıla dışında bırakıldığı ve
ekonomik aktivite ile yaratılan zenginliğin ne kadar sürdürülebilir olduğunu
ölçmek için yeni verilere ihtiyacın altı çizildi. Dünya Bankası’nın 140’tan
fazla ülke için hesapladığı Net Uyarlanmış Tasarruf verisinden hareketle
hareketle Balkan ülkelerinin ve Türkiye’nin ekonomilerinin sürdürülebilir olup
olmadığı incelendi.
Kapanış oturumunda ise ekonomi, enerji, tarım ve turizm başlıklarında dört
paralel çalıştay düzenlendi. Katılımcılardan önceki günlerdeki tartışmaların
ışığında bölgede yeşil ekonomiyi geliştirmek adına somut politika ve işbirliği
önerileri getirilmesi istendi. Konferansın sonuç bildirgesinde Balkan
ülkelerinin yeşil partilerinin, sivil toplum kuruluşlarının ve uzmanlarının yeni
yeşil düzen çerçevesinde politika ve mevzuat geliştirme alanında daha çok
işbirliği yapması yönünde kararlar alındı. Siyasetçilerin dikkatinin konuya daha
çok çekilmesi, toplumda yeşil ekonomiye dair farkındalığın arttırılması ve
yasaların geliştirilmesi gerektiği belirtildi. Nükleer enerji yatırımlarına
karşı ortak bir hareket yaratma, doğal alanların ve milli parkların korunmasında
Balkan ülkelerini kapsayacak bir ağ kurma, organik tarımı ülkelerin politik
gündemlerine taşıma ve Balkan ülkeleri için ortak yeşil politikalar
geliştirilmesi alınan başlıca kararlar arasındaydı.